'Ekmek getiren” ismiyle bilinen Artur Sarkiyan’ın cezaevinde yaptığı açlık grevi sonrası serbest bırakılması ve kısa bir süre sonra hayatını kaybetmesi, Ermenistan’ta siyasi gündemin başlıca maddesi. Alin Ozinian “Ekmek getiren”in hayatını yazdı, ölümünden sonra yaşanan tartışmaları derledi.
Ermenistan gündemine damgasını vuran bu ölüm ve sonrasında yaşanan tepkileri daha iyi anlayabilmek için filmi belki de en başa sarmak gerekiyor. 49 yıl öncesine. Artur Sarkisyan 9 Ağustos 1968’de doğdu. Tahta oyma ustası olarak bilen Sarkisyan 1990 yılında Yerevan Politeknik Üniversitesinde kibernetik mühendisliği ve telekomünikasyon mühendisliği alanlarında çift dal eğitim aldı. 2002 yılında tekrar üniversiteye başlayarak bu kez Hukuk ve Ekonomi okudu.
Karabağ savaşına katılan Sarkisyan cepheye ekmek taşırken ağır yaralandı. 1996-2016 yıllarında Yerevan’ın ünlü Vernisaj el işleri pazarında eserlerini sattı. Kilisede sargavak olan Sarkisyan, Surp Hagop kilisesinde de çalıştı. 2016 yılının 26 Ağustos sabahı 10 gündür orada bulunan “Sasun Delileri”ne ekmek götürdü. Sasun Delileri grubunun sempatizanlarının anlattığına göre, polisi geçerken, 4 koldan ateş altında kaldı, fakat yaralanmamayı başardı. 31 Haziran’da grup teslim olduktan sonra, 5 Ağustos’ta silahlı gruba yardım ve yataklıkla suçlandı. Tutuklanmasının ardından sağlık sorunları sebebi ile salıverilen Sarkisyan, davalara katılmadığı gerekçesiyle Şubat ayında ikinci kez tutuklandı ve açlık grevine başladı. Artur’ın serbest bırakılması için Yerevan’da protesto gösterileri düzenlendi. Bunun üzerine 6 Mart’ta milletvekillerinin de talebi doğrultusunda mahkeme Artur’u serbest bıraktı. Avukatları ve doktorları ölüm sebebinin bu açlık grevi ile kötüleşen sağlık durumu olduğu konusunda hemfikir.
10 gün sonra hayatını kaybetti
15 Mart’ta acilen kaldırıldığı Armenia hastanesinde bağırsak düğümlenmesi teşhisi ile ameliyata alınan Sarkisyan için doktorlar çok az şans verdiler. Ameliyat sonrası yoğun bakıma alınan “Ekmek getiren” özgürlüğünün 10. gününde, 16 Mart’ta hayata veda etti. Ermenistan’da kamu oyunun büyük kısmı ölümle ilgili olarak sağlık sorunlarını ciddiye almayarak tutuklama kararı veren mahkeme ve hükümeti suçluyor..
16 Mart’ta Sarkisyan’ın ölüm haberini alan arkadaşları, aktivistler ve gençler Yerevan Özgürlük Meydanı’nda toplanıp protesto gösterilerine başladılar. Grup daha sonra Bagramyan caddesinde bulunan Cumhurbaşkanlığı Köşkü önünde de gösterilerini sürdürdü. “Onu siz öldürdünüz” sloganları atan göstericiler, Sarkisyan’ın Karabağ şehitliği olan “Yeraplur” tepesine gömülmesini talep ettiler. Bu talep hükümet yetkileri tarafından temelsiz bulunup reddedilirken, kimileri de, muhalefeti cenazeyi siyasallaştırdığı gerekçesiyle eleştirdi. Sarkisyan’ın ağabeyi, cenazenin aile kabristanları olan Şahumyan mezarlığına defnedilmesini istedi. Karabağ Savaşı gazilerinin kurduğu Sasunlu Tavit Derneği Başkanı Hamlet Hovsepyan da Sarkisyan’ın şehitliğe gömülmesine muhalefet edenlerden. Hovsepyan “Artur’un acısını hepimiz paylaşıyoruz, ama şehitlik başka bir yer, bu sadece benim değil diğer şehit ailelerinin de görüşü, bu olayı siyasallaştırmanın yanlış olduğunu düşünüyorum. Yanlışlar yapıldı, ölümü engellenebilirdi, ama seçim öncesi bu tip adımlar çok çirkin.” dedi.
