Eşrefefendi Sokak’taki ‘Tatavla Dayanışma Pazarı’nın kuruluş hikâyesini, faaliyetlerini Cankat Aydın ve Alican Tüfenkoğlu anlattı.
Avrupa’nın birçok ülkesinde ‘charity shop’ (bağış dükkanları) ve ikinci el kıyafetler satan dükkanlar yaygın. Türkiye’de bu dükkanlardan biri Kurtuluş’ta açıldı. Eşrefefendi Sokak’taki ‘Tatavla Dayanışma Pazarı’ ikinci el kıyafetler satarak, ‘dayanışma candır’ sloganıyla tüketim çılgınlığına karşı mücadele etmeye çalışıyor. Pazarın kuruluş hikâyesini, faaliyetlerini Cankat Aydın ve Alican Tüfenkoğlu anlattı.
Pazarın kuruluş hikâyesinden başlayalım…
Alican Tüfenkoğlu (A.T): Kuruluşun temeli Gezi direnişine dayanıyor. Burayı kuran ilk ekip, Gezi Parkı direnişinde tanıştı. Sonra burada düzenlenen forumlarda ilişki devam etti. Burada ne yapabiliriz, diye düşündük. Böylece bu tür bir pazar fikri ortaya çıktı. Yurtdışında yaygın olan bu fikri Kurtuluş’a uyarlamış olduk. Mahallede dayanışma kültürünü canlandırmak istedik. Bu, tek başına yapılabilecek bir şey değildi; somut hedefler koyduk. Buradan elde edilen gelir ile üniversite öğrencilerine maddi destek sağlamayı hedefledik. Ayrıca kullanılabilir ikinci el kıyafetlerle geri dönüşüm sağlamak da bir diğer somut hedefimiz.
Cankat Aydın (C.A): Burası ‘Gençlik Dayanışma Derneği’ adıyla bağış toplayan bir dükkan olarak kuruldu. Charity shop (bağış dükkanı) kavramı Türkiye’de pek yaygın değildi. Biz bir dayanışma evi açtığımızda buradan sağlanacak gelir işe yarasın istedik. Bir yardım fonu oluşturarak, yoksul öğrencilerin yararlanmasını hedefledik. Burası dayanışma evi olduğu için toplantı yapmak, ders çalışmak ve kültürel etkinlik yapmak isteyenlere de kapımız açık. Buranın sahibi, bu mahallede oturanlardır. Bir grubumuz var; kim o hafta müsait ise o gelip dükkanı açıyor ve bu kişiler her gün değişiyor. Buradaki eşyaların çoğunu para vererek almadık, çevreden toplayarak ve emeğimizle bu hale getirdik.
Peki, ikinci el kıyafetler dışında başka neler satılıyor?
A.T: Kıyafet, ayakkabı, çanta, aksesuarlar, kitap, DVD, ufak tefek ev eşyaları buraya bağış olarak geliyor. Bizim başka dayanışma gruplarıyla da işbirliğimiz var. İstanbul Zapatista Kahve Topluluğu’nun Meksika’dan getirdiği kahveleri satıyoruz. 2 senedir Tunceli Ovacık’tan gelen Ovacık fasulyelerini satıp Ovacıklı öğrencilere gelir sağlamaya çalışıyoruz. Okmeydanı’nda yaşayan Suriyeli mültecilerin oluşturduğu ‘Kadın Kadına Mülteci Mutfağı’ ekibinin yaptığı reçeller, turşuları getirip satmaya çalışıyoruz. Oradan elde edilen geliri mültecilere ulaştırmaya çalışıyoruz.
Mahallelilerin dükkana ilgisi nasıl?
C.A: Gayet iyi. Zaten bizler de bu mahallede oturuyoruz. Dükkanı mahallede bilmeyen yok, mahalleliler buraya uğrayarak eşya bırakıyorlar. Yapacağımız bir etkinliğe yardım ederek veya bir bağlantı sağlayarak bize katkıları oluyorlar. Onların satın aldıkları ikinci el kıyafetler ile üç tane üniversite öğrencisine maddi destek sağlıyoruz.
A.T: ‘Biz başından beri bu konuda hiç sıkıntı çekmedik. Buranın kuruluşuna mahalleden birçok insan gelerek yardımcı oldular. İnsanlar buraya bağış yapmaları dışında buradan eşya satın alabilir, etkinliğe gelerek bize destek olabilir. Burası yardıma açık bir yer, komşular gelip bize hal hatır soruyor. Bizi hiç yalnız bırakmadılar, o açıdan çok şanslıyız. Burada böyle bir iş yapıyorsak mahallede yaşayan insanlar sayesinde yapıyoruz.