''Gençler kelimeyi reddediyor fikri ise kucaklıyor''

Hrant Dink Anısına Atölye Çalışmaları'nın bu yılki toplantılarının temel konusu 'Toplumsal Muhalefetin Yeni Biçimleri' oldu. Konuşmacılardan Salpi Ghazarian, kendini apolitik olarak tanımlayan, demokratik, barış yanlısı ve 'rahatsız' bir nesilin oluşması durumunda 'Eğer bu gerçekleşirse Hrant da gurur duyardı' dedi.

 

Sabancı Üniversitesi, İstanbul Politikalar Merkezi, Hrant Dink Vakfı ve Anadolu Kültür işbirliği ile düzenlenen Hrant Dink Anısına Atölye Çalışmaları'nın bu yılki konusu 'Toplumsal Muhalefetin Yeni Biçimleri' oldu. 

Bianet.org sitesinin haberine göre, pek çok eylem ve protestoya sahne olan geçtiğimiz birkaç yılın ardından Türkiye'de muhalefetin nasıl şekil değiştireceği üzerine fikir yürüten panelistler, kamusal alanın geçmişten günümüze nasıl değiştiğinden bahsetti.

Galatasaray Üniversitesi'nden Buket Türkmen'in başkanlığındaki oturumun ilk üç konuşması kamusal alanın neoliberal düzende değersizleştirilmesi ve yeniden inşası üzerine yoğunlaşırken, son iki konuşmada ise kapitalist sistemin verdiği sözleri tutamamasının yarattığı hayalkırıklığına ve internetin kamusal alanın bir parçası olmasının konjonktüre olan etkilerine değinildi.

Başkent Üniversitesi'nden Simten Coşar'ın sunusu 'Neoliberalizmin Kamusal Görüntüleri', İstanbul Üniversitesi'nden İnci Özkan-Kerestecioğlu'nun sunusu 'Feminizmin Kamu Talebi: Neoliberal Zamanlarda Politikanın İmkanı', Carleton Üniversitesi'nden Gülden Özcan'ın sunusu 'Neoliberal Kamu ve Örgütlü Emeğin Lağvedilmesi' ve Doğuş Üniversitesi'nden Aslı Vatansever'in sunusu ise 'Liberalizmin Tutmadığı Sözleri ve Siyasi Hayalkırıklığı' başlıklarını taşıyordu.

Vatansever: 'Şarkı sözleri, komünist manifestodan daha etkili'

Doğuş Üniversitesi'nden Aslı Vatansever, liberalizmin tutulamayan sözleri ve hayalkırıklığı siyasetinden bahsetti. Vatansever'e göre eskiden devrimci kelimesinin solcu ve Marksist bir çağrışımı varken, günümüzde devrimci olmak bu bağlamda değerlendirilmiyor. Vatansever, sistem karşıtlığının solcu-Marksist bağlamdan çıktığını düşünüyor: 'Şarkı sözleri, komünist manifestodan daha etkili.'

Sistemin ya tamamen değişmesinin ya da yok olmasının gerektiği bir noktaya geldiğini belirten Vatansever, bunun sebebinin ise kağıt üzerindeki liberal teorinin pratikte kapitalist sistem ile uyuşmaması olduğunu söyledi.  Kapitalist sistem, liberalizmin vaatlerini gerçekleştirme konusunda sınıfta kalmıştı.  

Vatansever, Occupy hareketine de dikkat çekti. Kamusal alanlarda 'fiziksel' varlık göstererek işgal yöntemiyle eylem yapmanın 'ben buradayım!' demek için önemli ancak yalnızca geçici bir yöntem olduğunu düşünen Vatansever'e göre, siyaset yapma yöntemini değiştirecek boyutta eylemler düzenlenmesi şart.  Bu noktada Vatansever teknolojinin yeni muhalefet sistemlerinde önemli bir rol oynyacağını düşünüyor.

Eski moda sokak direnişine karşı siyasi hacker'ların başını çektiği 'hacktivist' hareketlerin çoğaldığını söyleyen Vatansever, bu akımlardan umutlu olduğunu da ekledi. 

Vatansever'in siber aktivistlerin etkinliğine olan inancı, 2011 yılında orta doğuda başlayıp dünyaya yayılan eylem ve protesto ateşini başlatan kıvılcımın Wikileaks olduğu hakkındaki inanışı hatırlattı.

