William Saroyan’ın ‘İnsanlık Komedisi’ adlı romanı, Meg Ryan yönetmenliğinde sinemaya uyarlandı. Merakla beklenen filmin ilk fragmanı yayınlandı.
Kısa, çarpıcı öyküleri ve yalın diyaloglar üzerine kurulu oyunlarıyla tanınan William Saroyan’ın ilk romanı olan ‘The Human Comedy’ (İnsanlık Komedisi), 1943’te yayımlandı. O dönem henüz kitaplaşmadan MGM film şirketi tarafından sinemaya uyarlanmış olması, romanı ilginç kılan özelliklerindendir. Saroyan, savaş koşulları içinde kendi arzu ettiği istikamette gitmeyen bu senaryo ile arasına mesafe koyar. Zira, onun derdi, savaşın insan üzerindeki çıplak ve yıkıcı etkisini sergilemektir.
Yunan mitolojisine açık referanslar veren roman, Kaliforniya’ya bağlı Ithaca’da geçer. ‘İthake’, Homeros’un, Odysseia yapıtının kahramanı, Odysseus’un yurdudur. Saroyan’ın Ithaca’sındaysa sıradan insanlar yaşar. II. Dünya Savaşı’na pek çok oğul yollamak zorunda kalan Ithaca’daki aileler, kayıplarına karşın özlerindeki iyi yanı korur. Şehirde günlük hayat olanca sıradanlığı içinde akarken, gözler cephede süregiden ölüm-kalım mücadelesindedir. Ve bu mücadeleden sadece bizzat cephede savaşanlar değil, Ithaca’nın halkı da payına düşeni alacaktır. Çünkü, yazarın hissettirdiği üzere, savaşın zehrinden kimse muaf kalamaz. Eserin başkahramanı olan yeniyetme Homer Macauley, bir yandan büyümek denen zorlu süreçle başa çıkmaya çalışırken, diğer yandan da bu küçük Amerikan kasabasının savaş atmosferinin kapanına kısıldığını fark eder.
Saroyan, savaşın içerdiği zorbalığı, düşman kavramının insanın maruz kaldığı şiddeti açıklamaya yeterli olmadığı anları, büyük politikaların sıradan insanın hayatını belirleme gücünü hayli etkileyici bir açıklıkla sergiler. Bu noktada romanın en vurucu bölümlerinden biri de, ağabeyi Marcus’un Homer’e yazdığı, vasiyet gibi tınlayan mektuptur. Vicdani ret hakkının yoğun olarak tartışıldığı günümüzde bu romanın halen insanlığa söyleyeceği çok şey var:
“Hiçbir düşmanı insan olarak kabul etmiyorum, zira insan olan hiç kimse benim düşmanım olamaz. Benim kavgam onunla değil, önce kendi içimde yok etmeye çalıştığım, o bahtsız yanıyladır. Kendimi bir kahraman gibi hissetmiyorum. Kimseden nefret etmiyorum. Öte yandan aşırı yurtsever de değilim. Ülkemi, insanlarını, şehirlerini, evimi, ailemi her zaman sevdim. Keşke asker olmasaydım. Yüreğimin emrinden başka bir emre boyun eğmeyeceğim. Tabii ölmek de var. Hepimiz biliyoruz bunu. Bu düşünce hiç hoşuma gitmiyor. Ithaca’ya dönmeyi dünyada her şeyden çok istiyorum. Mary için, bir aile kurmak için, bir yuvamın olması için dönmek istiyorum.”
Saroyan’ın bu etkileyici romanı, hikâyenin geçtiği şehrin ismiyle, ‘Ithaca’ başlığıyla filme uyarlandı. 90’ların romantik filmlerinin yıldızı Meg Ryan'ın ilk yönetmenlik denemesi olan filmin senaryosunda Erik Jendresen’in imzası var. Başrollerde ise, Meg Ryan’la birlikte Tom Hanks, Hamish Linklater gibi yıldız isimler yer alıyor. ‘Ithaca’nın Eylül ayında Amerika’da gösterime girmesi planlanıyor.