Türkiye Roman Hakları Forumu'ndan (ROMFO) Hacer Foggo, yıllardır beklenen ve geçtiğimiz günlerde Resmi Gazete’de yayımlanan Roman Vatandaşlara Yönelik Strateji Belgesi’ni değerlendirdi.
Romanların yaşam koşullarını iyileştirmek amacıyla yıllardır beklenen Roman Vatandaşlara Yönelik Strateji Belgesi ve 1. Aşama eylem planı 30 Nisan cumartesi günü resmi gazete yayınlandı.
Belgenin yürütücüsü Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı. Söz konusu faaliyetlerin denetimi için yarısı Bakanlıklardan, diğer yarısı sivil toplum örgütleri, meslek örgütleri ve akademisyenlerden oluşacak İzleme ve Değerlendirme Kurulu oluşturulacak.
19 sayfalık belgede, Romanların eğitim, istihdam, barınma, sağlık, sosyal hizmet ve sosyal yardımlar başlıkları altındaki sorunları ve çözüm önerileri sıralandı. Roman çocuklarının erken yaşlarda okulu terk etmeleri, uğradıkları ayrımcılıklar, Romanların geleneksel mesleklerinin yok olmaya yüz tutmuş olması, barınma sorunları, kentsel dönüşüm uygulamalarının başarısızlığı, sağlık hizmetlerinden yararlanmasındaki sıkıntılara dikkat çekildi. Devletin bu konuda atacağı adımlar sıralandı. Strateji Belgesi’nin eksikleri tartışma konusu olsa da devletin belgeyi yayınlaması Romanlar için umut verici.
Türkiye Roman Hakları Forumu'ndan (ROMFO) Hacer Foggo, strateji belgesini değerlendirdi.
Strateji belgesine neden ihtiyaç duyuldu? Bağlayıcı bir yanı var mı?
2011’de AB kurumları, Romanlar ile çoğunluk nüfusun yaşam koşulları arasındaki farkları gidererek Romanların toplumla daha iyi bütünleşmesini amaçlayan “Ulusal Roman Entegrasyon Politikaları için Avrupa Çerçevesi”ni kabul etti. AB Çerçevesi, üye devletleri, Romanların entegrasyonu için ulusal politikalar geliştirmeye devam ediyor. Katılım sürecindeki ülkeler için de bu hedefler aynen geçerli. Bu ülkelerden de mevcut politikalarını burada belirtilen hedefler doğrultusunda gözden geçirmeleri talep edilmektedir. Bu çerçevede şu ana kadar benim bildiğim Ulusal Roman Strateji Planı olmayan tek ülke Türkiye idi ve geçen hafta Türkiye de Ulusal roman Stratejisini kabul etti. Bu aynı zaman da şu anda gündemde olan vize muafiyeti çalışmaları ile ilgili koşullardan biriydi. Romanlar için çok önemli bir adım.
Nasıl bir hazırlık süreci yapıldı? Bu sürece Romanlar katılabildi mi?
2012’de, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Romanlarla ilgili çalışmalarda koordinatör bakanlık olarak belirlendi. Roman açılımı için görevlendirilen bakanlık temsilcileri konuyla ilgili kesimleri ve resmi makamları tek tek dinlemeye karar verdi. 2012-2014 arasında Bakanlıktaki toplantılara katıldık, öneri ve görüşlerimizi sunduk. Aynı zamanda Kamu STK Diyalogu grubu yaptıkları araştırmaları Bakanlığa sundu. Böylece elbirliği ile ortaya bir taslak plan çıktı. Bu taşlan plan 2014’te bizlere gönderildi. Bizler görüşler almak için toplantı yaptık. Roman temsilcilerin görüşlerini ve önerileri Bakanlığa ilettik. Nihayet bu eylem planı açıklandı fakat eski taslak eylem planı çok kısalmış ve bir çok madde çıkartılmıştı. Ama ben yine de Resmi Gazetede yayımlanmasından artık Romanların bir strateji eylem planı olmasından dolayı mutluyum. Çünkü artık 2021’e kadar üzerinde konuşacağımız ve uygulamalarını izleyeceğimiz bir planımız var.
