ARSEN KOCAOĞLU
Hovsep Hayreni’nin yeni kitabı ‘Yukarı Fırat Ermenileri 1915 ve Dersim’, bir araştırma kitabın olduğu kadar anı kitabının özellikleri de taşıyor. Merkezine Dersim’in 1915’te Ermenilere sığınak hale gelmesini alan çalışma, analitik olarak incelendiğinde soykırımın yerel uygulamaları ve Yukarı Fırat bölgesine dair okuma yapanların yararlanabileceği son derece zengin bir kaynak niteliğinde. Özellikle 1895 ve 1915 ile ilgili yazılı tanıklıklar aracılığıyla Yukarı Fırat Havzasına dair bilgiler sunulurken Dersim’in müstesna bir konum ve öneme haiz olan yapısına dikkat çekiliyor.
1894-96 katliamları
Çalışma temel olarak altı bölümden oluşuyor. Birinci bölümde Yukarı Fırat ve Dersim Ermeni tarihine yoğunlaşılırken, ikinci bölümde Ermeni ulusal hareketi ve Abdülhamit döneminde imha niteliği taşıyan 1894-96 katliamlarına odaklanılıyor. Reform isteminde düşülen yanlışlar ve bunun Kürtler üzerindeki olumsuz etkileri, 1878 sonrası gelişen ulusal hareket, Ermeni devrimci partileri hedefleri yöntemleri ve açmazları, 1894 Sasun direnişi ve katliamı, 1895-96 pogrom ve kırımları yine bu bölümde yer alan konulardan bazıları. Üçüncü bölümde Abdülhamit’le birlikte başlayan ve tarihsel süreklilik arzeden imhacı zihniyetin 1894’ten 1915’e uzanan serüveni inceleniyor.
1915-1923 dönemi
Çalışmanın dördüncü bölümünde 1915 Ermeni Soykırımı ve I. Dünya Savaşı’na odaklanılıyor ve bu bağlamda 1915’ten 1923’e Ermeni nüfusun tehcir ve kırıma uğratıldığı bölgeler ile imhanın boyutu, mekanizması ve sorumlularına dair ayrıntılı bilgiler sunuluyor.En kanlı bölgelerden biri olan Yukarı Fırat bölgesinde; Tercan, Kemah, Kuruçay ve Gercanis köyleri, Divriği, Eğin, Arapgir, Kiğı, Palu, Çarsancak, Çemişgezek ile Dersim’in diğer kazaları Hozat, Mazgirt ve Harput’a ilişkin ayrıntılı bilgiler yer alıyor.
Beşinci bölüm belki de çalışmanın en önemli noktası olarak nitelendirilebilecek ‘kaçak Ermenilerin’ sığınağı Dersim’e yoğunlaşıyor. Bu bölümde Çemişgezekli, Harputlu, Çarsancaklı, Palulu Ermenilerin ve diğerlerinin Dersim anılarına dair bilgiler yer alıyor. Altıncı bölümde ise 1915’den 1938’u uzanan süreç ele alınırken 1938 Dersim soykırımında 1915’in izdüşümleri gözlemleniyor ayrıca Kızılbaş Kürtlerin yanında ikinci kez soykırım yaşayan Dersim Ermenileriyle ilgili tanıklıklar yer alıyor.
Kaçırılan ortak kurtuluş fırsatı
Kürt-Ermeni ilişkileri üzerine de çalışmaları olan Hovsep Hayreni, soykırımın gerisindeki yaklaşık yüzyıllık ilişkiye dikkat çekerek; Ermenilerin Kızılbaş Kürtlerle erken bir ittifak kuramamış olmalarını, ‘kaçırılmış bir ortak kurtuluş fırsatı’ olarak değerlendiriyor. Daha da açmak gerekirse; Dersim bölgesinde bulunan Kızılbaş Zaza ve Kürt nüfusları dolayısıyla diğer bölgelerden daha farklı bir konum olarak öne çıkıyor. Hayreni’ye göre 1909 Adana Katliamı ile İttihat ve Terakki’nin Ermenilere karşı Abdülhamit rejiminden farklı bir tutum sergilemeyen davranışlarının ilk belirtileri ve 1912’de İttihatçı yönetimin gittikçe artan baskısı karşısında Ermeniler ve Kürtler arasında federatif bağımsızlık için ortak bir irade geliştirebilseydi soykırım girişimi başarısızlığa uğratılıp, Erzincan’a kadar gelen Sovyetlere katılma yolu da açılabilirdi. Hayreni’nin çalışması belirttiği üzere; bölgeye dair tanıklık, bilgi ve gözlemlerden yararlanarak tarihsel bir fırsatın nasıl kaçırıldığına dair çarpıcı görüşler öne sürüyor.
Ermeni meselesinden Kürt meselesine
Hovsep Hayreni, günümüzün Kürt siyasi hareketi ve öncüleri açısından yüz yıl geride kalmış Ermeni deneyiminin çok iyi analiz edilmesinin gerektiğini vurgulayarak; tarih sahnesinde değişen karakterlere rağmen 19. yüzyıldan bu yana süreklilik taşıyan merkeziyetçi sistem ve onun değişmeyen zihniyeti karşısında daha bilinçli davranılması gerektiğini belirtiyor. Kürtlerin demokratik çözüm beklentilerinin, sorunu demokratik ve barışçıl şekilde çözme niyetinde olmayan zihniyet karşısında Kürt hareketinin nazik durumuna ve evrildiği sürece değinerek 100 yıl önceki Ermeni deneyimi ile bugün Kürt meselesinde gelişen sürecin benzerliğine vurgu yapıyor.
Yukarı Fırat Ermenileri 1915 ve Dersim
Hovsep Hayreni
Belge Yayınları
840 sayfa.