Zor zamanlarda Diriliş

Hristiyan dünyasının en önemli bayramlarından Paskalya, Ermeni kiliselerinde bu Pazar Surp Zadig ayiniyle kutlanacak. İsa Mesih’in ‘ölülerden dirilişi’ni ve ebediyet kazanmasını temsil eden bayram, evrensel umut mesajıyla bütün insanlığa sesleniyor. Dünyada ve Türkiye’de yaşanan bu sıkıntılı dönemde umuda her zamankinden daha çok ihtiyaç var. Anadolu Ermeniler ise Zadig bayramını buruk karşılıyor.

Diyarbakır’da Surp Giragos Kilisesi’nin operasyon ve çatışmalar dolayısıyla kapalı olması, az sayıdaki Ermeni’yi bayramı evde kutlamak durumunda bırakacak. Irak’tan Yozgat’a gelen Ermeni aileler Zadig üstü memleketlerinden uzakta olmanın hüznü içinde. Sivas’ta da bayram yine evlerde, komşular arasında kutlanacak. 

Yaşım henüz küçükken, dini bütün biriydim, orta okula başladığımda kiliseye gitmek içimden gelmekten ziyade bir görev halini almıştı, lisede çoktan kiliseyle bağımı koparmıştım. Bugünse Hıristiyanlıkla tek bağım kültürel boyutuyla sınırlı. Paskalya, Noel gibi Hıristiyanlığın en büyük iki bayramı benim için yalnızca akrabalarla toplanılan ve yılda iki gün yiyebileceğimiz akşam yemeklerinden ibaret.

Ben İstanbul’da bu şımarıklığı gösterirken ülkenin diğer tarafında, Diyarbakır’da insanlar kimliklerini gizli gizli yaşıyorlar, benim için yalnızca kültürel bir anlam ifade eden bayram, Ermeniliklerini hissettikleri yegâne tarih oluyor. Önümüzdeki Pazar biz yine önce kiliseye giderek, akşamında da akrabalarımızla bir araya gelerek İsa’nın göğe yükselişini kutlayacağız, benim için asıl önemli olan ise çörek ve midye dolma yiyecek olmam. Tam bu sırada, Diyarbakırlı Ermeniler atlattıkları onca badirenin ardından yeniden kavuştukları Surp Giragos Kilisesi’nde dualarını edemeyecek, yine mahalle baskısının hissettirdikleriyle yalnızca gizli gizli bir evde buluşacaklar.

‘Biliyorsunuz aşağı yukarı başımızdan geçenleri’

Behçet Avcı

Diyarbakırlı bir Ermeni’ye ulaşmak için Silva Özyerli’yi aradığımda, Behçet Avcı, nam-ı diğer Garod Sasunyan isiminde birinin telefon numarasını verdi. Behçet Bey’i aradım ve Diyarbakır’da Paskalya’nın geçmişte ve günümüzde nasıl kutlandığını sordum. Gelin, kendi ağzından dinleyelim.

“Henüz altı-yedi yaşlarımdayken dedem ve amcalarım beni camiye kursa gönderiyordu. Babam namaz kılmazdı, dedemler yönlendirirdi hep. Camiye gitmek için merkezdeki çarşıdan geçerdik, o sırada yaşlı amcalar ‘Gırbo’nun oğlu kursa mı gidiyor? Hoca olacak, biz de onların arkasında namaza mı duracağız’ diye laf atarlardı hep. Birkaç kez laf yedikten sonra dedeme gidip olanları anlattım. Gırbo, Garbis’in kısaltması. Garbis de, anne tarafından büyüklerimizden biri. Dedeme gidip sorduğumda azarlayarak, ‘Sen onlara kulak asma’ derdi. Ben de Garbis dedeme gidip ona sordum, o da azarlar bir şekilde hiç konuşmadı benimle bu konuları, biliyorsunuz aşağı yukarı başımızdan geçenleri...

