10 Ekim’de kana bulanan Ankara Barış Mitingi’ni düzenleyen kitle örgütleri, ihmali bulunan kamu görevlileriyle ilgili olarak bugün Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunuyor.
Ankara’daki Batış Mitingi’ni düzenleyen DİSK, KESK, TMMOB ve TTB, Ankara katliamında "kasta varan ağır ihmalleri” bulunan kamu görevlilerinin yargılanması için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunmaya hazırlanıyor.
Kitle örgütleri, bugün yaptıkları açıklamada, saldırı sonrası resmi kaynaklardan yapılan açıklamaları eleştirerek, “mesele teknik bir güvenlik meselesi değil” değil ve henüz cevap verilmeyen sorularını şöyle sıraladı:
Polislerin bulunmayışı ‘tesadüf’ mü?
- Bizler ilk defa miting düzenlemiyoruz. Şu ana kadar Ankara'da düzenlediğimiz mitinglerde de toplanma yeri olan Ankara Garı'nda ve etrafında yüzlerce polisle karşılandık. Onlarca mitingde Ankara Garı'nda ve etrafındaki sokaklarda, köprülerde bizleri bekleyen polisin 10 Ekim'de aynı yerde hiçbir varlığının bulunmayışı "tesadüfi” bir ihmal midir?
Miting neden 12.00’ye alındı?
- "Düzenleme Kurulu Görev ve Sorumluluk Talimatı Ekli Alındı Belgesi”nde toplanma saati 8:30 iken, Valiliğin 30 Eylül 2015'te bir tebligat gönderip miting için uygun saatleri 12:00-16:00 olarak bildirmesinin nedeni nedir?
- Şehir dışından gelenlerin sabah erken saatlerde Ankara Garı'na varacağını, bunun Valilik yazısı ile uyumsuz olacağını bildirdiğimizde neden Valilik yazısı değiştirilmemiş, "sorun olmaz” denilip geçilmiştir?
- Emniyet görevlileri ile tertip komitesinin 1 Ekim 2015 tarihli toplantısında, toplanma noktasında düzenleyici kurumların arama yapması ne amaçla söylenmiştir?
Ambulans neden polisten sonra geldi?
- Patlamadan önce ortada görünmeyen polislerin, patlamanın hemen ardından gaz sıka sıka bölgeye gelmesinin amacı nedir? Oksijen ihtiyacı olan yaralıların ve ilk yardım yapan doktorların atılan gazdan direkt etkilendikleri, gaz soludukları düşünülürse, bu eylem açıkça cana kast değil midir?
- Ambulansların olay yerine polisten sonra gelmesi nasıl açıklanabilir?
- İçişleri Bakanı Selami Altınok'un hiçbir inceleme bile yapılmadan, patlamadan saatler sonra "ihmal yok” açıklaması yapmasının kendisi bile an azından "görevi ihmal” değil midir?
İhbar bizimle neden paylaşılmadı?
- Mitinglere yönelik bombalı saldırı olacağı ihbarı alınmış olmasına rağmen, tertip komitesi ile neden bu konu hiç paylaşılmamış, miting öncesi toplantılarda bu gibi risklerin tartışılması yerine CHP ve HDP Genel Başkanlarının mitinge gelip gelmeyeceği ile ilgilenilmiştir?
Açık saldırı tehdidiyle ilgili her türlü istihbaratı almış olan devlet yetkililerinin hiçbir tedbir almadığını vurgulayan kitle örgütleri, “Bizler emek ve meslek örgütleri olarak Emek-Barış-Demokrasi düşmanlarının çokça saldırısına maruz kaldık. Bu saldırılar karşısında teslim olmadık, boyun eğmedik, hesap gününün bir gün geleceğini hiç aklımızdan çıkarmadık. Ancak 100'ün üzerinde arkadaşımızı aramızdan alan katliamın ardından "Gün gelecek, devran dönecek” demekle yetinmiyoruz! Bu hesabı her gün sormaya, iktidar uğruna arkadaşlarımızın katledildiğini her gün hatırlatmaya söz veriyoruz” ifadelerini kullandı.