Mardin, Midyat’taki AFAD kampında kalan Ezidilerin kamptan zorla çıkartıldığı yönündeki iddiaları meclis gündemine taşıyan HDP’nin Ezidi milletvekillerinden Ali Atalan, “Şengal’deki Ezidi katliamının yıldönümü olan 3 Ağustos öncesi vicdana sığmayan bu metot izah edilemez” dedi.
2014’te IŞİD’in Şengal katliamından kaçarak Türkiye’ye sığınan, Diyarbakır’daki Yenişehir-Fidanlık Kampı’na yerleştirildikten sonra Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’ne atanan kayyum tarafından kamp kapatılınca Mardin Midyat’taki AFAD kampına gönderilen yaklaşık bin kişilik Ezii mülteci grubu, kamptan atılma tehdidi yaşıyor.
Son olarak 31 Temmuz’da kamp yetkililerinin Ezidilere kampı terk etmeleri için süre verdiği ve aynı günün gecesinde dört Ezidi’nin kamptan zorla çıkarıldığı belirtiliyor.
Göç İdaresi tarafından kayıt altına alınmadıkları gerekçesiyle kamptan çıkarıldıkları ifade edilen Ezidilerin, Mardin Valiliği İl Göç İdaresi Müdürlüğü’ne yaptıkları başvuru da geri çevrildi.
HDP’nin Êzidî milletvekilleri Ali Atalan ve Feleknas Uca, Mardin'in Midyat ilçesindeki AFAD kampında bulunan Êzidîlerin, ikametleri olmadığı gerekçesiyle kamptan zorla çıkarılmasını meclis gündemine taşıdı. Başbakan Binali Yıldırım’ın ayrı ayrı yanıtlaması istemiyle soru önergeleri veren Atalan ve Uca, Ezidilere kamptan ayrılmaları için mühlet verilip verilmediğini, AFAD’ın kamplarında kaç Ezidi mülteci kaldığını ve kamptan atılacak mültecilerin ne yapacağını, AFAD kampına neden milletvekilleri, STK temsilcileri ve gazetecilerin giremediğini sordu.
Agos’a konuşan Mardin milletvekili Ali Atalan, kamptan çıkarılan Ezidilerden birinin babasının kendisine ulaşması sayesinde durumdan haberdar olduğunu, şu anda kampta durum yatışmış olsa da Ezidiler arasında tedirgin bir bekleyiş olduğuna dair duyumlar aldıklarını söyledi.
Giriş yasak
Ali Atalan, Ezidi mültecilerle son kez Diyarbakır’da iletişim kurmuştu; Kayyum’un kampı kapatmasıyla Mardin’deki AFAD kampına taşınan Ezidi mültecilerle görüşme yolu da bu kampa geldikten sonra kapandı. Daha önce kampı ziyaret etmek için iki kere başvuruda bulunduğunu, ikisinin de reddedildiğini aktaran Atalan, “Neler yaşıyorlar, durumları nedir tam bilemiyoruz. Ezidi milletvekiliyim, Mardin milletvekiliyim, Midyat’taki kampa gidip halkımı göremiyorsam, bu başlı başına bir sorundur” diyor. Diyarbakır’da Ezidilerin daha özgür bir şekilde yaşadığını ifade eden Atalan, zaten imkanı olan Ezidilerin kampta kalmak istemediğini söylüyor. Özellikle 2014’te Şengal’deki Ezidi katliamının yıldönümü olan 3 Ağustos’a yaklaşılırken Ezidilerin böyle bir muameleye maruz kalmasını eleştiren Atalan, “En masumane şekilde söylemek gerekirse çok yakışıksız, gerekli hassasiyetten uzak bir tutum var. 3 Ağustos, soykırımın yıldönümünde yaralar taptazeyken insanlığa, uluslararası hukuka, vicdana yakışmayan bu metot izah edilemez” diyor.
Diyarbakır’daki kampta yaklaşık bin 200 Ezidi yaşıyordu, fakat Midyat’taki AFAD kampıyla iletişim kurulamadığı için kampta aşağı yukarı bin Ezidi’nin yaşadığı tahmin ediliyor. Atalan, kampın içinden duydukları bir söylentiyi de paylaşıyor: “Suriye’den özellikle DAEŞ’in egemen olduğu bölgelerden gelen mülteciler var. Söylentiye göre DAEŞ’e sempati duyan bir kitle varmış. Ezidileri onların yanına vermek, bitişik bir şekilde onları yerleştirmek başlı başına bir sorun. Avrupa’da bu tür şeylere çok dikkat edilir, karşıt görüşlü mülteciler bir kampta tutulamaz. Keyfi, Ezidileri yok sayan, onların hassasiyetini dikkate almayan bir anlayış egemen. Onun için durumun iyi olduğu söylenemez ama maalesef kapsamlı bir şekilde bilgi sahibi değiliz.”
Ali Atalan, katliamın 3. yıldönümünda bir çağrı iletiyor: “Ezidi inancına yönelik imha amaçlı, soykırım girişimini bütün demokratik, ilerici, hümanist kamuoyu iyi görmeli ve ona göre tutum almalıdır. Soykırımcı zihniyet Ortadoğu’da maalesef halen güçlü bir şekilde varlığını sürdürüyor. Mesele yalnızca birkaç kötü muamele meselesi değildir; bu Ortaçağ karanlığından gelen bir felsefe ve anlayışın totaliter zihniyete sahip bir ideolojinin dışa yansımasıdır. Demokratik anlayışa sahip insanlar birlikte hareket etmezse Ortadoğu rahat edemeyecek. Bu katliamı kınıyorum, bu vesileyle bütün insanlığı demokratik değerlere, ezilen etnik inanç gruplarına sahip çıkmaya çağırıyorum.”