Yeni eğitim ve öğretim yılı sorunlarla başlıyor. Bazı okulların anasınıflarına neredeyse hiç yeni kayıt başvurusu yapılmazken bazı okullar da yeni öğretim yılına büyük ekonomik açıklarla başlıyor.
UYGAR GÜLTEKİN
MİRAN MANUKYAN
Yeni eğitim ve öğretim yılı başlarken Ermeni okulları yine sorunlarla boğuşuyor. Okul yönetimlerinin önünde ekonomik sıkıntılar, eğitmen yetiştirme, okulların eğitim kalitesinin yükseltilmesi gibi pek çok sorun var. Bazı okulların anasınıflarına neredeyse hiç yeni kayıt başvurusu olmadı. Öğrenci sayısı azalan okullarda mali sorunlar artıyor; bazı okullar yeni öğretim yılına büyük ekonomik açıklarla başlıyor.
Sorunların giderek ağırlaştığı bir dönemde Eğitim Komisyonu Başkanı Nuran Palakoğlu, görevinden istifa etti. Eğitim Komisyonu önümüzdeki ay yeniden yapılanma için bir araya gelecek. Yöneticiler, eğitim sorunlarının çözümü için daha güçlü projelere ihtiyaç olduğunu belirtiyor.
Eğitim Komisyonu, Ermeni okullarının sorunlarının daha hızlı çözülebilmesi ve kalıcı çözümler yaratılması amacıyla 2011 yılında kuruldu. Okullardan temsilcilerin katıldığı komisyon, başta Millî Eğitim Bakanlığı’yla yapılan görüşmeler olmak üzere pek çok konuda girişimlerde bulundu, okullara çeşitli konularda görüş bildirdi.
Bir süredir komisyonun başkanlığını yürüten Nuran Palakoğlu, geçen hafta görevinden istifa etti. Palakoğlu, daha aktif bir yapıya kavuşmak isteyen komisyon için yeterince zaman ayıramadığı için istifa ettiğini açıkladı.
Şanlı: “Ortak kayıt komisyonu kurulmalı”
Konu hakkında görüştüğümüz VADİP Genel Sekreteri Harutyun Şanlı, Ermeni toplumunun eğitim sorunlarının ciddi boyutlara ulaştığını ve bazı okullarda öğrenci sayısının erimeye devam ettiğini söyledi. Şanlı şu açıklamalarda bulundu:
“Uzun süredir tartıştığımız en önemli konulardan biri, ortak bir kayıt komisyonu kurulmasının gerekliliği. Öğrenci kayıt başvurularında kararı okul yönetimleri tek başına vermemeli. Bazı okullar daha iyi görünüyor, bazılarının ekonomik durumu daha iyi. Böyle olunca, diğer okulların öğrenci sayısı azalıyor. Bazı okullarımız bencillik yapıyor. Vakıf yönetimlerinin birbirinden farklı düşünmeleri bize kan kaybettiriyor. Bütün okullarımız için ortak bir çözüme ihtiyaç var. Ortak bir kayıt sistemi olursa kan kaybı azalır.”
“Öğrenci sayımız üç binlere kadar geriledi ve her yıl azalıyor. Bu toplam içinde Ermenistanlı öğrenciler de bulunuyor. Eğitim konusunda projelere ihtiyaç var. Uzmanlarla bir araya gelerek, okullarımızın nasıl ayakta kalacağını düşünmemiz gerekiyor.”
“Erozyona uğruyoruz ve sağlıklı düşünemiyoruz. Oysa hayata ayak uydurmamız, gerçeklerden kaçmadan, çözüm için projeler üretmemiz gerekiyor. Bazı okullarımızın dönüşüme ihtiyacı var. Okul kapamaktan bahsetmiyoruz, fakat bazı okulların birleştirilmesi ve dönüştürülmesi gerekiyor. Daha önce bunun araştırmasını yapmıştık. Örneğin, meslek liselerine giden 140 Ermeni öğrenci var; bu ihtiyaca karşılık verecek, üç branşlı bir meslek lisesi kurulabilir.”
“Ermeni okullarına gitmeyen yüzde 10’luk bir kesim var. Çocuklar genellikle orta öğretimde Ermeni okullarından ayrılıyorlar. Bunları nasıl geri getiririz, verdiğimiz eğitimin kalitesini nasıl yükseltebiliriz diye kafa yormalıyız. Günü kurtarmayı düşünürsek daha çok üzülürüz. Toplumun erimesini istemiyorsak, kimseyi dışlamadan radikal kararlar almalı ve projeleri ortaya koymalıyız.”
