50 yılı aşkın süredir Ortaköy Tarkmançats Okulu ve Ortaköy Vakfı’na hizmet veren Kurucu Temsilcisi ve Sağlık ve Eğitim Vakfı Başkanı Hayk Arslanyan için 15 Ekim Cumartesi günü bir şükran gecesi düzenlendi. Bu vesileyle Arslanyan’ı bir kez daha tanıtmak ve hizmet verdiği kurumlarda kendisiyle çalışmış isimlerden dinlemek istedik.
Hayk Arslanyan 1930 yılında İstanbul’da doğdu. 1936’da Ortaköy Tarkmançats Okulu’na başlayan Arslanyan, bu okuldan 1943’te mezun oldu. Çocukluk yıllarına dair verdiği demeçlerde “Sefalet içerisindeydik, yiyecek ekmeği zor buluyorduk, bir odada yaşıyorduk. Annem bize bakmak için konserve fabrikasında çalışıyordu” diyen Arslanyan, o dönemde ailesine destek olmak için kimi zaman jilet kimi zaman renkli mendiller sattı. Genç yaşından itibaren mücadeleci kişiliğiyle dikkat çeken Arslanyan, 1946’da Getronagan Ortaokulu’ndan mezun oldu. O yıllarda pastırma işiyle uğraşan babası işini oğluna bırakınca, pastırmanın yanında Hristo adlı bir Rum’un fabrikasında üretilen Kars marka peyniri de satmaya başladı. Hayk Arslanyan, sahibinin Yunanistan’a yerleşmesi üzerine fabrikayı devraldı. 1961’de kızkardeşinin eşi Kevork Santalu ile ortak olan Arslanyan tek makineyle başladığı imalata devam ederken yurtdışındaki gelişmeleri de takip etmeyi sürdürdü. 1966’da Kars Peyniri markasını kısaltarak ‘Karper’ adıyla yeni bir marka yaratan ikili, zaman içinde büyük başarılar kaydederek yurt içi ve yurtdışından birçok Üstün Kalite Madalyası aldı ve üçgen peynir halk ağzında yerini ‘karper peynir’ e bıraktı. İş hayatındaki üstün başarılarının yanı sıra en zor günlerinde kendisine kucak açtığını ifade ettiği cemaatine gönül borcunu ödemek adına yaşamı boyunca desteğini esirgemeyen Arslanyan, 1952’de Ortaköy Tarkmançats Okulu’nda kurucu yardımcılığını üstlendi. 1954’te Ortaköy’de vakıf yöneticisi olan Arslanyan, 20 yıl boyunca Karagözyan’a da hizmet verdi. 8 yıl başkan olarak çalıştığı Karagözyan’ı 1981’de bırakan başarılı iş adamı 1998 yılında, 1967’den bu yana asil kurucusu olduğu Ortaköy Tarkmançats Okulu’nun yenilenmesini iş ortağı Kevork Santalu ile birlikte üstlendi. Şimdilerdeyse iş hayatına damadı Misak Panosoğlu ile birlikte devam eden Arslanyan, ortak oldukları bir Fransız peynir markasının satışını yürütüyor. Aynı zamanda cemaatine de destek vermeye devam eden hayırsever, Surp Pırgiç Ermeni Hastanesi’ne biri yeni doğan olmak üzere iki yoğun bakım ünitesi yaptırdığı ve cemaat vakıflarının sevgi sofralarına başkanlık ettiği gibi Ermeni cemaatine dair her alanda sayısız yardımda bulunuyor.
Rahip Mağakya Beskisizyan: Cemaatimiz için de baba oldu
Hayk Arslanyan deyince insanların bir dakika durup düşünmesi gerekiyor; çünkü çok değerli biri. Ben yaklaşık iki yıldır Ortaköy için hizmet veriyorum ama bu süre içerisinde bu yaşa gelmiş, cemaati için emek vermiş olan Arslanyan’ın olsun tavrını olsun alçak gönüllüğünü kimsede görmedim. İster küçük, ister büyük etrafındaki herkese gösterdiği o sevgi, merhamet, yaklaşım gerçekten bana örnek olmuştur. Mezmur 92:12 - 13’te yazdığı gibi ‘Doğru insan hurma ağacı gibi serpilecek ve Lübnan Sediri gibi yükselecek’ Nasıl ki bir hurma ağacı meyve veriyor kendisi de bu yaşa gelip o meyveleri vermeye devam ediyor. Rab’ın evinde dikilmiş bir insandır kendisi. Mezmur’un devamı 92:12 -14’te de diyor ki ‘böyleleri yaşlanınca da meyve verecek taptaze kalacak’ Rab doğrudur, o bizim kayamızdır. Hayk Arslanyan da bizim cemaatimizin kayasıdır ki onun gibi insanlar var oldukça cemaat çökmeyecek, hep ayakta duracaktır. Onu örnek alan insanlar çoğalacaktır ve ben diyorum ki böyle insanlar olsun ki cemaatimizin içerisinde yükselsinler. Kendisi de her zaman anlatıyor yoksulluktan geldiğini. Bir gün bana ‘Cemaatim bir palto verdi ben o palto sayesinde bugüne geldim, neyim var neyim yoksa bu cemaatim için veriyorum’ demişti ve beni bu sözü çok etkilemişti. Hayk Arslanyan gibi bir insanda haksızlık bulamayız, herhangi bir çamur atamayız o insana. Bizim cemaatimizde çok kolay çamur atarlar bilirsiniz ama bu insanın üzerine kolay kolay çamur atılamaz. Çünkü Rab’ın bahçesinde dikili bir meyve ağacıdır kendisi. Yaşlanmış ama hala meyve vermeye devam eden… Ayrıca ailesi için de büyük bir baba olmuş; Çocukları da tıpkı kendisi gibi cemaatimize yardım eden bireylerdir. Öyle ki ailesi için nasıl bir baba olduysa cemaatimiz için de öyle bir baba olmuştur.
Peder Zakar Koparyan: Saygısıyla duruşuyla eşsiz bir insan
Ben Hayk Arslanyan’ı 10 yıl önce, Ortaköy’e geldiğim zaman tanıdım. Öğrendim ki üç tane kızı varmış ama sonradan anladım ki sadece üç kız babası değil; bulunduğu her ortamda bir baba olarak karşımızda. Saygısıyla duruşuyla eşsiz bir insan. Hayırsever olmasına karşın defalarca kiliseye gelip bizlerle şabik giydi ve ben böyle bir şeye şahit olmamıştım daha önce. Kendisi de zaten Ortaköy Kilisesi’nden yetişmiş bir Tıbir (okuyucu) ve o günlerin anılarını sık sık bizlerle paylaşırdı. Kimi insana kilisede üç saat durmak zor gelir, kendisi ise hiçbir zaman ayin esnasında ahengini bozmamıştır. Böyle birini tanıdığım için çok mutluyum. O sevilen, saygın ve gerçek anlamda bulunmaz biri.