Türkiye Yayıncılar Birliği, Belge Yayınları’na geçtiğimiz haftasonu yapılan polis baskınında 2 bini aşkın kitaba el konmasıyla ilgili açıklama yaptı.
Birlik üyesi olan Belge Yayınları’na yönelik polis baskınını eleştiren Türkiye Yayıncılar Birliği, 1977’den beri faaliyette olan yayınevinde bulunan ve çoğu 2001’deki Bandrol Kanunu’ndan önce yayımlanmış kitapların toplatılmasının da ‘mantığı aykırı’ olduğunu belirtti.
Türkiye Yayıncılar Birliği, “Aykırı ve muhalif yayınların da var olması ve okura ulaştırılmasının demokrasinin, ifade ve yayınlama özgürlüğünün, bilgi edinme hakkının bir gereği olduğunu hatırlatıyoruz” dedi.
Açıklamanın tamamı şöyle:
"2000’i aşkın kitaba dayanaksız el konması endişe vericidir
Birliğimiz üyesi Belge Yayınları’na 6 Mayıs 2017 Cumartesi günü polis baskını düzenlenmiş, yayınevi raflarında bulunan 2200 kitaba el konmuştur.
Yayınevi yetkililerinden alınan bilgiye göre, Cumartesi günü yayınevi görevlisi Mehmet Ali Varış polis tarafından aranarak yayınevi ofisini arama yapılmak üzere açması istenmiştir. İstanbul 4. Sulh Ceza Mahkemesi’nin kararına dayanılarak yapılan aramada 2200 adet kitap toplanıp götürülmüştür.
Mahkeme kararı “DHKPC terör örgütü propagandası içerikli yasaklı kitapların basım ve dağıtımı yapıldığı” gerekçesiyle alınmıştır. Arama sırasında, haklarında daha önce başka mahkemelerce toplatma kararı verilmiş olan 2 eserin 31 kopyası dikkat çekmiş, arşiv amacıyla elde tutulduğu belirtilen bu kopyalara el konmuştur. Ancak toplanan kitapların 2171 adedinin ise mahkeme kararında geçen gerekçeyle ilgisiz biçimde, “bandrolsüz oldukları” gerekçesiyle toplandığı dikkat çekmiştir. Bu kitapların büyük bir kısmının 1977’den bugüne faaliyette olan yayınevinin arşivinde duran, “2001 tarihli Bandrol Uygulamasına ilişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik”ten yıllar önce yayınlanmış kitaplar olduğu öğrenilmiştir. Bu tarihte yayınlanmış kitaplarda bandrol bulunmasını beklemek mantığa aykırıdır.
Son dönemde kitaplar hakkında henüz kitap yayınlanmadan önce “tedbiren” alınan yasaya aykırı yasaklama kararları, Basın Kanunu’ndaki yasal süre aşıldığı halde geçmiş tarihli yayınlara yönelik alınan toplatma kararları, toplatma kararların yayınevlerine tebliğ edilmeden uygulamaya konması gibi gelişmeler yayıncıların yasa çerçevesinde önlem almalarını engellemekte ve mağduriyete yol açmaktadır.
Aykırı ve muhalif yayınların da var olması ve okura ulaştırılmasının demokrasinin, ifade ve yayınlama özgürlüğünün, bilgi edinme hakkının bir gereği olduğunu hatırlatıyor, önümüzdeki dönemde keyfi kitap toplatmaların yaşanmamasını diliyoruz."