Cepteki renkli yumurtalar

Merkezde yaşamıyorduk, yaşadığımız yerde de hemen herkesin kendi geçimini sağlayacak kadar hayvanı vardı, inekler, tavuklar... Çok iyi hatırlıyorum, büyükannemin bakır bir kazanı vardı, yumurtaları orada haşlardı. Yumurtaları hep sayarak verirdi ve kişi başı bir, en fazla iki yumurta düşerdi. Öyle ki, çocuğuz ya, bazen kardeşimizin payına bile göz koyardık. O kadar az. Ancak yılın belli bir döneminde anneannem, yumurtaları haşladığı kazana soğan kabukları da atardı ve o dönem yediğimiz yumurtaların rengi kırmızıya dönerdi. Anneannem iş yapmaktan sevinmeye pek vakit bulamazdı, ama o günler yüzünde bir neşe olurdu ve bir değil, iki değil, çok daha fazla yumurta düşerdi herkesin payına. Öyle ki sırf aile bireylerine değil, bize fazladan birkaç tane daha verirdi ve konu komşuya da dağıtırdık. Birkaç tane de cebimize koyar, okula götürürdük. O zamanlar, cebinde renkli yumurta taşıyanları görünce fark ettik bizim gibi kimliğini gizli yaşayan Ermeniler olduğunu.

Biz Paskalya’yı 100 yıl önce nasıl kutlanıyor ise yine öyle kutlayacağız. Gizli kapaklı. Barış sürecinde biz de biraz olsun rahattık, Surp Giragos Kilisesi açıldı ve artık ibadetimizi kilisede yapmaya başladık. Surp Giragos sadece bir ibadethane değil, aynı zamanda sosyal yaşamımızın da bir parçası haline gelmişti. Bir yerde buluşacak olsak, o yer hep Surp Giragos olurdu. Ancak bu yaşananlarla birlikte yeniden gizlenmeye başladık. Biz kaplumbağa gibiyiz, en ufak bir çıtırtıda kabuğumuza çekiliriz. Yine kabuğumuza çekildik.”

‘Evden uzak Paskalya’

Irak’taki IŞİD tehdidinden kaçarak Türkiye’ye sığınan 72 Ermeni de bu yıl Paskalya bayramını evlerinden çok uzakta kutlayacak. Kanada’ya göç etmek için çabalarını sürdüren Iraklı Ermeniler’den Yeghia Marashlian, Paskalya’yı evlerinden uzakta kutlamanın üzüntüsünü şu sözlerle ifade etti: “Paskalya Hıristiyanlığın en önemli iki bayramından biri. Biz inançlı insanlarız, Paskalya’yı evimizden uzakta kutlamak çok üzücü. Yine daha önce olduğu gibi İstanbul’dan din görevlileri gelince ibadetimizi edeceğiz, ancak ne zaman geleceklerini henüz bilmiyoruz.”

Sivas’ta paskalyanın vazgeçilmezi paça çorbası

1915 ve öncesine kadar oldukça kalabalık bir Ermeni nüfusa ev sahipliği yapan Sivas’ta günümüzde 55 Ermeni yaşıyor. Çoğu Sivas merkezde hayatını sürdürürken, Ulaş’ta ikamet eden ve köylerini terk etmeyen üç Ermeni de Paskalya bayramını evlerinde kutluyor. Ulaş’ta yaşayanlardan Murat Koçak, paskalya geleneklerini anlattı: “Biz burada üç kişiyiz, büyük oruç dönemi proteinsiz kaldığımız için Zadig günü paça çorbası yaparız. Burada yalnızca bir aile kaldığımız için bayram günü ziyaret edecek kimsemiz yok. O gün, köydeki bütün komşularımız bize gelir, bayramı hep birlikte kutlarız.”

Sivas merkezde yaşayan Yervant Mığdıs ise Paskalya bayramının erkekler için ayrı bir önem arz ettiğini söylüyor: “Cumartesi akşamı, Sivas’taki bütün Ermeni erkekler olarak, genç, yaşlı fark etmeksizin hamama gideriz. Pazar günü, yani bayram günü ise kadınlar evde oturur, erkekler de diğer Ermeni ailelere bayramlaşmaya gider. Kadın ve erkeklerin Paskalya’yı ortaklaşa kutladıkları gün, Merelots günü, yani vefat eden akrabalarımızı ziyaret ettiğimiz gün. Son iki-üç yıldır hem Sivas Belediye Başkanı, hem Vali hem de milletvekilleri belli başlı Ermeni aileleri ziyaret ederek Paskalya bayramımızı kutluyor. Bu yıl da CHP Milletvekili Ali Akyıldız, İstanbul’daki Sivaslı Ermeniler ve Dostları Derneği’ne giderek oradaki hemşerilerimiz ile bayramlaşacak.”

Kategoriler

Toplum Kilise



Yazar Hakkında

1990 İstanbul doğumlu. Kültür sanat, müzik, insan hakları ve güncel politika haberleri yapıyor.