Hrant Dink cinayetinde kamu görevlileri hakkında, soruşturma savcısı Gökalp Kökçü tarafından hazırlanan iddianame İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunuldu.
İddianamede, dönemin Trabzon Emniyet İstihbarat Şube Müdürü ve bugün İstihbarat Daire Başkanı olan Engin Dinç, dönemin Trabzon İl Emniyet Müdürü Reşat Altay ve dönemin İstanbul İl Emniyet İstihbarat Müdürü Ahmet İlhan Güler hakkında, tasarlayarak bir kişiyi öldürmeye yardım etmek iddiasıyla, Ceza Kanunu'nun 83. maddesinden dava açılması isteniyor. İddianame kabul edilirse, üç isim 20 yıldan 25 yıla kadar hapis istemiyle yargılanacak.
İddianamede dönemin Emniyet İstihbarat Dairesi eski Başkanı Ramazan Akyürek ve C Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer hakkında, kasten öldürme iddiasıyla, Ceza Kanunu'nun 82. maddesi uyarınca ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi.
Dönemin İstanbul İl Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah ve Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun ise görevi kötüye kullanma suçundan hakim karşısına çıkacak.
Dink cinayetinde adı geçen kamu görevlileriyle ilgili olarak başlatılan soruşturmada iddianame başsavcılığa iletildi. İddianamende, aralarında Ramazan Akyürek, Ali Fuat Yılmazer, Engin Dinç, Ahmet İlhan Güler ve Reşat Altay'ında aralarında bulunduğu 25 kamu görevlisinin yargılanması isteniyor.
İddialar
Engin Dinç, halen İstihbarat Daire Başkanı olarak görev yapıyor. 26 Ağustos 2004 tarihinden 19 Eylül 2007 tarihine kadar Trabzon İstihbarat Şube Müdürü olarak görev yaptı. TAYAD'lılara linç girişimi, Mc Donald's bombalanması ve Rahip Santro'nun öldürülmesi Dinç’in görev yaptığı dönemde gerçekleşti. Mc Donald's bombalanmasının faillerinden biri olan Erhan Tuncel'in, soruşturmanın dışında tutularak muhbir yapılması da yine Dinç'in döneminde gerçekleşti.
Dink ailesi avukatı Hakan Bakırcıoğlu, İstanbul Savcılığı’na 10 Ağustos 2015'te verdiği dilekçesinde, Engin Dinç’in, Yasin Hayal ve örgütünün Dink'e dönük saldırı hazırlığında olduğuna dair 15 Şubat 2006'dan itibaren bilgi sahibi olmasına rağmen konuyu Trabzon Valisi, Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığı, Trabzon İl Jandarma Komutanı ve MİT'e yazılı şekilde iletmediği ve Hrant Dink'e yönelik saldırı hazırlığında olan örgüte operasyon yapmadığı suçlamasını yöneltmiş, Ceza Kanunu 83. maddesi uyarınca iddianame düzenlenmesini istemişti.
Ahmet İlhan Güler, Dink cinayetinin işlendiği tarihte İstanbul İstihbarat Şube Müdürü olarak görev yapıyordu. Bu göreve 2003 yılında atanmıştı ve Dink cinayetinin işlendiği tarihte de bu görevi yürütmekteydi. 17 Şubat 2006 tarihinde, Trabzon’dan Yasin Hayal’in Ermenilere dönük kin beslediği ve Hrant Dink’e yönelik eylem yapmayı planladığına ilişkin yazı Ahmet İlhan Güler’in başında olduğu İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü’ne gönderilmiş, bu yazı Ahmet İlhan Güler’in imzasından geçmişti.
Hrant Dink’i hedef haline getiren önemli olaylardan birisi, hakkında açılan ‘Türklüğe hakaret’ davasıydı. Dava, Şişli Adliyesi’nde bulunan 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. 15 Mayıs, 4 Temmuz ve 12 Aralık 2006 tarihli duruşmalara ilişkin bilgi evraklarının altında, Ahmet İlhan Güler’in imzası bulunuyor. Güler, duruşmalara kimlerin katıldığı, kapı önünde kimlerin eylem yaptığı, kimlerin konuştuğu gibi bilgilerin hepsini, Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı’na rapor etti. Bu yöndeki belgeler de soruşturma dosyasına girdi. Ahmet İlhan Güler, Hrant Dink’e ve Ermenilere yönelik yaşanan olayların konuşulduğu ve değerlendirildiği İl Emniyet ve Asayiş toplantılarına da katılmıştı.
