CHP’li Selina Doğan ve Zeynep Altıok, son dönemlerde azınlıklara yönelik artan nefret söylemlerine dikkat çekmek için ve gereken kanunların uygulanması için Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’a mektup yazarak, hassasiyet çağrısı yaptı.
Son dönemlerde azınlıklara yönelik artan nefret söyleminin son bulması için CHP, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’a “hassasiyet” çağrısı yaptı. CHP’li Zeynep Altıok ve Selina Doğan’ın, Bozdağ’a gönderdiği mektupta, “Farklı görüşleri savunan kişilerin cezaevlerine gönderildiği, Cumhurbaşkanına yönelik eleştirilere bile dava açıldığı bir dönemde toplumun bir kesimini aşağılayan ve tehdit eden bu söylemler için de kanunların uygulanmasını beklemekteyiz” denildi.
Gülen'in Ermeni olduğu iddiası
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir milletvekili Zeynep Altıok ile İstanbul milletvekili Selina Doğan imzasıyla gönderilen mektupta, darbelerin kendilerine en uygun zemini, toplumsal barışın zedelendiği ve bir arada yaşama kültürünün zayıfladığı ortamlarda buldukları belirtilerek, uzlaşı iklimine ihtiyaç duyulan bir dönemde, farklı etnik kimlik ve dini inançlara yönelik aşağılayıcı ifadelerin yerini giderek tehdide bırakmaya başladığı belirtilerek şöyle denildi: “FETÖ’nün elebaşı Fethullah Gülen’in Ermeni olduğu iddiasıyla başlayan hedef göstermeler giderek dozunu artırarak ayrışma ve ötekileştirme ile nefret söyleminden kendine görev biçen kimi kitlelerin vatandaşlarımızın bir kısmını tehdit ederek tehlikeli bir eylemlilik haline dönüştürmesine olanak sağlayan meşru bir zemine dönüştürülmektedir. Gülen’in Hıristiyan dünyasıyla ilişki içinde olduğu, Papa ile de görüştüğü ve Yahudi ritüellerine göre vaaz verdiği gibi iddialar, toplumdaki bu inanıştaki insanları tahkir etmesinin yanı sıra bu yurttaşlarımız arasında -geçmiş acı deneyimlerinin de etkisiyle- endişeye yol açmaktadır.
Sosyal medyada giderek artan bu söylemler Bir Ermeni okulunun duvarına ‘Azap Ermeniye’ ‘Size Kürşat’ın kinini getirdim’ yazılamaları yapılmaya kadar varmıştır.
Kanunlar uygulansın
Bugün tahkir edilen azınlıklar ve farklı toplum kesimleri darbe girişiminin ardından demokrasiye sahip çıkan ve darbelerin karşısında duran güçlü bir tavır sergilemişlerdir. Aynı zamanda kiliselerde ve sinagoglarda darbe girişimi sırasında yaşamını yitirenler için dua etmişlerdir. Bu duyarlılığı gösteren kişilere karşı geliştirilen bu söylemler toplumsal barışımızı zedeler hale gelmiştir.
Farklı görüşleri savunan kişilerin cezaevlerine gönderildiği, Cumhurbaşkanına yönelik eleştirilere bile dava açıldığı bir dönemde toplumun bir kesimini aşağılayan ve tehdit eden bu söylemler için de kanunların uygulanmasını beklemekteyiz.
Bu söylemlerin bir an önce sona ermesi, bu yurttaşlarımızın kendilerini güven içinde hissedebilmeleri ve toplumsal barışımız için bu bir zarurettir.
Adalet Bakanı olarak son dönemde yakalanan uzlaşma ortamını sürekli kılmak için gerekli söylem ve süreç takibi için konuya hassasiyet göstereceğinizi umuyoruz.”