Demirtaş: ‘Biri katil deyince AKP ayağa kalkıyor’

Partisinin grup toplantısında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Beyaz’ın programında “Çocuklar ölmesin” dediği için hakkında terör soruşturması açılan Ayşe öğretmeni hatırlatarak, “Fail yok kimseyi suçlamıyor, bir insani çağrı yapıyor her ne hikmetse AKP üstüne alınıyor. Biri katil deyince AKP ayağa kalkıyor. Bir kadın çıkıp bunları söylediği zaman, bu kadar panik yapıyorlarsa, demem ki suçlunun yüzüne fener tutulmuştur” diye konuştu.

Partisinin haftalık grup toplantısında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Sultanahmet patlamasına, Güneydoğu’daki çatışmalara, canlı yayında çocuklar ölmesin dediği için hakkında terör soruşturması açılan Ayşe öğretmene ve gündeme dair konuştu. Demirtaş, yeni Anayasa konusunda, "Mevcut Anayasa'yı askıya alan bir anlayışın anayasa yapacağına inanmıyoruz” dedi.

Demirtaş’ın satırbaşları şöyle:

Demirtaş, Sultanahmet'teki saldırıyı kınayarak başladığı konuşmasında, "Son derece vahşi bir tablo, yabancı olmadığımız vahşi tablolardan biri sahneleniyor. Tek temennimiz hayatını kaybedenlerin sayısının artmaması yönünde. İnşallah bu saldırı da diğerleri gibi karanlıkmış, faili yokmuş gibi kapalı kapılar ardında kalmaz. Bu saldırıyı nefretle, şiddetle kınadığımızı belirtmek istiyorum” diye konuştu.

Zannedersin İsveç parlamentosu

Türkiye'nin gündeminin yakıcı olduğunu dile getiren Demirtaş, Sur'un, Cizre'nin, Silopi'nin yakıldığını, Türkiye'nin doğusunda ölüm, batıda katliamlar yaşandığını belirterek, "Her gün, her saat bir zulüm ve ölüm haberi alıyoruz. Bu gündem Türkiye'nin rutin gündemi haline geldi. Ülkeyi kasıp kavuran şu gündemde ülkenin parlamentosundan beklenen nedir? Oturur, tartışır, çözüm arar. Çözüm yoksa hiç değilse duyarlı olduğunu gösteren bir parlamento olması gerekiyor. Bizim parlamentonun bu haftaki gündemine bakıyorum, askerlik kanununda değişiklik... Zannedersiniz ki biz İsveçiz, Norveçiz ve burası onun parlamentosu" diye konuştu.

Parlamento talimat almış

Demirtaş, hükümetin ve parlamentonun bu konuların gündeme getirilmemesi için kesin talimat aldığını işaret ederek, “Ülkenin parlamentosuna talimat var diyorum. Bu konular gündem olmayacak demiş, kim demiş, Saray demiş. Bunu kendisi itiraf etti. İsteseniz de istemezseniz de rejim değişmiştir dedi. Parlamento bu durumda zavallı bir pozisyona düştü” şeklinde konuştu.

Başkanlık adı altında diktatörlük

Yaşanan bütün kan, gözyaşı ve kavganın sebebinin bu başkanlık sistemi dayatması olduğunu belirten Demirtaş, “Halk bunun bedelini ödüyor şimdi. 7 Haziran seçimlerinden önce başladı ve kesintisiz bir şekilde devam ediyor. Bunu kabul etmeyen herkes, düşman kabul ediliyor. Düşmana ne yapılıyorsa, ona o yapılıyor. Basın, akademi kim olursa olsun bir mekanizma harekete geçiyor, onu düşman ilan ediyor, lince tabi tutuluyor ya öldürüyor ya da tutuklanıyor. Çünkü karar verilmiş, bu başkanlık adı altındaki diktatörlük gelecek" diye konuştu.

