Büyükada’da bir meslek için eğitim toplantısında gözaltına alınan ve 76 gündür tutuklu bulunan hak savunucularından Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Direktörü İdil Eser, cezaevinden bir mektup yazarak kendisine destek veren herkese teşekkür etti.
İdil Eser, birinci derece akrabası olmadığı için avukatları dışında kimse ile görüşemiyordu. Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Salil Shetty'nin Adalet Bakanlığı'nın özel izniyle İdil Eser ile görüşmesinin ardından, arkadaşlarının da İdil Eser'i ziyaret etmesi için izin çıktı. İdil Eser her hafta bir arkadaşı tarafından kapalı görüş olarak ziyaret edilebilecek.
Silivri’de tutuklu diğer hak savunucularıyla birlikte aynı koğuşta kalmayı çok istediğini belirten İdil Eser, “Müziği, kedileri, arkadaşlarımla olmayı, işimin başında olmayı da çok özledim” diye yazdı.
Uluslararası Af Örgütü tarafından yayımlanan mektubun tam metni şöyle:
“Bütün Uluslararası Af Örgütü hareketine teşekkür etmek istiyorum. Uluslararası Sekreterya’ya, yönetim kuruluna, kampanyacılara, imzalarıyla destek olan kişilere ve özellikle fedakârlıkla çalışmalarını sürdüren iş arkadaşlarıma en derinden teşekkür ediyorum.
Beni yalnız bırakmayan, biyolojik olmasa da ailem olan arkadaşlarıma da teşekkür ediyorum. İyi ki varsınız. Birçok insanın sizin gibi kardeşleri, arkadaşları olmasına imreneceğinden eminim. Sizleri kendi sorumluluklarımla uğraşmak zorunda bıraktığım için üzgünüm.
İş arkadaşlarımı da, o kadar vakanın arasında, bir de benim vakamla uğraştırıp onlara fazladan iş çıkarttığım için üzgünüm. Tez zamanda diğer insan hakları savunucuları ile birlikte yanınızda olmayı ümit ediyorum.
Uluslararası Af Örgütü’nün, bu süreçte, insan haklarının küresel düzeyde uygulanması açısından çok önemli bir rol oynadığına inanıyorum. Kurumun çalışma yöntemlerine, ilkelerine ve insan haklarının önemine hep inandım, inanmaya da devam edeceğim. Uluslararası Af Örgütü’nün Türkiye Direktörü olmaktan gurur duyuyorum. Bilhassa, ötekileştirilme ve yabancı düşmanlığının yükseldiği bir dünyada, Uluslararası Af Örgütü gibi kurumların öneminin daha da arttığını düşünüyorum.
Dışarıdan mektup alıp gönderemiyorum ama, eğer bana yazmak isteyenler olursa Af Örgütü Türkiye Şubesi’ne mektup göndersinler. Onları günün birinde elimden geldiğince yanıtlamaya çalışacağım.
Bizim davamızın, hak örgütleri arasındaki dayanışmayı daha da güçlendirdiğini düşünüyor ve seviniyorum. Soruşturma arkadaşlarımla aynı koğuşta kalabilmeyi çok isterdim.
Müziği, kedileri, arkadaşlarımla olmayı, işimin başında olmayı da çok özledim. Ama ben iyiyim, beni merak etmeyin. Haklı çalışmalarınıza devam edin…”