Paylan: “Komisyona yetki verilmeli”
Uzun süre Eğitim Komisyonu’nda görev yapan HDP İstanbul milletvekili Garo Paylan, Palakoğlu’nun istifasının ardından Eğitim Komisyonu’nun çalışmalarını nasıl sürdüreceğine ilişkin sorularımızı yanıtladı.
Paylan, okulların karşı karşıya kaldığı sorunlarla ilgili olarak şunları söyledi: “Bazı vakıflarımızın kendi vakıf bütçelerinin üzerinde gelirleri olduğu için bu okullar bağış almadan masrafları karşılayabiliyorlar. Bu da, diğer okulları zor durumda bırakıyor. Bizim yıllardır önerdiğimiz çözüm, bütün okullarımızın tek bir merkezden koordine edilmesi, eğitim ve bağış politikasının tek bir merkezden ele alınması. Bu olmadığı için bu sıkıntıları yaşıyoruz. Keyfiyet var, kişiler meseleler var... Bunların hepsini, komisyonun organize edeceği bir planla aşmamız gerekiyor.”
Paylan, komisyonun kuruluşundan bu yana yetkisiz bir şekilde çalıştığına dikkat çekti: “Komisyon 2011’de kurulduğundan beri kimse hesap sormadı, yetki de verilmedi. Ancak biz komisyonun fiilen görev yapması gerektiğini ve bir istişare kurulu gibi çalışabileceğini düşündük ve o şekilde çalıştık. Bu istifanın artık bir farkındalık yaratması gerekiyor. Komisyonun, yetkisi olan ve hesap veren bir yapıya kavuşması gerekiyor.”
Önümüzdeki ay, okulları olan vakıfların başkanları, kurucu temsilcileri ve okul müdürleriyle bir araya gelerek sorunları tartışmak istediklerini dile getiren Paylan, şu açıklamalarda bulundu:
“Okulların, eğitmen yetiştirmekten, binaların depreme dayanıklılığına kadar pek çok sorunu var. Makro politikalar üretmek gerekiyor. Yetki verilirse bu komisyon etkili çözümler üretebilir.”
“Komisyon, Ermeni toplumunun Eğitim Bakanlığı gibi çalışabilir. Örneğin üç yıllık planlar hazırlayıp bütçe oluşturur. Yetkiyi Patrikhane’den aldıysa Patrikhane’ye, VADİP’ten aldıysa VADİP’e, ve tabii ki bütün topluma hesap verir.”
“Okullarımız hiç bağış almadan ayakta kalabilir. Komisyon bunun için çalışabilir. Bağış yapmak isteyen velilerimiz yine bağışlarını yapar; komisyon bu bağışları yönlendirebilir.”
Öğer: “Birbirimizden öğrenci çalmayalım”
Bu yıl anaokuluna hiç kayıt alamayan Feriköy Merametçiyan Ermeni Okulu’nun bağlı olduğu Feriköy Surp Vartanants Kilisesi Vakfı’nın başkanı Manuk Öğer, konuya ilişkin olarak şunları söyledi:
“Bağış almak zorunda olan okulların öğrenci sayısının düşmesinin en büyük sebebi, maddi durumu iyi olan okulların ‘bedava’ diyerek insanları çağırmasıdır. Feriköy’de oturan biri, bedava diye, çocuğunu Ortaköy’e kaydettiriyor. Böyle olunca merkez semtlerdeki okullar bile öğrencisiz kalıyor. Parası olan vakıfların eğitim konusunda daha eşitlikçi davranması, ‘O ne yaparsa yapsın, ben kendi gemimi kurtarayım’ düşüncesinden arınması lazım. Hepimiz aynı eğitimi veriyoruz, hepimiz aynı şekilde bu kültürü yaşatmaya çalışıyoruz. Ermeni çocukların yarısı cemaatimizin okullarının dışında okuyor. Bizim, birbirimizden öğrenci çalmak değil, verdiğimiz eğitimin kalitesini yükseltip bütün okullarımızı doldurmak için çaba göstermemiz gerekiyor.”
Şahingöz: “Öğrenciyi geri çeviremeyiz”
Ortaköy Vakfı Başkanı İskender Şahingöz ise, eleştirilere ilişkin sorumuzu şöyle yanıtladı:
“Bizim maksimum öğrenci limitimiz 170’tir. Bu sayıyı yıllardır yakalarız. Şişli çevresinde Ortaköy dahil altı tane okul var. Başka okullar da velilerden bağış talep etmiyor. Kayıt alamayan okulların sorunları yönetimsel hatalarından kaynaklıyor. Biz cemaatin okuluyuz ve cemaate hizmet etmekle yükümlüyüz; gelen öğrenciyi kabul etmemek gibi bir lüksümüz yok. Eğer bizi tercih ediyorlarsa, biz de daha iyi hizmet vermek zorundayız.”