Hrant Dink Cinayeti Davası’nda müdahil avukatlardan Hakan Bakırcıoğlu tanıkların mahkemede anlattıklarını değerlendirdi
5-6 Haziran ve 8-9 Haziran 2017 tarihlerinde İstanbul 14.Ağır Ceza Mahkemesinde sürmekte olan davada birçok tanık dinlendi. Tanıklar bir kısmı dava ile ilgili önemli beyanlarda bulundular. Dönemin Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Muzaffer Erkan, kişinin yaşamına yönelik tehdit bilgisine sahip olunduğu anda yaşamın korunmasına yönelik Emniyetin tüm birimlerinin yükümlülüğünün başladığını beyan etti. Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü görevlisi Sadık Turan Alp, Hrant Dink cinayetinin işlenmesinden sonra kurum bilgisayarlarının ağır çalışmaya başladığını, İstihbarat Daire Başkanlığı’nın, İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü’nün Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü bilgisayar kayıtlarına girmeye çalıştığını bilgisini ilettiğini beyan etti.
9 Haziran Cuma günü Nedim Şener de tanık olarak dinlendi. Nedim Şener Hrant Dink cinayetine giden süreçte yaşananları, devlet görevlilerinin Hrant Dink cinayetindeki sorumluluklarını anlattı ve 2011 yılındaki tutuklanmasının asıl nedeninin Hrant Dink cinayeti ile ilgili yazdığı kitap ve yazılar nedeni ile olduğunu beyan etti. Müdahil taraf olarak Nedim Şener’e yönelttiğimiz sorular üzerine Nedim Şener Hrant Dink cinayetinin önlenmemesinde İstanbul İl Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah’ın, İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler’in, Terörle Mücadele Şube Müdürü Selim Kutkan’ın ve İl Emniyet Müdür yardımcısı Hakan Aydın Türkeli’nin de sorumluluklarının bulunduğunu, C. Cerrah, A.İ.Güler, S.Kutkan ve H.A. Türkeli’nin Hrant Dink cinayetindeki sorumluluklarını, cinayette sorumluluğu olan diğer devlet görevlilerinin de sorumluluklarını kapsayacak şekilde örtmeye çalıştıklarını ve bu amaçla görüşmeler yaptıklarını, fakat bu çabanın sonuçsuz kaldığını beyan etti. Müdahil taraf olarak yönelttiğimiz soru üzerine Nedim Şener, Başbakanlık Teftiş Kurulu üyeleri ile görüşen ve kurul üyelerine: “İstanbul Valiliğinde yapılan görüşmenin Genelkurmay’ın isteği üzerine gerçekleştiğini nasıl söyleyeyim” şeklinde beyanda bulunan, kitabında ‘üst düzey MİT görevlisi’ olarak tanımladığı kişinin dönemin MİT müsteşarı Müsteşar Emre Taner olduğunu açıkladı.
Diğer tanıklara yönelik talep
Hrant Dink ile 24 Şubat 2004 tarihinde İstanbul Valiliğinde görüşmeyi organize edenlerden biri olan dönemin MİT İstanbul Bölge Başkanı Hüseyin Kubilay Günay ile Hrant Dink ile İstanbul Valiliğinde yapılan görüşmeye katılan MİT İstanbul Bölge Başkan Yardımcısı Özel Yılmaz, MİT görevlisi Handan Selçuk ile İstanbul Vali Yardımcısı Ergun Güngör’ün tanık olarak dinlenmesine yönelik taleplerimiz İstanbul 14.Ağır Ceza Mahkemesi tarafından daha önceki tarihli duruşmalarda iki kez reddedilmiş olmasına rağmen bu duruşmada bu kişilerin dinlenmesine yönelik talebimizde ısrarcı olduk. Mahkememe heyeti talebimizi reddetmedi ilerleyen duruşmalarda bu kişilerin tanık olarak dinlenmesi meselesini yeniden değerlendirilmesine yönelik karar oluşturdu.
Yeni İddianame
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından düzenlenen fakat İstanbul 14.Ağır Ceza Mahkemesi tarafından iade edilen iddianame İstanbul 15.Ağır Ceza Mahkemesi kararı üzerine İstanbul 14.Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Aralarında Trabzon ve İstanbul İl Jandarma Komutanlığı görevlilerinin de bulunduğu 50 sanık hakkında açılan dava İstanbul 14.Ağır Ceza Mahkemesinde görülen dava ile birleştirildi.
Müdahil taraf olarak yıllardır Trabzon İl Jandarma Komutanlığı görevlilerinin Hrant Dink cinayetindeki sorumluluklarının cinayetin işleneceği bilgisini edinmelerine rağmen hareketsiz kalmalarının ötesinde olduğunu, Trabzon İl Jandarma Komutanlığı’nın bir kısım görevlisinin cinayeti organize ettiklerini beyan etmekte idik. Düzenlenen iddianamede Trabzon İl Jandarma Komutanlığı görevlilerine bu suçlama yöneltilmiş durumda.
İstanbul C. Başsavcılığı İstanbul İl Jandarma Komutanlığı görevlilerinin cinayet günü cinayet mahallinde olduklarına ve Ogün Samast’a nezaret ettiklerine dair deliller bulunduğunu beyan etmekte idi. Düzenlenen iddianame ile İstanbul İl Jandarma Komutanlığı görevlilerine bu yönlü suçlamalar yöneltmiş durumda.
Başlayacak yargılama ile İstanbul İl Jandarma Komutanlığı görevlilerine yöneltilen suçlamaların dayanağı olan delillerin tamamını inceleme ve değerlendirme olanağı olacak.
Düzenlenen bu yeni iddianame ile davada yeni bir zemin daha oluştuğu, düzenlenen yeni iddianame ile elbette Hrant Dink cinayeti davasında birçok hususun yeniden tartışılmaya açılacağı ve değerlendirileceği açık.
Ömer Karagül’ün heyetten ayrılması
Hakim Ömer Karagül, Hrant Dink davasının yürütümünde titiz bir çalışma yapan, dava dosyasını iyi bilen ve davayı ilerletmeye yönelik çaba sergileyen, emek harcayan biri idi.