Yayıncıların gözünden Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı

Geçtiğim pazar günü sona eren TÜYAP Kitap Fuarı'nın nasıl geçtiğini Aras Yayıncılık’tan Lora Sarı ve İletişim Yayınları’ndan Kıvanç Koçak aktarıyor.

Bu yıl TÜYAP’ın ev sahipliğinde 36.’sı düzenlenen Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı, 4-12 Kasım arasında yapıldı. Her yıl okurları akınına uğrayan fuar, bu yıl da yoğun ilgi gördü. 2017 yılının ilk 10 ayı içinde 24 kitap yayımlayan Aras Yayıncılık, Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı öncesinde dört yeni kitap bastı. Bu yılki fuarı, fuar alanının uzaklığının ve Haziran ayında Haydarpaşa’da düzenlenen kitap günlerinin etkilerini, Aras Yayıncılık’tan Lora Sarı ve İletişim Yayınları’ndan Kıvanç Koçak’a sorduk.

Lora Sarı

Lora Sarı (Aras Yayıncılık)

Her yıl olduğu gibi bu yıl da fuardan mutlu ve yorgun ayrıldık. İstanbul Fuarı, yeni yayınlarımızı birinci elden tanıttığımız, kemikleşmiş okurlarımızla fikir alışverişinde bulunduğumuz, yeni okurlar edindiğimiz bir etkinlik. Yazarlarımızın imza günleri epey ilgi görüyor. Örneğin, Mıgırdiç Margosyan dört gün boyunca TÜYAP’taydı ve bu süre boyunca kalemi elinden bir an olsun düşmedi (Margosyan 8 Kasım’daki imza gününe katılamamıştı, beklettiğimiz okurlarımızdan bu vesileyle bir kez daha özür dileyelim). Son birkaç yıldır hem stantta uyguladığımız yeni tasarım, hem bastığımız yeni kitap adediyle daha görünür olduk. Merakla standımıza yaklaşanların, kitaplarımızla ilgilenenlerin sayısı arttı. Ancak bu, satışlarımıza doğrudan yansıyan bir ilgi değil. Bu durumun bizimle ilgili olmadığının da farkındayız. Konuştuğumuz bütün yayıncı arkadaşlarımız satışlardan yana şikâyetçi. Umuyoruz gelecek yıl bu anlamda daha iyi bir fuar geçirmek mümkün olur.

Haydarpaşa’nın bir etkisi yok

Haydarpaşa’da düzenlenen kitap fuarının TÜYAP’taki fuarı etkilediğini düşünmüyorum. Okurlar fuarlara istedikleri bütün kitapları bir kerede, indirimli olarak satın alabilmek veya yazarlarla tanışmak için katılıyorlar. Belki bir kesim, Beylikdüzü’nü uzak bularak Haydarpaşa etkinliğini beklemeyi tercih ediyor olabilir, ancak bunun çok ufak bir kesim olduğuna inanıyorum. Beylikdüzü’ne uzak olduğu için gelmeyenler, muhtemelen Haydarpaşa etkinliği olmasaydı da gelmeyecekti. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı’nın Haydarpaşa’dan bir önemli farkı da, bu fuarda yalnızca okurlarla değil, yayıncılık sektöründen hem ulusal hem uluslararası firmalarla tanışma ve ortaklıklar kurma imkânını sağlıyor olması. Ancak elbette Haydarpaşa Kitap Günleri’nin de TÜYAP Fuarı’nda bulunmayan çok güzel özellikleri var; bunların başında da, hem okuyucu hem yayıncı için çok büyük nimetler olan ulaşım kolaylığı ve bir açık hava etkinliği oluşu geliyor.

Kıvanç Koçak (İletişim Yayınları)

Kıvanç Koçak

İstanbul Kitap Fuarı, hem katılımcı yayınevleri hem okurlar için kapsamı itibariyle birçok ilde düzenlenen kitap fuarları arasında en önemlisi, şüphesiz. Biz de her sene büyük heyecanla katılıyoruz. Bu fuar, 2500’ten fazla olan kitaplarımızın büyük kısmını sergileyebildiğimiz, bu anlamda okurun zincir mağazalarda bir türlü bulamadığı kitaplara elimizden geldiğince ulaşabilmesini sağladığımız, yayına hazırladığımız kitapları kimlerin aldığına dair gözlemlerde bulunduğumuz, okurlarımızla doğrudan diyalog kurarak eleştiri ve görüşlerini dinlediğimiz, diğer yayınevlerinin yapıp ettiklerine daha etraflıca göz atabildiğimiz, çok boyutlu bir alan. Tabii ki işin maddi kısmı da var, ancak bu saydıklarım doğrusu bizim daha fazla önemsediğimiz şeyler. Tüm bu çerçevede bakınca fuar bizim için bu sene de iyi geçti diyebiliriz. Her ne kadar yine kırılan ziyaretçi rekorlarından söz ediliyorsa da, ilgi konusunda önceki yıllara göre bir azalma olduğunu gözlemledim şahsen. Haftaiçi sabahları okullarla birlikte gelen öğrenci kalabalığı çekildikten sonra ortalık epey sakinleşiyordu. Sanıyorum bunda ekonomik gerekçeler de etkili oldu bu sene. 

Haydarpaşa’daki kitap fuarının TÜYAP’a büyük bir etkisi olduğunu düşünmüyorum. Bu belki küçük bir Anadolu şehri için geçerli olabilir; birbirine yakın tarihlerde düzenlenen iki farklı kitap fuarına ilgi, nüfusu, büyüklüğü, okuru belli şehirlerde birbirini şüphesiz etkiler. Ancak İstanbul’da sadece Beylikdüzü, Avcılar, Bakırköy, Esenyurt eksenini düşündüğümüzde, buralarda iki milyona yakın insan yaşıyor. Kaldı ki, Haydarpaşa ile Beylikdüzü arasındaki mesafe de birbirlerini etkileyebilecekleri kadar kısa değil. Katılan yayınevi sayısı açısından baktığınızda da, sadece Haydarpaşa için değil, İstanbul’un birçok ilçesinde düzenlenen muhtelif kitap fuarları için ‘küçük, sevimli fuarlar’ denebilir ancak, bunların Beylikdüzü’nün rakibi olması pek mümkün değil. 

‘Yol yorgunluğu’nun ilgiye etkisi var’

Beylikdüzü’nün uzaklığı, beş-altı yıl önce, henüz metrobüs yokken, ulaşım çok daha zorken de konuşuluyordu, şimdi de konuşuluyor. Dolayısıyla bu, sürekli tartışılan ve şikâyet edilecek olan bir durum olmaktan çıkmayacak, orası belli. Ama bazı gerçeklerle de yüzleşmek gerek: Evet, fuar alanı uzak fakat şu anda İstanbul’da bu kadar çok yayınevini, bu kadar okuru daha merkezî bir yerde toplayabilecek, fuarda düzenlenen onca etkinliğin, panelin yapılabileceği başka bir alan da yok sanırım. ‘Yol yorgunluğu’nun ilgiye etkisi olmadığını söylemek mümkün değil. Ancak kitaplarla iç içe olmayı, kitaplara mesai ayırmayı seven okur (onlara şükranlarımızı sunuyoruz), üç-dört saatlik yolu göze alarak geliyor. Dolayısıyla fuara değil kitaba merak, kitapla ilişki konusunu konuşmak daha anlamlı belki bunca yıldan sonra. Çünkü esas olarak bu konularda sıkıntı olduğunu düşünüyorum.

Kategoriler

Kültür Sanat Edebiyat



Yazar Hakkında