Sansür ve saldırı anında yapılması gerekenler

İşte, sanat eserine saldırı anında ya da bir sansür uygulamasıyla karşılaştığınızda, sanatçı, galerici, oyuncu, küratör, tiyatro ya da sinema yönetmeni olarak yapmanız gerekenlerin tam listesi.

TUĞBA ESEN
ztugbaesen@gmail.com

ONUR ŞİMŞEK
onrsimsek@yahoo.com

Nice sansür uygulamasını, her türden saldırgan davranışı sineye çektiğimiz koca bir seneyi geride bırakıyoruz. Son olarak, İstanbul’da bir çağdaş sanat fuarı olduğunu öğrenen muhafazakârların “Atalarımıza yamuk olmasın” diyerek etrafı kolaçan etmeye geldiğine tanık olduk, ödül kazanmanın coşkusuyla yapılan kimi eleştirel konuşmaların ardından, bahsi geçilen ödülün verilmediğine de. Uzun lafın kısası, olağan halde de OHAL’de de sanata hep şüpheyle yaklaşıldı. “Şimdi bunlar burada ne demeye çalışıyor?” diye kafa patlatmak yerine, kafa patlatma tehditleri savuruldu. Ardı arkası kesilmeyen sansür ve saldırı vakaları, bir kısım basında, sosyal medyada, içki masalarında tartışıldı, bundan sonra da tartışılacak. Peki, tüm bu yaşananlar karşısında elimiz kolumuz bağlı mı? Değil tabii.

İşte, sanat eserine saldırı anında ya da bir sansür uygulamasıyla karşılaştığınızda, sanatçı, galerici, oyuncu, küratör, tiyatro ya da sinema yönetmeni olarak yapmanız gerekenler:

  • Uluorta sergilenecek bir heykel yaparken, birilerinin dedesine ait bir fotoğrafı kullanırsanız torunlarının ‘gerekeni yapacağını’ bilmeli, bulunduğunuz ülkedeki tüm bireylerin şeceresini çıkarmalısınız.
  • Saldırıya ya da sansüre uğrayan eserinizi korumaya çalışmayın. Bırakınız engellesinler, bırakınız bozsunlar. Yenisini yaparsınız. 
  • Katıldığınız sanat fuarında, şüpheli bir grubun size ya da yakınınızdaki galeriye yaklaştığını görürseniz dayanışma-savunma pozisyonu almayın; taşrada bir apartman dairesi fiyatına kiraladığınız standınızı bırakıp kaçın. Sakinliğini koruyanlara da kaçmalarını öğütleyin. Fuar yönetimi ve görevlilerinin sizi ve standınızı bu gibi durumlardan korumakla yükümlü olduğu gibi bir zanna kapılmayın.
  • Sansürlenmeye çalışılan işinizin neden sansürlenmek istendiğini ve karşınızdaki kişi ya da kişilerin hassasiyetlerini iyice kavramaya çalışın ki, bir sonraki işinizi o noktalara dikkat ederek yapasınız.
  • Eğer geçici bir süreliğine kiralanmış bir mekânda sergi açıyorsanız, müstehcen işlerin sergilenmesini istemeyen mekân sahibinin isteklerine boyun eğin. ‘Rahatsızlık’ yaratan işleri mekândan kaldırın. Bir dahaki sefere de, mal sahibinin kafasındaki ahlak kurallarına uygun sergiler düzenler, hiç böyle çekişmeler yaşamazsınız.
  • Sansür varsa otosansür uygulayın. Onlar leb demeden siz leblebiyi yutun, ‘içselleştirin’.
  • Bulunduğunuz mahalleden bir kişi ya da grup açılış etkinliğiniz sırasında galerinize yan gözle bakıyorsa, daha önce yaşanan saldırıları hatırlayarak, ziyaretçilerle birlikte geri çekilin. Bu çekingen davranışınız, komşularınızla aranızda ‘ensesine vur, lokmasını al’ ilişkisinin gelişip güçlenmesine yardımcı olacaktır.
  • Gelelim tiyatro sahnelerine... Sahnelediğiniz bir tiyatro oyunu, bir basın-yayın organı tarafından hedef gösteriliyorsa, spotları sessizce kapatın, ritmik danslarla perdeleri orta hatta birleştirin. Klasik değil de perdesiz, küçük bir sahnede oynuyorsanız, bulunduğunuz mekân çamaşırhane, oto tamirhanesi gibi işletmelere dönüşmeye müsait olduğundan, ertesi gün o mesleğin erbabıymış gibi davranıp, bulunduğunuz mahalleyi inandırıcı oyunculuğunuzla güzelleştirebilirsiniz.
  • Oyununuz replikleri itibarıyla faşizm eleştirisi yaparken, seneler önce sahnelendiğinde olduğu gibi bir kesimin saldırısına uğruyorsa, önce sahneden çay güzellemesi yapın, sonra ülkenin değişmeyen değerlerinin gerçekte neler olduğunu anlatan yazılı bir metni “Değerlerimiz tahrip ediliyor”cuların yüzlerine hafifçe çarpın.
  • Bir ödenekli tiyatronun üyesiyseniz, oynadığınız oyundaki sansürü elinizden geldiğince, dilinizin döndüğünce görmezden gelin. Gazetelere “Asla sansür yoktur, olması mümkün değildir” açıklamaları yaparak, oyunculuktaki ustalığınızı bir kez daha kanıtlayın.
  • Bir de ödül törenleri var tabii… ‘En İyi Yapıt’ ödülünü almak üzere çıktığınız sahnede yaptığınız konuşma, ödülü alamamanıza neden olabilir. Bu yüzden, bu tür törenlere gitmeden önce, ödül alma ihtimalinizi göz önünde bulundurarak, ‘barıştan ve kardeşlikten bahsetmemenin beş yolu’ içerikli önerileri okuyup, konuşma üslubunuzu daha edepli bir hale getirebilirsiniz.
  • Bir festivalin ödül töreninde, arkadaşınızın filmine, hak ettiği ödül sarf ettiği sözlerden ötürü verilmiyorsa, sessizce koltuğunuza gömülün, bir yıl boyunca asla bu konudan bahsetmeyin. Bir sonraki sene aynı festivalde ödül alırsanız törende nasıl konuşmayacağınızı maddeler halinde yazdığınız kâğıtları çalışma masanıza yapıştırın. Bunların fotokopilerini, çekeceğiniz filmin ekibine dağıtın.

Kategoriler

Kültür Sanat Sergi