Anısı yaşatılacak
Artur Sarkisyan’ın ölümünden sonra arkadaşları 24 Nisan 2015 yılından beri Ermenistan’daki IDEA Vakfı tarafından halkı ve insanlık için hayatını tehlikeye atanlara verilen “Aurora” ödülü için “Ekmek Getiren’i” aday olarak göstereceklerini açıkladılar. Artur’un hastalığı ve ölümünden sonra kendisine bir çok şarkı ve şiir yazıldı, bunlardan en önemlisi Armen Movsisyan’ın ve Haçik Manukyan’ın “Size ekmek getirdim çocuklar” adını taşıyan şarkısı. Bundan sonra, Ağustos 9’un “Ekmek Getiren Hatıra Günü” olarak kutlanması ve ihtiyacı olan insanlara yemek dağıtılması düşünülüyor.
Adalet Bakanı hedefte
Azadutyun gazetesinin “Sarkisyan’ın hastalıklarından biri bile onun cezaevi dışında tutulması için bir sebep değil miydi” sorusuna Adalet Bakanı Hovhanisyan “Kendisinin mahkemeye sunduğu rapor 1999 yılına aitti, 16 yıllık bir rapor üzerinden işlem yapılamazdı. Benim görevim olaylara soğukkanlılıkla yaklaşmak. Hukuk belgeler üzerinden ilerleyebilir, ancak bize sunulan rapordaki hastalıkların 825. madde kapsamında cezaevinde tutuklu kalmasını engelleyip engellemeyeceğine karar verebiliriz. Ayrıca tutuklu olan kişilerin sağlık hizmeti almak gibi hakları var, reddetme hakları da var.” cevabını verdi.
AİHM’ye başvuru
Sarkisyan’ın avukatları Şubat ayında serbest bırakılması veya hastanede tedavi görülmesine izin verilmesi için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurmuştu. AİHM iki gün içinde başvuruya yanıt verip Ermenistan hükümetinden tutuklu Sarkisyan’ın sağlık durumu ve hapiste ona gereken ilaçların verilip verilmediği ile ilgili bilgi talep etmişti. Sarkisyan’ın ölümünden sonra avukatları ve arkadaşları öncelikle Hükümeti, Adalet Bakanlığı’nı ve davanın savcısını ölümden sorumlu tutuyorlar. Avukat Dikran Yegoryan “Savcının Sarkisyan’ın haklarını çiğnediğini ve ona düşmanca tavır sergilediğini biliyoruz. Dava sırasında müfettişlerin de tarafsız olmadığı aşikar. Ayrıca ceza evindeki çalışanların da Artur’a gerekli ilgili ve yardımı göstermedikleri hakkında kanıtlarımız var” dedi. Artur’un cenazesinden önce biyopsi yapılacağı ve biyopsi sırasında yurt dışından da doktorların davet edileceğini bildiren Yegoryan gerekli tüm belgeleri toplayacaklarını söyledi. Yegoryan davayı didik didik edip sadece kurumlar değil artık tek tek görevini kötüye kullanan kişiler ile mahkemede görüşeceklerini bildirdi.
Siyasilerden tepki
Siyasetçi Stephan Danielyan: Herkes hükümetin “Ekmek Getiren”i öldürdüğünü söylüyor, oysa tam aksi söz konusu, o artık bir kahraman. O mağdur değildi. Kendisi seçti bu yolu, o ekmek götürerek polis teşkilatının planlarını altüst edebildi. Sistemi yaraladı. Ama o daha büyük bir değişim istiyordu. Ölüme kendi gitti ve ölümü ile sisteme olan kuşkuları çoğaltmaya çalıştı.
Cumhuriyetçi Parti Milletvekili Sukias Avedisyan: “Ekmek Getiren” adaletsizlik yüzünden öldü. O insan hakları için mücadele etti. Ermenistan vatandaşlarının hakkını savundu, Ermenistan’da adaletin hükmettiğini görmek istedi. Bu ölümden hükümet değil, bizzat dava sürecini yönetenler sorumlu. Bu sorumlular bulunup cezalandırılmalıdır.
Milletvekili Myasnik Malkhasyan: “Ekmek getiren” hükümetin yapamadığını yaptı, silahlı bile olsalar insanlara ekmek götürülmesi gerektiğini savundu ve bunu bizzat yaptı. Hükümet görevini yapmazken o hayatını tehlikeye attı.
Ohanyan-Raffi-Oskanyan Partisi: 12 Şubat’ta Artur Sarkisyan’ın yersiz tutuklanması bir rövanş ve düşmanlık göstergesiydi. Hasta birine bunu yapmak akıl alır şey değildi. O çiğnenen haklarını tekrar kazanabilmek için ölüm orucundan başka bir yol bulamadı. O halkımızın cesaret ve temizlik sembolü oldu.