Diktatoryel monarşiye karşı HDP var

"Öte yandan diktatöryal monarşiye tek adam rejimine karşı biz varız" diyen Demirtaş, çoğulculuktan ve yerel yönetimlerin, yerel demokrasinin güçlendirilmesinden yana olduklarını dile getirerek, "Biz tek dil değil çok dilliliğin gerçekliğinin farkında olarak, bizi bir arada tutan değerlerin faşizan değerler değil evrensel değerler olduğunu bilerek, bu dayatmaya karşı direniyoruz. Türkiye toplumu bu iki gerçeği bilmelidir. Ya biz kaybedeceğiz Türkiye bu faşizme teslim olacak. Türkiye nefessiz kalacak, bugün yalvaranlar yarın faşizmin hedefi haline gelecek ya da bizimle birlikte direnecek. Ya faşizme karşı rica minnet edilecek ya biz direniyoruz, buna karşı çıkanlar bizimle birlikte direnecek" diye konuştu. 

Yetmiyor mu?

Demirtaş, basın üzerinden yürütülen linç kampanyalarını da, "gerekirse tek bir kişi üzerinden 70 milyona mesaj vermek isteniyor" dedi. Demirtaş, Doğan Grubu'na ilişkin daha önce yaptığı açıklamaları sürdürerek, "Kayıtlar açılsın incelensin. 7 Haziran ve 1 Kasım seçimleri. Doğan medyasının bize ayırdığı saat AKP ve Erdoğan'a ayırdığı sürenin 20'de biridir. Ben 6 programa katıldım, siz 150 programa katılmışsınız. 6 programımız sizin 150 programınızdan daha etkili olmuşsa o medyanın suçu değil, sizindir" dedi. "Biz sizin gibi medya satın alarak siyasete girmedik” diyen Demirtaş, söz konusu medyanın AKP ve Erdoğan'ı desteğini 600 kanalın AKP'ye destek verdiğini belirterek, "Ama yetmiyor, bir yerden tek bir çatlak çıkınca panikliyorlar. Ya bu kadar kanalınız var, bu kadar yağlama yıkama mekanizmanız var. Yetmiyor mu?" diye konuştu.

Suçlunun yüzüne fener tutuyor

Ayşe Öğretmen örneğini de dile getiren ve "Teslim olmanın sınırı yok, bunu defalarca söyledik, onurunuzu, paranızı, malınızı alır ama yetmez. Siz verdikçe o isteyecek. Biatin sınırı yoktur" diyen Demirtaş, şöyle devam etti: “O programdan bir suç işlenmedi. Bunu bir TV canlı yayında söylenmemiş gibi düşünün. Şu cümleleri bir okuyun. 'Türkiye'de çocuklar öldürüyor neler olup bittiğiniz farkında mısınız? Sizde yaşananlara sessiz kalmamalısınız. Çocukların öldürülmesine sevinenler var onlara yazıklar olsun demenin dışında bir şey demiyoruz.' Konuşanın adı Ayşe midir değil midir bilemeyiz, hiç fark etmez, orada mı yaşıyor yaşamıyor mu bilemeyiz hiç fark etmez. Fail yok kimseyi suçlamıyor, bir insani çağrı yapıyor her ne hikmetse AKP üstüne alınıyor. Biri katil deyince AKP ayağa kalkıyor. Nedir bu panik barış sözcüğünden bu kadar korkacak ne yaptın? Bu hangi karanlık yüzünü açığa çıkarıyor ki, zannediyorsunuz ki bütün devleti tehdit etmiş, havuz medyası, yargısı üstüne atlıyor. Bu konuşmanın altına imza atmayacak kimse insan değildir. Bir kadın çıkıp bunları söylediği zaman, bu kadar panik yapıyorlarsa, demek ki suçlunun yüzüne fener tutulmuştur." 

