Barış Bıçakçı’nın romanından uyarlanan ‘Bahardan Kalan’ isimli tiyatro oyunu, hem eğlenceli hem de düşündürücü yönleriyle dikkat çekiyor.
Kadıköy
Theatron, Barış Bıçakçı’nın ‘Bir Süre Yere Paralel
Gittikten Sonra’ adlı romanından uyarlanan bir oyuna ev sahipliği
yapıyor. Genç bir asistanın intiharını konu alan, ‘Bahardan
Kalan’ adlı oyunda, Bilal Akar, Dila Okuş, Müge Uyar, Serkar
Aydıncı ve Tülin Ebcioğlu rol alıyor. Sezon boyunca ayda iki kez
sahnelenecek olan ‘Bahar’dan Kalan’ın bir sonraki gösterimi
27 Ocak Çarşamba akşamı yapılacak.
Hem güldüren, güldürürken düşündüren, hem de düşündürürken ağlatan ‘Bahardan Kalan’ı, oyunda Zeynep karakterini canlandıran Dila Okuş’a sorduk.
Hangi haber hayatı durdurur?
“Barış Bıçakçı tüm ekibin severek okuduğu bir yazardı. Bu oyunu hazırlarken, onun hikâyelerini derdini, dilini, üslubunu bozmadan sahneye taşımak istedik. Kitaplarda anlatılan meselenin kendi hayatımızla ve hayata bakışımızla paralellikler taşıdığını düşünüyorduk. Hem Barış Bıçakçı’nın edebiyatı üzerine kafa yormak, hem de kendi hayatlarımıza dair tartışmalar yapmak niyetiyle yola çıktık” diye anlatmaya başlıyor Okuş.
Hazırlıkları Haziran 2014’te başlayan oyun, ilkin, yazarın kitaplarından seçilmiş bölümlerin yer aldığı bir kurgu denemesi olarak düşünülmüş ama nihayetinde, Bıçakçı’nın ‘Bir Süre Yere Paralel Gittikten’ sonra adlı romanı temel alınmış: “Kitaptaki ana hikâyeyi merkeze alarak onu kendi anlatmak istediğimiz meselelere zemin sağlayacak şekilde değiştirdik ve yeni bir kurgu içinde düzenlendik. Yazma sürecinde Barış Bıçakçı’yla iletişime geçip görüşlerini aldık. Oyun metni, bir uyarlamadan ziyade bir esinlenme özelliği taşıyor.”
Yaklaşık üç ay masa başında ilerleyen oyunun hazırlıkları, Ekim 2014’te başlayan provalarla devam etmiş. Oyunun sahneye konması ise, oyuncuların yer aldığı diğer yapımlardan dolayı neredeyse bir buçuk yıl sonra olmuş. İlk gösterim Mayıs 2015’te yapılmış. İlkbahardaki üç gösterimin ardından, seyirci görüşleri doğrultusunda gözden geçirilen senaryoda birtakım değişiklikler yapılmış ve oyunun nihai hali Kasım sonunda sahnelenmeye başlamış. Okuş, bu yıl da Haziran ayına kadar her ay iki gösterim yapmayı ve ilkbaharda turneye çıkmayı planladıklarını söylüyor.
“Bu oyunu seyirciye bir şeyler anlatmak yerine, onlarla düşüncelerimizi paylaşmak, bir nevi dertleşmek amacıyla yaptık” diyen Okuş, izleyicilerden de bu yönde yorumlar aldıklarını söylüyor. Genç oyuncu, oyunun ‘derdini’ şu sözlerle anlatıyor: “Hangi haberi okuduğumuzda normal hayatımızı sürdürmeyi bırakacağız, neyi yaşadığımızda? Her yüzleşmeden sonra küçük bir çatlak belirir, durgun suyu hareketlendiren. Görmezden gelinip hızlıca sıvanabilir ya da suyun çağıl çağıl devinmesi için çatlağa yol verilir. Bir intiharın çevresinde, insanlar... Birbirine yaklaşan, geçmişe dalan, birini kaybetmenin acısıyla başka sevdiklerine eğilen, yok saydıkları soruların, sorunların dillenmesine izin veren insanlar... Derdimiz tam da bu minval üzere dertleşmek” diyor.