Diyarbakır’da HDP mitingine yapılan bombalı saldırının üzerinden 6 ay 5 gün, Suruç patlamasının üzerinden 4 ay 20 gün, Ankara patlamasının üzerindense tam iki ay geçti. Üçü de IŞİD’le bağlantılı olduğu tahmin edilen bu saldırılarla ilgili savcılık soruşturmaları halen devam etse, dosyalara getirilen gizlilik kararı nedeniyle ne dosyanın içeriğine ne de toplanan delillerin duruma ilişkin bilgi almak mümkün değil. Davaların müdahil avukatları, Ceza Muhakemesi Kanunu’na (CMK) göre, gizlilik kararı kapsamı dışında kalan evraklara dahi ulaşamadıklarını belirtiyorlar.
‘Patlamadan beri alabildiğimiz tek belge yok’
Gülşen Özbek - Diyarbakır miting patlaması davası müdahil avukatı
CMK’ya göre, dosyaya kısıtlama kararı verilmiş olsa bile bilimsel mahiyetteki raporlara kısıtlılık getirilemez. Örneğin şüpheli ya da mağdurların ifadeleri, olay yeri inceleme tutanakları, otopsi raporları gibi raporlara avukatların ulaşamaması yasaya aykırıdır.
Olayın meydana geldiği dakikalardan itibaren dosyaya gizlilik kararı konuldu. Kolluk kuvvetlerinin nezaretinde gerçekleşen olay yeri incelemesine katılmıştık; bu tutanak bile verilmedi bize. Halbuki CMK hükümlerine göre avukat, hazır bulunan her evrağın bir örneği alma hakkına sahip. Dosyada mevcut evrak ve belgelerin tarafımıza verilmesine dair her talebimiz reddediliyor. Patlamadan bugüne tarafımıza verilmiş tek bir belge yok. Bizim avukatlar olarak savcılığa sunduğumuz mağdur ifadeleri dahi bize verilmedi.
Zanlılardan biri tutuklu, iddianamenin hazırlanıp hazırlanmadığına dair sorularımız da cevap bulmadı. İddianamenin henüz hazırlanmadığını düşünüyoruz.
‘Dosyaya otopsi raporları bile gelmiş değil’
Gülhan Kaya – Suruç patlaması davası müdahil avukatı
Suruç patlaması soruşturmasının genişletilmesiyle ilgili talepte bulunmuştuk. Bugüne kadar bu konuyla ilgili tarafımıza bilgi verilmedi. Yanı sıra katliamın gerçekleştiği Amara Kültür Merkezi ve Suruç Otogarı’nı gören caddenin son bir aylık kamera görüntülerini istemiştik. Bir ay öncesine kadar getirilmiş değildi. Ayrıca yine bir ay öncesine kadar, otopsi raporlarının da gelmediğini öğrendik. Yaralanan müvekkillerimizin görgü tanığı olarak dinlenmelerini talep ettik. Henüz bir kişi bile dinlenmedi. Bunları sözlü olarak savcıdan öğrenebiliyoruz. Yazılı dilekçelere yanıt alamıyoruz. Son olarak, gizlilik kararıyla ilgili Anayasa Mahkemesi’ne başvuruda bulunduk. Fakat bu dosyada da ilerleme yok.
Suruç soruşturmasına getirilen gizlilik kararı fail ve fail avukatlarını kapsıyor. Yani mağdur vekili olarak bizim dosyaya ulaşabiliyor olmamız lazım.
Örgüt araştırması yapılacak mı bilmiyoruz. Bu haliyle dosyanın “bir fail vardı o da öldü” denilerek kapatılması ihtimali yüksek.
‘Kamu görevlilerin dahil edilip edilmeyeceğini bilmiyoruz’
Leyla Tüzel – Ankara patlaması davası müdahil avukatı
Savcılık makamı delillerimizi kabul etmiyor. Ölen arkadaşlarımızın ya da yaralıların üzerindeki kıyafetleri teslim etmek istedik, ‘muhabere yoluyla gönderin’ diyerek teslim almadı savcılık. Yaralıların tedavilerinin devam ettiği hastanelerde, adli vaka olduğuna dair belgenin verilmesi lazım; bunu bile epey direnerek, zorla aldık. CMK’ya göre verilmesi gereken otopsi tutanağına ulaşmakta sıkıntı yaşıyoruz.
Savcıya faillerin telefonlarla son bir yılda yaptığı konuşma kayıtları gibi bazı delillerin toplanması için dilekçe veriyoruz ama o deliller toplanıyor mu bilmiyoruz. Kasım ayında Antep’te bir hücre evine yapılan ve bir IŞİD militanın kendisini patlattığı aramanın tutanağı birleştirilerek Ankara’ya gelmiş. Fakat içeriğiyle ilgili sorduğumuz sorulara cevap alamıyoruz.
Soruşturmada ihmal ihtimali olabilir. Dosya, kendini patlatan iki kişi ve onları Ankara’ya getiren araç şoförüyle sınırlı kalabilir; görevini ihmal eden kamu görevlileriyle ilgili şikayetimizle ilgili gereğinin yapılıp yapılmayacağına dair endişemiz var. Gizlilik kararına karşı Anayasa Mahkemesi’ne başvurduk.
Diyarbakır, Ankara ve Suruç patlamalarını bütünlüklü bir eylem planı gibi duruyor. Hem eylemlerin niteliği hem de saldırılan kitle açısından bir merkezden organize edildikleri çok açık. Suruç soruşturma evrakının Ankara dosyasına getirtilmesini istedik. Bir de İçişleri Bakanlığı’na patlamada hayatını kaybedenlerin ailelerinden ve yaralananlardan 107 kişi adına tazminat başvurusunda bulunduk. Bakanlık olumsuz cevap verir ya da hiç cevap vermezse tazminat davası açacağız. Bu davayla bakanlığın kusurunu tartışmak istiyoruz.