İzmir’de 1965 yılında kapılarını kapayan ve o dönemde NATO’da görevli askerlerin ibadetlerini yerine getirmesi için tahsis edilen Aziz Yuhanna Katedral Bazilikası, 19 Aralık Cumartesi görkemli bir törene ev sahipliği yaptı.
Kilise, Başepiskopos Ruggero Franceschini’nin yaptırdığı restorasyonun ardından, 48 yıl sonra, 29 Eylül 2013’te görkemli bir açılışla kapılarını İzmir’in yerel Hıristiyanlarına açmıştı. Bu önemli törenle İzmir’deki Hıristiyanlar yeni episkoposlarına kavuştu.
2014’ün Eylül ayında, Vatikan yasaları gereği, İzmir Başepiskoposu Ruggero Franceschini 75. yaşını doldurduğu için emeklilik dilekçesini vermiş, bu dilekçe Papa I. Fransua tarafından 7 Kasım 2015’te resmen kabul edilmiş ve Franceschini’nin yerine, 30 yıldır Türkiye’de yaşayan Domeniken Tarikatı mensubu Lorenzo Piretto atanmıştı.
Peder Lorenzo Piretto’nun başepiskoposluğa yükseltilme töreni 19 Aralık 2015’te İzmir Aziz Yuhanna Katedral Bazilikası’nda yapıldı. Piretto’nun baş takdisçisi, Türkiye Ermeni Katolikleri Başepiskoposu ve Türkiye Katolik Ruhani Reisler Kurulu (C.E.T.) Başkanı Mons. Levon Boğos Zekiyan oldu. Törende İstanbul Latin Katolik Ruhani Reisi Mons. Louis Pelâtre, Anadolu Latin Katolik Ruhani Reisi Mons. Paolo Bizzeti, İzmir’in emekli iki episkoposu, Mons. Ruggero Franceschini ve Mons. Giuseppe Bernardini, Türkiye Süryani Katolik Patrik Vekili Korepiskopos Mons. Yusuf Sağ, Keldani Katolik Patrik Vekili Mons. François Yakan, Ankara Vatikan Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Mons. Angelo Accattino hazır bulundular. Ortodoks kiliselerden ise, Ekümenik Patrik Bartholomeos’u temsilen Konya Metropoliti Theoliptos ve İzmir’in Rum Ortodoks pederi Kyrillos, Türkiye Ermenileri Patrik Genel Vekili Başepiskopos Aram Ateşyan, Konya, İstanbul ve Ankara Süryani Kadim Cemaati Ruhani Reisi ve Patrik Vekili Metropoliti Filuksinos Yusuf Çetin, Adıyaman ve Çevre İller Süryani Kadim Metropoliti Gregorios Melki Ürek katıldı. Törene birçok yerel yetkili ve konsolos da iştirak etti.
Lorenzo Piretto törenin ardından yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“İzmir Kilisesi yeni çobanı olarak şu anki duygularımı ifade etmem kolay değil, özellikle bu kilisenin ve yayıldığı alanın tarihini düşününce... Hıristiyan imanının birçok habercisi ve tanığı, hatta şehidi buradan geçti. Şimdiki Hıristiyan cemaatimiz çok küçük ama sayımız için endişelenmemeliyiz. Endişelenmemiz gereken tek şey, İsa’nın ve İncil’in sadık öğrencileri olmamız ve yaşamımızda onun tanıklığını yapmamızdır. Az olalım ama sevgide birlik olalım, bu sevgimizi çevremize vermeye kabiliyetli olalım, sevgimizi başka imanda olan kardeşlerimize verelim ve barış, esenlik araçları olalım. Papa Fransua beni bu kilisenin çobanı olarak ilan etti. İyi bir çobanın görevi, İsa’yı örnek alarak sürüsünü birlik içinde tutmak, onu tehlikelerden koruyarak, besleneceği meralara yönlendirmektir. İzmir Kilisesi’nin çobanı olarak ilk amacım, herkesi, rahip, rahibe ve imanlıları birlik içinde tutmak olacaktır. Güven ve ümit vereceğim. İmanın, Tanrı’nın Sözü ve Efkaristiya ile beslenmesi için gayret göstereceğim. Gerçek çoban, İsa’dır. O, dirilmiş olandır. Adına toplandığımızda yanımızdadır, bizimle konuşmaya ve ümit vermeye devam eder.”