 

Ghazarian : 'Gençler kelimeyi reddediyor fikri ise kucaklıyor'

Civilitas Vakfı'nı temsil eden Salpi Ghazarian ise Vatansever'in anlattığı bağlamda Ermenistan'daki durumu değerlendirdi. 'Yeni Eylemcilik: Siyaseti Reddetmek, Protestoyu Kucaklamak' başlıklı bir sunum yapan Ghazarian, kendinden önceki konuşmacıların açıkladığı bağlamda günümüzde Ermenistanlı gençlerin muhalefet biçimlerinden bahsetti.  Ermenistan'da 1987'de yapılan protestoları anlatarak konuşmasına başlayan Ghazarian, önce bazı tarihi bilgiler vererek dinleyicilere Ermenistan bağlamını sunmuş oldu.  

Günümüzde Ermenistan'da düzenlenen eylemlerin tamamen facebook odaklı olduğunu söyleyen Ghazarian, bu eylemlerin de siyasi bağlamdan uzak olduğunu söyledi.  Ermeni gençler genelde doğal, ekonomik ve sosyal sorunları protesto etmek için bir araya geliyorlar. Ancak Ghazarian, bir şeyleri protesto etmenin siyasi veya hukuki değişim sağlamakla aynı şey olmadığına dikkat çekiyor.  

Medyanın kesinlikle güvenilmeyecek halde olduğunu da söyleyen Ghazarian insanların bilgi almak için yoğunlukla facebook'u kullandığı, protesto ve yürüyüşlerin de eylemden çok bilgi alışverişi amaçlı düzenlendiğini belirtti: 'İnsanlar bu yürüyüşler sayesinde bir araya gelip sağlıklı bilgi alış verişi yapıyorlar; medyadan alınan bilgiye değer veren yok.'

Ghazarian, ülkesindeki sorunların Sovyet kontrolü altındaki dönemde siyasilerin devlet yönetmek ve siyaset yapmak gibi kavramları tam olarak öğrenememesinden kaynaklandığını düşünüyor: 'Ülkeyi kendi kendine nasıl yöneteceğini tam olarak bilmeyen hükümet, Sovyetlerden ayrılmanın hemen ardından ekonomik kriz, kapalı bir sınır kapısı ve savaş ile birleştiğinde ne yapacağını şaşırdı.'  Ghazarian'a göre liderlik bilgisi olmayan hükümet, halkın çağrılarına da kulak tıkadı ve yok saydı. Böylece Ermeni halkının hükümeti ve siyasetçileri eleştirmeyi işlevsiz bir eylem olarak görmeye başladığını söyleyen Ghazarian, yeni neslin ise deneyimsiz ancak kendine güven dolu olduğunu belirtti.  

Yeni neslin etkinliklerine örnek olarak Ghazarian 2010 yılında bir parkın yıkılıp yerine bina inşa edilmesinin ve aile içi şiddet sonucu hayatını kaybeden bir kadının katilinin hiçbir suç almamasının protesto edilmesini gösterdi.

Ghazarian, günümüz hareketlerini 'politik değil, demokratik' görüyor. Ghazarian'a göre bu politik değil demokratik olan yapı, İnci Özkan-Kerestecioğlu'nun Türk kadın hareketlerini anlatırken açıkladığı sisteme çok benzer bir şekilde hiyerarşi olmayan, rotasyonun desteklendiği, sloganlardan arınmış bir hareket. Apolitik bir gençlik bazı kesimlerde endişe uyandırsa da, aslında bu da olumlu bir duruma tamamlanabilir: 'Politiği reddetmek endişe verici ancak gençler kelimeyi reddediyor, fikri ise kucaklıyor.'

Ghazarian böylece yeni neslin apolitik değil, 'politik' kelimesini kullanmaktan hoşlanmayan, kendini apolitik olarak tanımlayan, ancak demokratik, barış yanlısı ve 'rahatsız' bir nesil olmasını umduğunu söylemiş oldu. Sözlerini 'Eğer bu gerçekleşirse Hrant da gurur duyardı' diye bitirdi.

Haberin tümü için tıklayınız.

(Kaynak: Bianet.org)