Türkiye Ermeni toplumunun en önemli hafıza mekânlarından biri olan Kamp Armen’in yeniden inşa edilmesi için çalışmalar başladı. Yıllarca, aralarında Hrant Dink’in de olduğu yüzlerce çocuğa ev sahipliği yapan kamp binası, yeni binanın inşa edilmesi için 8 Nisan’da tamamen yıkıldı.
Bina Gedikpaşa Ermeni Protestan Kilisesi ve Mektebi Vakfı’na iadesinden önce tapudaki son sahipleri tarafından yıkılmak istenmiş, bu girişim durdurulana kadar binanın bir kısmı yıkılmıştı.
Vakfa iadenin sağlanmasının ardından Kamp Armen’in yeniden inşa edilmesi için Ermeni toplumunun ilgili vakıf ve derneklerinin bir araya gelerek yürüttüğü çalışmalar doğrultusunda, kamp, yetimhane özelliğini yitirmeden, büyük bir ‘gençlik ve bilişim merkezi’ olarak hizmet verecek.
Gedikpaşa Ermeni Protestan Kilisesi ve Mektebi Vakfı Başkanı Kirkor Ağbaloğlu, Kamp Armen’deki çalışmalarla ilgili bilgi verdi. Ağbaloğlu şunları söyledi:
“Tabii ki Kamp Armen iyi anlamda yıkılıyor ama ne de olsa burada bir tarih var. Yıkım sırasında ister istemez ‘Tarih siliniyor, geçmişimiz siliniyor’ diye düşündüm, duygusallaştım. Ama daha iyi, daha çağdaş bir yapı gelecek. Bugünkü teknolojik gelişmeye uygun bir yapı inşa edilecek ve çocuklarımız sosyal anlamda daha aktif olacaklar. Üzerimizdeki ‘Geçmişin izleri siliniyor’ acısı bir nebze de olsa gidiyor. Dün Kamp Armen’e geldiğimizde komşular ‘Çocuk sesleri duymak istiyoruz’ diyorlardı. Kısa süre sonra burada yeniden duyacağız bu sesleri.”
İmar değişikliği bekleniyor
Yeni merkez için ilk projeler hazırlandı. Ancak Kamp Armen’in üzerinde bulunduğu arazi, imar planlarında halen ‘idari tesis’ alanı olarak görünüyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Kadir Topbaş’la yapılan görüşmelerde, imar planında arazinin ‘sosyal ve kültürel tesis’ alanı olarak yeniden düzenlenmesi konusunda mutabakata varıldı. Değişiklik için gereken başvurular da yapıldı. İnşaatın başlayabilmesi için Tuzla ve İstanbul Büyükşehir belediyelerinin imar planlarında söz konusu değişikliği yapması bekleniyor.
Hukuksuzca gasp edilmişti
Gedikpaşa Ermeni Protestan Kilisesi tarafından, Valilik ve Vakıflar Genel Müdürlüğü’nden izin alınarak satın alınan Tuzla Ermeni Çocuk Kampı, yıllarca, aralarında İstanbul dışından gelenlerin de bulunduğu pek çok çocuğa ev sahipliği yaptı. Hrant Güzelyan’ın öncülüğünde kurulan kampa Hrant Dink ve Rakel Dink de büyük emek verdiler, bir dönem kampın idareciliğini yaptılar.
Gedikpaşa Ermeni Protestan Kilisesi Vakfı’nın satın aldığı kamp arazisi, 1936 Beyannamesi gerekçe gösterilerek, çocukların emeğiyle inşa edilen tesisiyle birlikte, devlet tarafından ilk sahibine iade edilmiş ve kampa el koyma süreci, Yargıtay’ın 1987’de yerel mahkeme kararını onaylamasıyla tamamlanmıştı.
Kampın iadesi için vakıf yönetimi bütün hukuki yolları denedi ancak sonuç alamadı. Boş aldıkları arazinin üzerine yapılan tesisler için tazminat talebiyle açılan davalar dahi sonuçsuz kaldı.
2011’de Vakıflar Kanunu’nda yapılan değişiklikle azınlık vakıflarının el konan mülklerinin iade süreci başlayınca, Tuzla Çocuk Kampı için de Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne (VGM) başvuru yapıldı. Ancak VGM, Tuzla Kampı’nın satışının hukuki olarak iptal edilmiş olmasını gerekçe göstererek, dosyayı ‘el konmuş mülk’ olarak değerlendirmedi ve bu sebeple kampın iadesi ya da tazminat ödenmesi söz konusu olmadı.
175 günlük direniş
Kampın, tapuda son sahibi olarak görünenler tarafından 1 Mayıs 2015’da yıkılmaya çalışılması üzerine, direniş başladı. Nor Zartonk ve Kamp Armen Dayanışması, yıkıma karşı kampta 175 gün boyunca nöbet tuttu.
Ermeni toplumunun sivil toplum örgütü temsilcileri ve siyasetçilerinin de dahil olduğu görüşme süreci, dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun da araya girmesiyle, kampın vakfa iade edilmesiyle sonuçlandı. 27 Ekim 2015’da kamp yeniden Gedikpaşa Ermeni Kilisesi’ne bağışlandı.