Yakın dönemdeki patriklik seçimi süreçlerini yakından takip eden avukat Luiz Bakar, değabah seçimine İstanbul Valiliği’nden gelen müdahaleyi değerlendirdi. Bakar, müdahalenin hiçbir hukuki dayanağı olmadığını söylüyor.
Bakar’ın açıklamaları şöyle:
“Mesrob Badriarkımızın bir mucize eseri aramıza döneceğine ve o çok sevdiği ‘ator’una kavuşacağına inancımı hiç kaybetmedim – ta ki geçtiğimiz Ekim ayı sonlarına doğru ruhani kardeşleri kendisini emekliye ayırana kadar...
Emekli olduğuna dair karar verildi ve Patriklik Makamı münhal kabul edildi. Daha sonra ananelerimiz doğrultusunda bazı tartışmalara rağmen normal süreç işlemeye başladı. Şöyle ki: Tüm ruhaniler kurulu toplanıp gizli oyla münhal olan patriklik makamına Almanya Ermenileri Ruhani Önderi Karekin Bekçiyan’ı değabah seçti. Bilindiği üzere değabah seçiminin hemen akabinde sunulan Vilayetten faksla gönderilen bir yazı bu seçimin geçersizliğinden söz ediyordu. Bu müdahalenin hiçbir hukuki mesnedi yoktur. Değabah seçimi Ermeni cemaatinin ve kilisesinin bir içsel sorunudur. Seçilen değabah’ın görevi sadece patrik seçim sürecini yönetmek değil. Değabah aynı zamanda kiliseyi de yönetecek. Yani ruhaniler toplanıp patrik seçilene kadar kendilerine önder olacak ve cemaatin dini işlerini yönetecek kişiyi seçtiler. Görüldüğü gibi değabah seçimi bir din adamı seçme sürecidir, dolayısıyla anayasal nedenlerle idarenin hiçbir şekilde müdahalesi söz konusu olamaz. Tekrar hatırlatmakta fayda var, değabah seçimi sadece patrik seçimi sürecinin ilk adımı değildir. Münhal olan makama cemaatin dini işlerini deruhte edecek bir kaymakam seçimidir. Kaldı ki Ermeni toplumunun dini yaşamları, iç işleyişleri ile ilgili yapacakları işlemler için herhangi bir izin söz konusu olmadığı gibi idarenin müdahil olma gibi bir tutumu da olamaz.
Nitekim kendi ananelerimize göre patriklik makamının boş olduğu tespit edildikten sonra gerekli işlemlere başlatılır. İdari makamlar bu konuyu değerlendiremez.
Kaldı ki gerek Şınorhk Badriark’ın, gerek Karekin Badriark’ın vefatlarını takip eden patrik seçimlerinde şahsen çalıştım ve her iki seçim sürecinde de bu tür anlaşmazlıkların yaşandığına şahit oldum. O zamanlar olduğu gibi bu defa da bu yanlış anlaşmadan doğan bu olumsuzlukların ortadan kalkacağına mutlak surette inanıyorum.