Reşat Altay, 15 Mayıs 2006 tarihinden itibaren Trabzon İl Emniyet Müdürü olarak görev yapmaya başladı. Cinayet işlendiği tarihte de bu görevini sürdürüyordu. Altay savcılık ifadesinde, Dink cinayetiyle ilgili olarak kendisine bilgi verilmediğini iddia etti. Engin Dinç ise ifadesinde, Altay göreve geldiğinde kendisine şubedeki tüm faaliyetleri anlattıklarını söyledi. Dink cinayetine ilişkin bilgi aktaran Erhan Tuncel, Altay'ın müdürü olduğu dönemde, cinayetten kısa bir süre önce muhbirlikten çıkartıldı. Ayırca Dink cinayetine ilişkin yine Altay'ın döneminde istihbarat raporu hazırlandığı da soruşturmada ortaya çıktı.
Celalettin Cerrah, Yasin Hayal’in Hrant Dink’e yönelik eylem yapacağı bilgisinin geldiği 17 Şubat 2006 tarihinde ve cinayet işlendiği tarihte İstanbul İl Emniyet Müdürü olarak görev yapıyordu. Cerrah, savcılığa verdiği ifadesinde Dink'e ve Ermeni toplumuna yönelik yaşanan olumsuz gelişmelerin İl Asayiş toplantılarında gündeme geldiğini söyledi. Türkiye Ermenileri Patriği Mesrop Mutafyan'ın İstanbul Valiliği’ne, aralarında Agos Gazetesi’nin de olduğu Ermeni kurumlarının korunmasını talep eden dilekçesi Valilik tarafından İl Emniyet Müdürlüğü’ne gönderildi. Yine Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkanlığı’nın 81 ilin Emniyet Müdürlüğü’ne 12 Ekim 2006 tarihinde gönderdiği ve Ermenilere karşı saldırı olasılığına karşı müteyakkız olunması istendiğinde de Cerrah, İstanbul'da görev başındaydı. İddianamede, Cerrah’ın görevi kötüye kullanmak iddiasıyla 1 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanması isteniyor.
Sabri Uzun ise üç kez EGM İstihbarat Daire Başkanı olarak görev yapmış, 12 Haziran 2003 tarihinde de Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı olarak göreve başlamıştı. Yasin Hayal’in Ermenilere karşı büyük bir kin beslediği ve İstanbul’da Ermenilere karşı eylem yapacağı bilgisini içeren 13 Ekim 2005 tarihli F4 raporu ve Yasin Hayal’in ne pahasına olursa olsun Hrant Dink’i öldüreceği bilgisini içeren 15 Şubat 2006 tarihli F4 raporu Sabri Uzun’un başkanlığı döneminde Daire Başkanlığı’na gelmişti. Sabri Uzun’un görevi kötüye kullanmak iddiasıyla 1 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanması isteniyor.
Ceza Kanunun 82. ve 83. maddeleri nedir?Ceza Kanunun 82 maddesi,
“Kasten öldürme suçunun;
a) Tasarlayarak,
b) Canavarca hisle veya eziyet çektirerek,
c) Yangın, su baskını, tahrip, batırma veya bombalama ya da nükleer, biyolojik veya kimyasal silâh kullanmak suretiyle,
d) Üstsoy veya altsoydan birine ya da eş veya kardeşe karşı,
e) Çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
f) Gebe olduğu bilinen kadına karşı,
g) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,
h) Bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak amacıyla,
i) Kan gütme saikiyle,
j) Töre saikiyle,
İşlenmesi hâlinde, kişi ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.”
Ceza Kanunun 83. maddesi
“Kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi
(1)Kişinin yükümlü olduğu belli bir icrai davranışı gerçekleştirmemesi dolayısıyla meydana gelen ölüm neticesinden sorumlu tutulabilmesi için, bu neticenin oluşumuna sebebiyet veren yükümlülük ihmalinin icrai davranışa eşdeğer olması gerekir.
(2) İhmali ve icrai davranışın eşdeğer kabul edilebilmesi için, kişinin;
a) Belli bir icrai davranışta bulunmak hususunda kanunî düzenlemelerden veya sözleşmeden kaynaklanan bir yükümlülüğünün bulunması,
b) Önceden gerçekleştirdiği davranışın başkalarının hayatı ile ilgili olarak tehlikeli bir durum oluşturması, gerekir.
(3) Belli bir yükümlülüğün ihmali ile ölüme neden olan kişi hakkında, temel ceza olarak, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine yirmi yıldan yirmibeş yıla kadar, müebbet hapis cezası yerine on beş yıldan yirmi yıla kadar, diğer hâllerde ise on yıldan on beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunabileceği gibi, cezada indirim de yapılmayabilir.”