Hemşinlilerin ‘Vartevor’u

Ermenlerin en eski bayramı Vartavar’ı onların dışında kutlayan tek topluluk, Doğu Karadeniz yaylalarını yurt edinmiş olan Hemşinliler. Vartavar’ın ‘Vartevor’a dönüştüğü bu şenliğin Hemşin yaylalarından görünüşünü, bir Hemşinli yazdı. Geleneksel Vartavar'ı ise Sarkis Seropyan anlatıyor.

Temmuz sıcağında Vartavar serinliği

SARKİS SEROPYAN
sseropyan@agos.com.tr

Ermeni halkının binlerce yıldır büyük şenliklerle kutladığı en özgün ve belki de en eski bayramı olan Vartavar’ın kökeninde Büyük Tufan yer alıyor, ancak o gün her yer, özellikle de ibadethaneler renk renk çiçekler, özellikle de güllerle süslenip donatıldığından, Ermenicede gül anlamına gelen ‘vart’ kelimsesinden hareketle, ‘Vartavar’ denmiş bayramın adına.

Nuh Peygamber’in Tufan’dan kendisini ve ailesini kurtaran Tanrı’ya şükranlarını sunmak üzere kurban kesip güvercin uçurduğu o mutlu günün yıldönümünde, Ermeniler yağmuru anımsamak için birbirlerinin üzerine su atar, dahası, göl ya da akarsulara iterlerdi birbirlerini. Vartavar günü, kadim Ermeniler büyük şenlikler de düzenlerdi. Hristiyanlığın kabulünün ardından, dini liderlerin, halkın alışkanlıklarını göz önünde bulundurarak, yortuları, pagan dönemin Ermeni bayramlarına ve kutlamalarına denk getirdiklerini belirtmek gerek. Böylece, Pagan dönemin en önemli günü olan Navasart (Yılbaşı), Hıristiyanlığın kabul edilmesinden sonra Asdvadzadzin’in (Azize Meryem Ana) vefatının ardından göğe alınışı, yani Verapokhum ile çakıştırılmış. Her yıl Ağustos ortalarında yeni yılın şükran duasına çıkan insanlar bu kez de üzümün kutsanması için kiliselerde dua etmeyi âdet edinmişler ve Vartavar, Hıristiyanlığı Ermenilere resmen kabul ettiren Aziz Krikor Lusavoriç’in (Aydınlatıcı) o tarihte Aziz Karapet’in mezarını Kayseri’den Muş’a nakletmesi üzerine Surp Karapet yortusuyla, ve aynı zamanda İsa Mesih’in suret değiştirmesi ile de örtüştürülüp kutlanmaya başlamış. Her şeye rağmen, pagan gelenek ve görenekleri tamamen yok olmamış; günümüzde insanlar Vartavar’da birbirlerini ıslatmayı ve bazı yerlerde güvercin uçurmayı sürdürüyor.

Ermeni halkına özgü bu belki de en eski bayramı Ermeniler dışında kutlayan tek topluluk, Doğu Karadeniz yaylalarını yurt edinmiş olan Hemşinliler. Vartavar’ın ‘Vartevor’a dönüştüğü bu şenliğin Baş Hemşin ve Çamlı Hemşin yaylalarından görünüşünü, bir Hemşinlinin kaleminden okuyalım istedik...

Hemşinli’nin Vartevor’u

ADNAN GENÇ

Bizim Vartevor da uzun yıllar öncesinin, geçmiş hayatlarımızın izlerinin en renkli günlerinden biri. Birkaç gün sürmesine kimse engel olmadığı gibi, şimdilerde de yaşatmak için şenlikler, festivaller düzenlenen bir etkinlikler toplamı... En gözde günlerimizden biri ama, henüz unutulmasa da, pek çok gelenek ve görenek gibi, bir bilene sorulması gereken günlük hayat ritüellerimizden biri... Adı ve anısı yaşatılsın diye uğraşılır ama gerçekte nedir, ne kadar bizimdir ve geleceğe taşınmalıdır soruları bi’miktar ortadadır. Pek çok başka Hemşin ritüelinin hızla geride kalıyor olması gibi... Teknoloji, televizyon ve hayattan beklentiler artıp değişince, herhangi bir uluslararası şampiyonayı izlemek, onun üzerine konuşmak, daha çok beklenen ve heyecanla özlenen şeyler olabiliyor. Oldu da.

‘Vartevor’ genel bir isimdir ama Hemşinlilik kültürünün başladığı coğrafyamızın en batısındaki Çayeli/Senoz’da ‘behur’ derler. Ot biçme ile hasat toplama günleri arasında aynı yaylaya giden köyler, kararlaştırılmış bir günde ve herkese uygun ortak bir noktada buluşurlardı. En güzel elbiseler giyilirdi. Katırlar güzelce süslenir, tayların altına çırnaklar takılır, alınlarına aynalı alınlıklar, boyunlarına püsküllü boyunluklar takılırdı. Hava güneşliyse renkli şemsiyeler açılır, güle oynaya gidilirdi yaylaya. Yol boyunca tulumcu eşliğinde horonlar oynanır, türküler söylenirdi. Yayladan görünmeyen bir toplanma yerinde herkes birbirini beklerdi ve tulum eşliğinde yaylaya doğru yürünürdü. Her köyün pagları farklı yerlerdeydi; ayrım yerinden önce yayladakiler, aşağıdan gelenler yukarıdan mermi yakardı ama ayrım yerinden sonra bu kez de gelenler birbirleriyle mermi rekabetine girerlerdi. Behurlar gençlerin birbirini tanıdığı, sevdalık ettiği, özel zamanlardı. Belli yerlerde toplanılıp eğlenilir, öküz dövüşleri düzenlenirdi – hem kendi aralarında, hem de komşu yaylalarla.

Bunu eskiden Vartevor şenlikleri bağlamında yapardık ama pek çok nedenle benzer etkinlikler hâlâ yapılır. Düğün dernek işleri de buna benzer.

Bizlerde, Ermeni kardeşlerimizde olduğu gibi ‘su’lu şakalar olmaz, yoktur. Ama Vartevor’un bereketi temsil eden bir gün olduğu bilinir ve bu güne bu bağlamda sahip çıkılır.