Barış demek suç

Sedat Peker'in Trabzon'da "Meşru savunma hakkımız hasıl olduğu zaman oluk oluk kan akacak" sözlerini hatırlatan Demirtaş, “Tayyip Erdoğan'ın arkasında olduğunuzu söyleyin, ne yaparsanız yapın, önemli değil. Bebek öldürün, cenazeyi günlerce yerlerde çürütün, soruşturma açılmaz. Ama barış asla... Tayyip Erdoğan ne zaman 'analar ağlamasın' dediği zaman o zaman barış diyebilirsiniz. Onun zamanını da biz kullar bilecek değiliz ya. O söyleyecek, biz kullar evet evet barış diyeceğiz. Faşizm budur. Söylediklerinizden değil söylemediklerinizden sorumlu olduğunuz rejimdir. Biz buna direniyor diye bunlar Türkiye partisi olmaktan çıktı diyenler; gidişatınız iyi değil, siz kendinize bakın, siz faşizmin yalakası haline geldiniz" diye konuştu.

Peygamber efendimize mi sizin efendinize mi?

AKP'lilerin ODTÜ hakkındaki tehditlerine yer veren ve "Cizre'ye nasıl girildiyse, ODTÜ'ye de öyle girilir" sözlerin hatırlatan Demirtaş, "AKP'nin Ankara vekili bunu söylüyor. Biz bunu söylesek kendimizi içeride buluruz. Bunlar barışçı, biz ırkçı teröristiz! Dünya tersine döndü Türkiye'de. Sizsiniz insanların kimliği ile mezhebi ile oynayan. AKP dini dışında başka hiçbir dine izin vermeyen sizsiniz. İslam'a ihanet eden sizsiniz. Milletin parasını çalıp üstüne bir de mağduriyet sayıyorsunuz. Sizin ortamlarınızda ahlaksızlık serbest. Hangisi suçtur diye bizler peygamber efendimize mi bakacağız sizin efendinize mi bakacağız? Cenazeye hakaret etmek, yerde çürütmek sizin dininizde var, bizim dinimizde yok. Bunları bunlar yarattı, 13 yılda Türkiye'yi adım adım bu noktaya getirdiler" dedi.

Hani istikrar gelecekti?

Türkiye'nin bunca emek ve insanı AKP siyaseti yüzünden kaybettiğini belirterek, "Kendilerini bir çözüm olarak pazarladılar. Hani iktidar tek başına iktidar olunca istikrar olacaktı? İçeride savaş, dışarıda savaş. Hangi alanda istikrar var? İstikrar için önce demokrasiye inanmamız gerekiyor. O yok. Cizre'de, Silopi'de, Sur'da 40 günü bulan sokağa çıkma yasakları var. Zannediyorlar ki bunlar insanların düşüncesinden çıkar. Hayır yer ediniyor, gönül gözü açık herkes görüyor. Ne olacak, toprağa ektiğiniz o nefret tohumları? Hiç düşünmüyor umurunda değil. Başkanlığı elde edersek kim hesap soracak. Cizre, Sur, Silopi yakılıp yıkılmış önemli değil, nasıl olsa kimse hesap soramaz" dedi.

Yeni anayasayı uygulayacağının garantisi var mı?

Meclis Başkanın anayasa komisyonu için davetine de işaret eden Demirtaş, "El insaf, çıkaracaklarını bilsek bir günde çıkarırız. Dertleri bu değil. Başkanlığın etrafına birkaç düzenleme ile hadi bakalım başkanlığı Türkiye toplumuna kabul ettirecekler. Partimiz yarın yetkili kurullarında değerlendirecek. Henüz olumlu olumsuz bir cevap vermiş değiliz. Ama biz AKP tarafından yeni ve demokratik anayasa yapılacağına inanmıyoruz. Geçen sefer 60 maddede uzlaştık. İlk madde ne biliyor musunuz? İnsanlık onuru. Bunda uzlaşmıştık ama sen ne insanlık bıraktın ne onurunu. Bunu askıya aldınız, yenisini yapsan uygulayacağınızın garantisi var mı, uygulamazsanız size hesabını soracak kaç yargıç var?” diye konuştu. 

Kategoriler

Güncel



Yazar Hakkında