Romanların sorunların ne kadar yansıtıyor? Belgede kentsel dönüşüm gibi, eğitim sorunları gibi sorunlardan bahsediliyor. Bu tespitler yeterli mi?
Genel olarak Romanların sorunlarını yansıtan bir eylem planı fakat yansıtırken çok derinlemesine görüşler bulamıyorsunuz. Bazı yerlerde sanki barakada yaşamak Romanların kültürü yaşam biçimi gibi yansıtılmış. Önyargılara çok vurgu yapılmamış bazı durumlarda ise sanki Romanların yaşayış biçiminden kaynaklanıyor gibi yansıtılmış yani biraz dil problemli. Bir de somut çözüm önerileri çok az. Yani bir sivil toplumun çözüm önerilerinin dışında daha somut kalıcı çözüm önerileri olmalı devletin. Yani demeli ki şu kadar yılda okul devamsızlığını yüzde bire indireceğim şu kadar yılda evsiz aile kalmayacak. Şu kadar yılda Romanların işsizlik oranı yüzde 1’e düşecek. Yani bu strateji planı boyunca ne olacak bunu Romanlar görmeli hissetmeli ve en önemlisi inanmalı ki bu gerçekten bir devlet politikası.
Fakat kentsel dönüşüm konusunda strateji de iyi bir tespit var. Yerinden edilmenin Romanları daha da yoksullaştırdı vurgulanmış. Bu da bizlerin strateji tartışmalarında Sulukule örneğini derinlemesine anlatmamızdan kaynaklanıyor. Bunun vurgulanması sevindirici.
Romanların en çok karşı karşıya kaldığı sorun sanırım ayrımcılık. Ayrımcılığın aşılabilmesi için devletin strateji belgesinin somut önerileri var mı?
Öneriler var ama çok açık vurgulanmamış. “Eğitim sağlık barınma gibi temel kamu hizmetlerinden faydalanmada Roman vatandaşların karşılaştığı mekana ve kültürel kimliğe dayalı önyargıların ortadan kaldırılması ve ayrımcılık zeminin oluşmasına engel olunması sağlanmalıdır” denmiş iyi güzel ama nasıl engel olunmayacak, bizler bu konuda somut öneriler sunduk. Ayrımcılığın ve önyargının giderilmesi özellikle Romanların hemen hemen her gün muhatap olduğu, kamu çalışanlarının hem Roman kültürü hem de ayırımcılık konusunda eğitilmeleri ile giderilebilir. Başta meclis olmak üzere, öğretmenlerin, polislerin ve kamudaki memurların ayırımcılık önyargı nefret ve Roman kültürü konusunda bilgilendirilip eğitilmeleri gerekiyor.
Belgede ne gibi eksikler var?
Belgedeki en somut eksik önerilerin nasıl uygulanacağı konusu. Bir de bazı öneriler Romanlara uygun değil. Romanlarla ilgili yapılacak her çalışmaya bu toplumun temsilcilerini hangi partiye, hangi dünya görüşüne sahip olursa olsun katılması gerekiyor çünkü bu bir devlet stratejisi. Yapacağınız çalışmalar mahallede olmalı ve Romanların istekleri, önerileri mutlaka göz önünde bulundurulmalı.
Son olarak, son birkaç yıldır yapılan çalışmalara ve hazırlıklara bakıldığında bu strateji uygulanabilecek mi?
Roman Stratejisi’nin kabul edilmesi çok önemli. Öncelikle bu stratejiyi kabul etmek demek Romanların sorunlarını da bir devlet politikası olarak tanımlamak demek. O zaman bu devlet politikasına ve stratejisine uygun çalışmalar yapmak gerekiyor. Türkiye de yaşayan ve nüfusu 6 milyon olan derin yoksullukla mücadele eden Romanlara yönelik somut adımlar atmak gerekiyor. Devlet politikası gereği olarak derin yoksulluk yaşayan en temel ihtiyaçlardan eğitim , istihdam gibi en temel ihtiyaçlardan yoksun olanlarla ilgili yapılacak çalışmalarda ayrıca bir ayrımcılığa gidilmemeli. Bütün Romanlar bu stratejinin olanaklarından yararlanmalı.