"Karabağ’daki çatışmalar masaya güçlü oturabilmek için"

Ermenistan - Azerbaycan arasındaki Karabağ krizinin nereden beslendiğini ve nasıl sonuçları olabileceğini, 2012 yılından beri Ermenistan milletvekili ve 1997-1999 yılları arasında Karabağ’ın Washington temsilcisi olan Tevan Poghosyan’a sorduk.

Uzun süredir, Ermenistan-Azerbaycan ve Karabağ-Azerbaycan sınır hareketli. Bişkek Ateşkes Protokolü’nden sonra, Azerbaycan zaman zaman ateşkesi ihlal etti. İhlaller, Ermenistan tarafından tehdit olarak algılandı ve her seferinde karşılık buldu. Çatışmalar son bir yıldır oldukça hızlandı; fakat son aylardaki gerginliğin şiddeti ve Azerbaycan tarafından kullanılan silahların büyüklüğü, daha öncekilere göre daha tehdit edici bir noktaya geldi.

Bu krizin nereden beslendiğini ve nasıl sonuçları olabileceğini, 2012 yılından beri Ermenistan milletvekili ve 1997-1999 yılları arasında Karabağ’ın Washington temsilcisi olan Tevan Poghosyan’a sorduk. Poghosyan, Azerbaycan’ın ateşkes ihlallerinin uluslararası kamuoyu tarafından yetirince eleştirilmediği için arttığı ve Türkiye’nin tutumunun Azerbaycan’ı yüreklendirdiği görüşünde. Poghosyan, Azerbaycan tarafından yapılan saldırıların cevapsız kalmadığının da altını çiziyor.

Ermenistan ve Karabağ’ın Azerbaycan sınırlarında gerilim tırmanıyor. Azerbaycan gittikçe çıtayı yükseltiyor, geçen hafta ilk defa Azerbaycan ordusu tankla ateş açtı. Tüm bunlar savaş alameti mi, yoksa Azerbaycan başka bir mesaj mı vermeye çalışıyor?

Karabağ’da savaş hiç bitmedi. Ateşkes yapıldı, fakat Azerbaycan ilk günden bu yana ateşkesi farklı yollarla ihlal ediyor, durmadan yeni yollar arıyor. Top atar kullanıyordu, şimdi de tanklar ve geniş alanda etkili mayınlar kullanmaya başladı. Ne kadar ağır saldırırsa saldırsın bir şey kazanamadığı için, saldırının dozunu ve çeşidini arttırıyor. Artık alıştığımız saldırı günleri bile var, 31 Aralık, 6 Ocak (Noel), 24 Nisan ya da farklı dinî ya da milli bayramlar...

Azerbaycan’ı böyle hareket etmeye iten ne?

Sorun Azerbaycan’ın diplomatik yollarla, müzakere masasında bu işi çözme şansı olmaması ve kendisinin de bunun farkında olması. Kendi istekleri doğrultusunda ilerleyememesi. Durum böyle olunca, kaba tabirle “Hırsını sınırda çıkarıyor”. Olayı diplomatların değil, askerin çözmesi gerektiği kararında ısrarlı.

Gerginlik Azerbaycan’a ne kazandıracak? Türkiye, bu durumun neresinde?

Azerbaycan’ın ekonomik durumu kötüleşiyor, doğal gaz fiyatındaki düşüş ve anti-demokratik uygulamalar, artık Azerbaycan’ı zorluyor. Daha önce Azeri aktivistlerin, insan hakları savunucularının şiddete maruz kalıp, cezaevlerine gönderildiklerine tanık olurken, şu anda artık dinin ve inanç konularının da bir baskı unsuru olduklarını görüyoruz. Türkiye de Azerbaycan için iyi bir örnek olamıyor. Örnek olmayı bir tarafa bırakalım, bölgedeki tansiyonu yükseltip, her geçen gün gerginliği körüklüyor. “Komşular ile sıfır sorun” derken, komşusu kalmayan ve güç gösterisi dışında bir şey yapmayan, ilişkileri kötüleştirerek savaş durumuna getiren bir ülkeden bahsediyoruz. Tüm bunların yanında, Rusya ve Türkiye gerilimi var. Türkiye’nin yaptığı aslında çok basit, kendisi müdahil olmadan bölgedeki dengeleri Azerbaycan eli ile, onu kullanarak, kendi lehine çevirmeye çalışıyor.

