Vakıflar Meclisi Azınlık Vakıfları Temsilcisi Toros Alcan: "Vakıf seçimleriyle ilgili yasa yakın zamanda çıkarılamayacaksa, daha önce cemaatlerin devlete ilettiği yönetmelik taslakları uyarınca seçim yönetmeliğinin yayımlanması üzerinde uzlaşıldı."
Vakıflar Arası Dayanışma Platformu (VADİP), 16 Mayıs Pazartesi günü bir araya geldi. Uzun bir aranın ardından düzenlenen VADİP toplantısında önemli konular konuşuldu. Gündemin en önemli maddesi, iptal edilen seçim yönetmeliğiydi.
Vakıflar Meclisi Azınlık Vakıfları Temsilcisi Toros Alcan, toplantıda, üç yıldır çözülemeyen vakıf seçimleri sorununda hangi aşamaya gelindiğini açıkladı. Süreci, önceki temsilci Laki Vingas döneminden başlayarak özetleyen Alcan şöyle konuştu: “Geçen yıl göreve ben başladıktan sonra yaptığımız, tüm cemaatlerden yöneticilerin bir araya geldiği toplantıda yol haritamızı çizmiştik. Öncelikle hukuksal olarak neler yapabileceğimizi araştırdık. Ardından, cemaatlerin ortak kararı olarak dava açmama yolunu benimsedik. Bu kararı aldığımızda seçimlere kısa bir süre kalmıştı; seçimlerin sonucunu bekleyip, müzakere yöntemiyle bu konunun çözümüne ulaşmayı hedefledik. Kasım seçiminden sonra ise devletin iyi niyetli açıklamaları geldi; her cemaatin kendi tarihinden kaynaklanan dinî ve sosyal yapılarına uygun olarak kendi yönetmeliklerini yazması ve devletin bu yönetmeliklerin denetlenmesi rolüne sahip olması yönünde bir irade vardı. Nitekim, Sayın Yalçın Akdoğan’la yapılan buluşmada bu yöntem ayrıntılı bir şekilde tartışıldı, bunun için bir çerçeve kanun hazırlanması gündeme geldi. Hatta, şu anda olmayan vakıf senetlerinin bu çerçeve yasayla cemaatler tarafından yazılmasının önü açılacaktı.”
‘Yasa fikrinden vazgeçilmedi’
Bu gelişmelerin ardından önceden tahmin edilemeyecek siyasi değişiklikler yaşandığını kaydeden Alcan, sözlerine şöyle devam etti: “Biz cemaat mensupları, bürokrasinin nasıl işlediğini aslında yeni öğreniyoruz. Bu süreçte tahmin edilemeyecek siyasal gelişmeler de yaşandı. Belki de önümüzde yeni bir seçim var, bunu bilemiyoruz. Ancak yasa fikrinden vazgeçilmediğini biliyoruz. Fakat bunun ne zaman mümkün olacağı henüz öngörülemiyor.”
Alcan, azınlık vakıflarının yapılamayan seçimlerinin akıbetini ise şöyle aktardı: “Geçen ay Musevilerin Pesah Bayramı vesilesiyle bir davet düzenlendi. Tüm cemaatlerden temsilciler ve Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem de davetliler arasındaydı. Burada vakıf seçimleri de gündeme geldi ve azınlık toplumlarının daha fazla bekleyemeyeceği dile getirildi. Yasa yakın zamanda çıkarılamayacaksa, daha önce cemaatlerin devlete ilettiği yönetmelik taslakları uyarınca seçim yönetmeliğinin yayımlanması üzerinde uzlaşıldı.”
Bugün kesinleşecek
23 Mayıs Pazartesi günü, Azınlık Vakıfları Temsilcisi için, Karagözyan Vakfı’na ait KEY Plaza’da tahsis edilen ofisin açılışı yapılacak. Vakıflar Genel Meclisi (VGM) üyelerinin ve Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem’in de davetli olduğu açılışın ardından, normalde Ankara’da düzenlenecek olan olağan VGM toplantısı da burada yapılacak. Toros Alcan, yönetmeliğin yayımlanmasıyla ilgili ayrıntıların bu toplantıda kesinleşeceğini ifade etti.
Başepiskopos Ateşyan’dan açıklama
Üç yıldır yapılamayan ve yılan hikâyesine dönen vakıf seçimleriyle ilgili çok sayıda dedikodu var. Surp Pırgiç Hastanesi Vakfı Başkanı Bedros Şirinoğlu, vakıf seçimleri ve patriklik seçimini kendisinin engellediği yönündeki dedikoduları reddetmiş, bu konuda en çok kendisinin çaba sarf ettiğini belirtmiş, bunun üzerine Başepiskopos Ateşyan da kulağına gelen bir duyumu paylaşmıştı. Söylediklerinin yanlış anlaşılabileceğini ifade eden Başepiskopos Ateşyan, Agos’a bir de açıklama gönderdi. Açıklamada şu ifadeler yer alıyor:
“Surp Pırgiç Hastanemizin düzenlediği sevgi yemeği esnasında Vakıf Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Bedros Şirinoğlu, yaptığı konuşmada, bazı cemaat sorunlarımıza değindi. Bunlardan biri de cemaat ve vakıf seçimleriyle ilgili konuydu. Seçimlerin yapılmasına kendisinin ve bizim engel olduğumuz konusunda bazı dedikodular dolaştığını üzüntüyle ifade etti. Biz de konuşmamızda bu dedikoduların yanı sıra, bazı kişilerin büyük bir vicdansızlık örneği sergilediklerini söyledik. ‘Maalesef bu kişiler, bazı kurumlarımızın seçimi engellemek için bazı yetkili kişilere para verdiklerini, başkaları ise aynı kurumların başkentteki tanıdıkları aracılığıyla seçimlere engel olmaya çalıştıklarını öne sürmekteler’ dedik.
Kapanış konuşmamızda da vurguladığımız gibi, bu tür dedikoduların gerçekle hiçbir ilgisi olmadığı gibi, seçimlere de zarar verdiğini ifade etmiştik. Ayrıca bu durum resmî kurumlar nezdinde de soru işaretleri doğurmaktadır.
Bu yazımızla cemaatimizin tüm sevgili üyelerine Pederane çağrıda bulunuyoruz: Bu gibi dedikodulara ve ispatı olmayan söylentilere önem vermeyin. Bunlar insanların yüreklerine ve zihinlerine kötülük ekmekten başka bir işe yaramazlar.”
