Ali İsmail Korkmaz ve Ahmet Atakan’ın ardından adalet arayışlarına devam eden iki anne, Emel Korkmaz ve Emsal Atakan, Anneler Günü’nde Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın mücadelesine destek vermek için bir günlük açlık grevi yaptı.
“Orda çocuklar vardı, çok uzakta… Gözyaşlarına sansür konulmuş çocuklar… Özlemlerini döküp içlerine, düşlerinde hep uçurtma uçuran çocuklar…” Bu dizeler Adnan Yücel’e ait. Onlar, bekletilen umutların ve hayallerini biriktiren yaşamların dizeleri. O yüzden de bugüne dair haberin ilk cümleleri. Ankara Yüksel Caddesi’ndeki açlık grevlerinin 67. gününde de ‘buradayım’ diyen Araştırma Görevlisi Nuriye Gülmen ve Öğretmen Semih Özakça'nın cümle cümle biriken talepleri.
İşte o talepler, Ankara’dan Antakya’ya bir kalp yolu çizdi hafta sonunda. Ve o yol, iki Gezi annesinin buluşma noktası oldu. İki anne, araştırma Görevlisi Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça’nın ‘İşimi ve Öğrencilerimi geri istiyorum’ çığlığına destek verdi.
Geçtiğimiz Pazar günü, Gülmen ve Özakça'nın görevlerine iade edilmek için başlattıkları açlık grevine destek vermek için Antakya Parkı’nda bir araya gelen Ali İsmail Korkmaz’ın annesi Emel Korkmaz ve Ahmet Atakan’ın annesi Emsal Atakan bir günlük açlık grevi yaptı; Ankara Yüksel Caddesi’nde haftalardır süren mücadeleye destek verdi.
Hatay Eğitim-Sen üyelerinin de katılarak destek verdiği eylemde halaylar çekildi, şarkılar ve türküler söylendi, Ankara’nın Yüksel Caddesi’nde ayakta durmaya çalışan iki aç bedenin direnişi için ‘buradayız, sizinleyiz’ dendi, hak, hukuk, adalet istendi.
“Onlar bizim de evlatlarımız”
Ali İsmail Korkmaz’ın annesi Emel Korkmaz’ın mesajı şöyleydi:
“Yüksel Caddesi’ndeki direnişe destek olmak için buradayız. Biliyorsunuz, bugün aynı zamanda Anneler Günü. Ama bizler için anlamı olmayan bir gün. Ama her şeye rağmen, Semih ve Nuriye’ye destek olmak için açlık grevindeyiz. Ölümler olmasın istiyoruz. Çocuklarımız artık katledilmesin istiyoruz. Onlar da bizler de benzer bir adaletin peşinde gidiyoruz. Burada olmamızın sebebi de bu. Adalet sağlansın ve çocuklarımız işlerine geri dönebilsin. Yaşanan bu açlığın sonunda çocuklarımızı kaybetmek istemiyoruz.”
Ahmet Atakan’ın annesi Emsal Atakan ise şöyle konuştu:
“Oğlunu kaybetmiş bir anneyim. Hayatımız bize zehir oldu. Hiç bitmeyen bir acının içinde yaşıyoruz. Emel Anne’nin dediği gibi, bugün Anneler Günü, ama mutlu olamıyoruz. Çünkü çocuklarımıza sarılamıyoruz. Onları öpemiyoruz. Ama mezar taşlarını öpüyoruz. O nedenle de buradayız. Direnenlerin yanındayız. Direnen öğretmenlerimizin yanındayız. Direnen akademisyenlerimizin yanındayız. Onların sesine ses olabilmek için buradayız. Bizler anneyiz ve onlar da bizim evlatlarımız. Hepiniz bizim evlatlarımızsınız. Bir an önce mesleklerine geri dönmelerini talep ediyoruz ve buradan Yüksel Caddesi’ni selamlıyoruz.”
Hatay Eğitim-Sen adına Yüksel Caddesi’ndeki dayanışma eylemine katılan Ayhan Erkal, Emsal ve Emel annelerin çağrısıyla geldikleri dayanışma nöbetiyle ilgili “bu direnişin sesi soluğu olmaya geldik.
Buradan, Hatay’dan; ölüme yatan, işine, onuruna ve emeğine sahip çıkmak için 67 gündür açlık grevinde olan ve her an hayati tehlikeyi yaşayabilecek Nuriye ve Semih’e el uzatıyoruz. Halkımızın buradaki duyarlılığı bize daha fazla bir güç veriyor” dedi.
Ali İsmail Korkmaz’ın ağabeyi avukat Gürkan Korkmaz da dayanışma eylemindeydi. Korkmaz, “Burada çok haklı bir mücadele var. Bu haklılıklarını da bedenlerini aç bırakarak, ama ruhlarını o açlıkla doyuran iki akademisyen var. Kanun hükmünde kararnamelerle binlerce insan mağdur edildi. Biz; Nuriye ve Semih için, kanun hükmünde kararnamelerle işlerinden haksız yere kovulan herkes için buradayız. Buradan, Yüksel Caddesi’ndeki mücadeleyi selamlıyoruz. Aslında Nuriye ve Semih de bizler de adalet peşinde koşan insanlarız. Ne yazık ki hukuk kalmadı. Adalet kalmadı ve her şey tamamiyle keyfi uygulamalara dönüştü. Artık kanuna göre değil, fiili duruma göre hareket edilir oldu. O nedenle, adaletin öneminin bilincinde olan bir aile olarak, aynı adalet arayışındaki Nuriye ve Semih’in yanındayız” dedi.