İddianamede, Dink cinayeti tasarısına ilişkin bütün yazışmaların ve medya dosyalarının yok edildiği tespit edildi. Ramazan Akyürek’in, Erhan Tunel’i muhbirlikten çıkartmasının nedeninin ise cinayete dair yeni bilgilerin kayda geçmesinin engellenmesi olduğu belirtildi.
İddianamede, cinayet tasarısına ilişkin bütün resmi yazışma ve medya dosyalarının da bulunduğu sunucu imha edilerek, cinayet öncesinde dinleme kararıyla elde edilen son kayıtların ve resmi yazışmaların cinayetteki sorumluluğun ortadan kaldırılması ve suç örgütünün açığa çıkmaması amacıyla yok edildiği belirtildi.
Cinayetin aydınlatılmasını engellemeye çalıştılar
Şüpheli polis memuru Muhittin Zenit'in Erhan Tuncel ile 19 Ocak 2007'de cinayetin işlenmesinden 1 saat 44 dakika sonra telefonla görüştüğü kaydedildi.
Bu telefon görüşmesinden sonra Zenit tarafından eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek ve eski İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer'e telefonla bilgi verildiği ifade edilen iddianamede, Akyürek ve Yılmazer'in Zenit'e görevli olduğu Bayburt'tan aynı gün Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü'ne gitmesini istedikleri, Zenit'in de akşam saatlerinde kış koşullarında kendi aracına kar lastikleri taktırarak ivedi bir şekilde Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü'ne gittiği anlatıldı.
İddianamede, cinayetin ardından Zenit'in, dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Faruk Sarı ve İstihbarat Şube Müdür Yardımcısı Ercan Demir'in talimatıyla Erhan Tuncel'le iki kez telefonla görüşüp buluşma gerçekleştirdiği belirtildi. Muhittin Zenit'in yürütülen soruşturmaya yardımcı olması ve suç faillerinin belirlenmesi amacıyla İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne çağrıldığı ancak Ramazan Akyürek ve Ali Fuat Yılmazer'in Zenit'e İstanbul'a gitmemesi yönünde talimat vererek Dink cinayetinin aydınlatılmasını ve cinayetteki kendi rollerinin açığa çıkmasını engellemeye çalıştıklarını kaydedildi.
Son kayıtlar yok edildi
Cinayet öncesi süreçlerde yapılan hazırlıklardan Yılmazer ve Akyürek'in bilgisi olduğu ifade edilen iddianamede, "Hrant Dink cinayeti tasarısına ilişkin bütün resmi yazışma ve medya dosyalarının da bulunduğu sunucu imha edilerek, sorumluluk doğuracak, Hrant Dink cinayeti öncesinde dinleme kararıyla elde edilen son kayıtların ve resmi yazışmaların tümünün Dink cinayetindeki sorumluluğun ortadan kaldırılması ve suç örgütünün açığa çıkmaması amacıyla yok edildiği tespit edilmiştir" denildi.
“Dink kasten koruma altına alınmadı”
Hrant Dink'i ölüme götüren süreç, cinayet öncesi, cinayet günü ve sonrasındaki olaylar, gelişmeler bir bütün olarak değerlendirildiğinde, Yasin Hayal ve grubu tarafından geliştirilen cinayet tasarısına ilişkin gizli haber raporlarının dönemin İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun ve bu konuda görevlendirilen İstihbarat Daire Başkan Yardımcıları Necmettin Emre veya Vedat Yavuz'a sunulmasının zorunlu olduğu ifade edilen iddianamede, bu raporların gizlenerek Dink'in koruma altına alınmasının kasten engellendiği anlatıldı.