Ermeni okullarında ‘misafir öğrenci’ statüsüyle eğitim gören Ermenistanlı çocuklar, eğitim yılı sonunda yalnızca notlarını gösteren bir sertifika alabildi. Halbuki aralarında teşekkür veya takdir belgesi hak eden çok başarılı öğrenciler vardı. Margarita Sardaryan, Kristina Haçaduryan ve Gagik Ohanyan, arkadaşları gibi gerçek birer karne alıp gelecekte üniversiteye girebilmenin hayaliyle yaşıyorlar.
MARAL DİNK
maral@agos.com.tr
Haziran ayının gelmesiyle eğitim yılı sona erdi ve milyonlarca öğrenci karne heyecanı yaşadı.
Karnelerinin yanında takdir ve teşekkür belgeleri alan öğrenciler sevinirken, başarısız öğrenciler de notlarını düzeltme umutlarını gelecek yıla bıraktılar. Türkiye’de yaşayan ve Ermeni okullarında ‘misafir öğrenci’ statüsüyle eğitim gören Ermenistanlı çocuklar ise, yalnızca notlarını gösteren bir sertifika alabildi. Halbuki aralarında takdir veya teşekkür belgesi hak eden çok başarılı öğrenciler vardı. Esayan Okulu’ndan Margarita Sardaryan, Bezciyan Okulu’ndan Kristina Haçaduryan ve Gagik Ohanyan, başarılı olmalarına rağmen gerçek bir karne alamayan öğrencilerden. Ermenistanlı çocuklar, arkadaşları gibi gerçek birer karne almak ve gelecekte üniversitede okumak istediklerini söylüyorlar.
‘Gedikpaşa bir şans’
Esayan Okulu öğrencisi, 12 yaşındaki Margarita Sardaryan, Vanadzor şehrinde doğmuş ve sekiz yıl önce annesiyle İstanbul’a yerleşmiş. Birinci sınıfı Harbiye semtindeki bir okulda tamamlayan Margarita, orada Ermenistanlı bir çocuk dışında hiç kimseyle arkadaşlık kuramadığını, ancak Gedikpaşa’daki Ermeni Protestan Kilisesi’ne bağlı Hrant Dink Okulu’na geçtikten sonra sınıftaki çocuklarla hemen kaynaştığını söylüyor. Margarita’ya göre Ermenistan’dan gelen biri için Gedikpaşa’daki okul bir şans: “Diğer okullara benzemese de eğitim şartları iyiydi. Zorluklar yaşadık. Öğretmen kendi eliyle karne hazırlıyordu. Ermenistan’dan getirilen teşekkür ve takdir belgeleri veriliyordu. Koridor, perdelerle bölünüp sınıflar oluşturulmuştu. Sınıflar yetmiyordu ama okuma-yazma öğrendik, dilimizi öğrendik. Ermenistan’dan gelen biri için orada okumak büyük bir şans.”
‘Bir numaram bile yok’
Dört yıl Gedikpaşa’da eğitim gören Margarita, başarısından dolayı 6. sınıfı atlayıp Esayan okulunun 7. sınıfına kaydolmuş. Geçen Cuma kendisine verilen karneyi gösteriyor Margarita. Karnede notlar belirtilmiş, ancak ‘not ortalaması’, ‘devamsızlık’ gibi alanlar boş bırakılmış. Arkadaşlarının karneleriyle kendi karnesi arasındaki farkı anlatan Margarita’ya neler hissettiğini soruyoruz. Karneyi aldığı gün eve gelip annesine üzüntüsünü anlattığını söylüyor Margarita: “Mamama ‘Benim neden öğrenci numaram yok?’ diye sordum. Numaram olsaydı teşekkür alabilirdim. Vatandaş olma şansımız olsa gerçek karneler alırdık, kendimizi dışlanmış hissetmezdik ve gelecekte bir üniversiteye gitme şansımız olurdu.”
Margarita, Türkiye’de yaşamak, kalp veya beyin cerrahı olmak istiyor. Bunun için de sertifikanın yeterli olmadığını, gerçek karneye ihtiyacı olduğunu biliyor. Öğrenci numarası olmadığı için yoklama alınmadığını belirten Margarita, “Benimle ilgili hiçbir kayıt yok, okula gitmesem de ‘yok’ yazılmıyorum. Çünkü numaram yok. Bir de, numarası olan çocuklar e-okul sisteminden karnelerine bakabiliyorlar” diyor. Okulun voleybol takımında oynayan ve Ermeni okulları arasında yapılan turnuvada takımıyla ikinci olan Margarita, misafir öğrenci olduğundan, gelecek yıl yapılacak şehirlerarası voleybol turnuvasına katılamayacağı için üzgün.
Bezciyan okulunda eğitimlerini sürdüren Gagik Ohanyan - Kristina Haçaduryan
‘Hayalim ressamlık’
Bezciyan Okulu’nda okuyan 11 yaşındaki Kristina Haçaduryan, üçüncü sınıfa kadar Gümrü’de okula gitmiş. Daha sonra ailesiyle Türkiye’ye gelen Kristina, 1. sınıfı Beyazıt’taki bir devlet okulunda okuduktan sonra Bezciyan’a geçmiş. Kristina, Bezciyan’da mutlu olduğunu söylüyor: “Gümrü’den ilk geldiğimde zorlandım ama Bezciyan’a geldiğimde herkesin benim konuştuğum dili bildiğini görmek beni çok mutlu etti. Bu yıl 4. sınıfı bitirdim ve başarı sertifikası aldım ama gerçek karne olsa daha iyi olurdu.” Geçen yıl, Monami Resim Yarışması’nda Türkiye birincisi olan Kristina, bizim için çizdiği resimi uzatırken, “Ressam olmak istiyorum. Türkiye’de kalıp resim bölümü okumak istiyorum. Bunun için de gerçek bir karnenin şart olduğunu biliyorum” diyor.
Bu yıl Bezciyan Okulu’nun altıncı sınıfını bitiren Gagik Ohanyan ise, annesinin çalışma izni olduğu için şanslı. Bu yıl, Ermenistanlı diğer çocuklar gibi misafir öğrenci olarak eğitim görüp başarı sertifikası almış. Gelecek yıl büyük ihtimalle gerçek bir karnesi olacak. Türkiye’ye sekiz aylıkken gelen Gagik, “Başarı sertifikası aldığım için mutluyum ama yine de gerçek bir karnem olsun isterdim. Futbolcu olmak istiyorum ama mutlaka üniversiteye de gitmek istiyorum” diyor.
Öğrenciler gibi veliler de çocuklarının gerçek birer karne almasını, devletin konuyla ilgili gerekli düzenlemeleri yapmasını bekliyor.