Dönemin dışişleri bakanı Gül’den aldığı ‘Şeref Madalyası’nı ‘diktatoryal yönetimi’ gerekçe göstererek iade eden tarihçi Erik Jan Zürcher Agos'a konuştu: "Görüş farklılıklarını büyütme ve çatışmaları vurgulama dürtüsüne direnin. Bazılarının köklerinin Kemalist otoriterizme, bazılarınınkinin de Kürt milliyetçiliğine dayanıyor olduğu gerçeği, hukukun üstünlüğü ve laiklik gibi temel konular üzerinde birleşmeyi imkânsız hale getirmemeli.”
Türkiye üzerine çalışmalarıyla bilinen tarihçi Erik Jan Zürcher, dönemin dışişleri bakanı Abdullah Gül’den aldığı ‘Şeref Madalyası’nı Türkiye’deki ‘diktatoryal yönetimi’ni gerekçe göstererek iade etti. Zürcher, Türkiye tarihi üzerine yaptığı bilimsel çalışmalar sebebiyle 2005 yılında ‘Yüksek Şeref Madalyası’na layık görülmüştü. Zürcher törende Türkiye’nin AB’ye giderek daha çok yaklaştığını söylemişti.
Hollanda’nın önde gelen gazetelerinden NRC’nin internet sitesinde bir makale kaleme alarak iade gerekçelerini açıklayan Zürcher, “Siyaset, yargı, medya, üniversiteler ve yurttaşlar – her ne kadar Avrupa’da yaşıyor olsalar da – fiili bir diktatörün oyuncağı, etrafındaki zümreler haline geldi. Temel özgürlüklerin ve yasaların gerçekte var olmadığı bir noktada, böyle bir ülke artık Avrupalı değildir” diye yazdı.
‘Yanılmışım’
12 yıl önce üyelik sürecinin Türkiye’yi AB’ye yakınlaştıracağı öngörüsünde yanıldığını ve Türkiye’deki seküler yurttaşların uyarılarına kulak asmadığını belirten Hollandalı tarihçi, “Türkiye Avrupa’ya doğru ilerlemedi, Avrupa’nın çok uzağında. Üyelik mümkün olmayabilir” dedi.
Yazısında ‘Bu suça ortak olmayacağız’ başlıklı bildiriye imza attıkları için haklarında ‘cadı avı’ başlatılan akademisyenleri ve çözüm sürecinin ‘buzdolabına kaldırılmasını’ hatırlatan Zürcher, AKP’nin kazandığı 10 seçimle gelinen noktayı ‘diktatoryal yönetim’ diye niteledi.
Zürcher, Türkiye’de İslami değerlerin yükselişine de değindi: “AKP, gücünü toplumda giderek belirleyici hale gelen İslami norm ve değerlerin yayılması için kullandı. Şimdi birçok yerde imam bulmak, içki satan bir yer bulmaktan daha kolay.”
Liberallere tavsiye
Konuyla ilgili Agos’a değerlendirmelerde bulunan Erik Jan Zürcher, Türkiyeli liberallere de bazı tavsiyelerde bulundu: “Mottosu ‘Bulwark of Freedom’ (Özgürlüğün Kalesi) olan eski bir Avrupa üniversitesinin sağladığı güvenlikle görüş bildirmenin ne kadar kolay olduğunun farkındayım. Türkiyeli liberallerin maruz kaldığı baskıları görmüyorum ve bu mesafeden onların durumunu doğru bir şekilde yorumlayamam. Bu mesafeden verbileceğim tavsiye şu olabilir: Muhafazakâr, milliyetçi ve otoriter bir saldırı karşısında sizi birleştirenin ne olduğunu düşünün. İlericiler ve liberaller arasında yaygın olan, görüş farklılıklarını büyütme ve çatışmaları vurgulama dürtüsüne direnin. Bazılarının köklerinin Kemalist otoriterizme, bazılarınınkinin de Kürt milliyetçiliğine dayanıyor olduğu gerçeği, hukukun üstünlüğü ve laiklik gibi temel konular üzerinde birleşmeyi imkânsız hale getirmemeli.”
Profesör Zürcher, Türkiye’deki liberallere özellikle uluslararası bağları kuvvetlendirme çağrısında bulundu: “İkinci olarak şunu söyleyebilirim, uluslararası, özellikle de Avrupa’yla olan bağlarınızı kuvvetlendirin. Unutmayın, hepimiz otoriter eğilimleri olan sağcı milliyetçilik ve yabancı düşmanlığı hücumuyla karşı karşıyayız. Bu tip hareketler, Türkiye’deki AKP kadar güçlü olmasa da ve nadiren iktidara gelse de bütün Avrupa ülkelerinde yükselişte. Liberaller sınırlar ötesi bir dayanışma kurmalı, çünkü yurtiçi ve yurtdışında günah keçisi yaratan milliyetçi zorbalar ortak düşmandır.”