Azerbaycan hükümetinin söylemleri uzun zamandır nefret dolu, askerî yollar ile konunun çözüleceğine dair binlerce açıklama yapıldı. Bu söylemleri doğrultusunda hareket ediliyor ve durumun daha da gerilmesi, krize dönüşmesi isteniyor.

Sözleriniz bana ilk soruyu tekrarlatıyor: “Yeni bir savaşın eşiği mi bu?”

Samimi olmak gerekirse, bugüne kadar Azerbaycan’ın saldırıları cevapsız bırakılmadı. Ermenistan, yapılanlara aynı derecede karşılık verdi ve veriyor. Onlar ateş açtığında, Ermeniler de karşı ateş açıyor. Bu onları belirli bir süre sessizliğe itebilir, faaliyetlerini durdurabilir, fakat nihai çözüm bu değil.

Uluslararası merciler, artık Azerbaycan hükümetine yönelik daha net ve daha ciddi açıklamalar yapmalılar. Şu anda gerginliğin artmasının sebebi, yakında görüşmeler olacağına dair beklenti. Azerbaycan, görüşmelere katıldığında elinin güçlü olmasını “İstersek neler yapabiliriz gördünüz” mesajını vermek istiyor. Böylece, o masadan daha iyi bir konum elde ederek kalkacağı hesabını yapıyor.

Ermeni tarafı neyin hesabını yapıyor?

Ermeni tarafının yapması gereken tek şey var, o da Azerbaycan’ı en son masadan kalktığından daha güçlü bir şekilde müzakere masasına oturmasına engel olmak. Ermeni tarafı, müzakere masasında gücünü koruma hesabı yapıyor, diplomasi ile sorunu çözmeye çalışıyor ve doğru olan da bu. Azerbaycan’ın silahla durumu düzeltme çabası sorunu çözemeyecek.

Ermenistan, son günlerdeki Rusya-Türkiye gerginliğinin neresinde?

Bu gerginliğin savaşa gitmeyeceğini düşünüyorum. NATO olduğu sürece, kişisel olarak öyle bir tehlike sezmiyorum; fakat ekonomik ve siyasi krizler yaşanacaktır. Rusya’ın Türkiye’ye vuracağı darbe, asimetrik olacaktır. Erdoğan, artık Mikhail Saakaşvili gibi Putin’in “kara listesinde”, ülkeler arasındaki ilişkiler bir tarafa, kişisel bir düşman. Türkiye de kendi çıkarları doğrultusunda hareket edecek kuşkusuz, ama bu konunun halledileceği siyasi bir düzlem mutlaka bulunacaktır. Bunlar olurken Ermenistan ne yapmalıdır, bizim için önemli olan bu.

Biz kimsenin elinde oyuncak olmamalıyız, bundan kaçmalıyız. Soğukkanlı olmalı ve Rusya ya da Türkiye tarafından kullanılmamalıyız. Olaylar karıştığında bile kimseye güvenmemeli ve kendi çıkarlarımızı düşünerek hareket etmeliyiz. Sonuçta Rusya ile askerî anlaşmalarımız var ve Türkiye ile de iyi ilişkiler geliştiremiyoruz. Ama bunları düşünüp taraf tutmak mantıksızlık, önce kendimizi düşünmeliyiz.

Tevan Poghosyan kimdir?

1996 yılında Erivan Devlet Üniversitesi’nde bilgisayar mühendisliği okuduktan sonra, Yerevan Amerikan Üniversitesi’nde siyaset ve uluslararası ilişkilerde yükses lisans yaptı. Merkez Bankası’nda yöneticilik yapan Boghosyan, 1997-1999 yılları arasında Karabağ’ın ABD Washington temsilcisi oldu, 2000 yılında International Center For Human Development sivil toplum örgütünü kurdu. 2012 yılında STK’nın yönetiminden ayrılarak bağımsız milletvekili olarak Ermenistan Parlamentosu’na seçildi. Ermenistan Slavon Üniversitesi’nde ders vermeye devam ediyor.



Yazar Hakkında