OHAL kapsamında 5 Ekim’de Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ‘Resmi İlan ve Reklamlar ile Bunları Yayınlayacak Süreli Yayınlar Yönetmeliği’, Türkçe dışında yayın yapan gazetelere resmi ilan verilmesine yasak getirdi
OHAL kapsamında 5 Ekim’de Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ‘Resmi İlan ve Reklamlar ile Bunları Yayınlayacak Süreli Yayınlar Yönetmeliği’, Türkçe dışında yayın yapan gazetelere resmi ilan verilmesine yasak getirdi. CHP İstanbul Milletvekili Selina Doğan, azınlık basınını resmi ilan kapsamı dışında bırakan yönetmeliği TBMM gündemine taşıdı. Doğan, söz konusu yönetmeliğin Lozan Barış Antlaşması’na ve Anayasa’ya açıkça aykırı olduğunu dile getirdi. CHP milletvekilleri yönetmeliğin iptali için dava açmaya hazırlanıyor.
Selina Doğan, Türkçe yayın yapmayan gazetelere resmi ilan verilmesini yasaklayan yönetmeliği TBMM’ye taşıdı. TBMM Genel Kurulu’nda konuşan ve Başbakan Başbakan Binali Yıldırım’ın yanıtlaması istemiyle soru önergesi veren Doğan, söz konusu yönetmeliğin Lozan Antlaşması’na ve Anayasa’ya aykırı olduğunu belirtti.
Doğan, Genel Kurul’da yaptığı konuşmada 8 Ağustos 2011’de dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın azınlık cemaatiyle yaptığı bir toplantıda azınlık gazetelerine resmi ilan verilmesini mümkün kılan mevzuat değişikliği yapılana kadar bu gazetelere Basın İlan Kurumu tarafından maddi yardım yapacağı haberini verdiğini anımsattı.
Soru önergesi sundu
Doğan, Başbakan Binali Yıldırım’ın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na yazılı soru önergesi de verdi. Önergesinde söz konusu yönetmeliğin, azınlık basının sadece haber alma hakkının yerine getirilmesi bakımından değil, önemli bir kültürel görevi de üstlendiğini belirtti.
Süreç hakkında bilgi veren Doğan, Başbakan Yıldırım’a şu soruları yöneltti:
-Söz konusu yönetmelikle düzenlenen Türkçe dışında yayın yapan gazetelere resmi ilan verilmemesi kararının gerekçesi ve hukuki dayanakları nelerdir?
-Azınlık gazetelerine 4 yıl boyunca yapılan maddi yardımlar neden kesilmiştir?
-Azınlık gazetelerinin yaşadıkları mağduriyeti gidermek için bir düzenleme düşünülmekte midir?
-Bu karar basını kontrol altına alma ve susturma politikasının bir devamı mıdır?