Depo’da açılan ‘Torunlar, Aidiyetin Yeni Coğrafyaları’ sergisi kapsamında düzenlenen performans programında yer alan iki sanatçı, birbirinin eserlerini Agos için izledi ve aktardı.
Silvina Der-Meguerditchian küratörlüğünde Depo’da açılan ‘Torunlar, Aidiyetin Yeni Coğrafyaları’ sergisi kapsamında, performanslardan oluşan bir program yer aldı. Bunlardan biri Jasmin İhraç’ın ‘İz-le’ başlıklı solo dans performansı, diğeri Jasmin İhraç’la Silvina Der-Meguerditchian imzalı ‘Mj’asın’ (Birlikte) ve Talin Büyükkürkciyan’ın ‘Tekinsiz’ performanslarıydı. Talin Büyükkürkciyan dramaturjisini Lidy Mouw’un yaptığı ‘Mj’asın’, Mouw ise Büyükkürkciyan’ın hazırladığı ‘Tekinsiz’ performansıyla ilgili izlenimlerini Agos için kaleme aldı.
Lidy Mouw: “Diasporanın kurgulanmış mekânda yaşayabilmesi üzerine bir ifade”
Üç kişi sırt çantalarıyla sahneye girer. İzleyiciye önemli bir misyon yüklendikleri izlenimini verirler. Kendilerini girdikleri mekâna uydurmaya gayret eder, bir taraftan da etrafa göz atarlar. Mekân nerede başlar, nerede biter? Bu üç kişi sevimli oyuncaklardan ibaret eşyaları aracılığıyla birbirleriyle iletişime geçtikleri zaman, işgale dayalı bir alışveriş ve insanlığa dair önemli soruları çağrıştıran bir oyun başlar: nasıl sevmeli ya da nefret etmeli, nasıl övmeli veya cezalandırmalı ve tarihten parçaları nasıl toplamalı?
Performansın alt temaları temelde iyi geliştirilmiş olsa da kolay anlaşılır değil. Hüseyin Korkma, Gülce Oral and Talin Büyükkürkciyan güçlü oyunlarıyla müthiş bir varlık sergiliyorlar. ‘Torunlar, Aidiyetin Yeni Coğrafyaları’ sergisi kapsamında 10 Ekim’de yaptıkları ‘Tekinsiz’ başlıklı performansla sanatçılar, sergiye önemli bir katkı sunuyor; diaspora olarak kurgulanmış mekânda yaşayabilmek üzerine bir ifade üretiyorlar. Bu gösteriyi, sanatçıların niyetlerinin ve arzularının zamanla daha çok dışa vuracağı, gelişme aşamasında, potansiyeli olan bir çalışma olarak görüyorum.
Talin Büyükkürkciyan: Buruk fakat lezzetli bir tat
11 Ekim’de Hamursuz Fırını Sahnesi’nde Jasmin İhraç ve Silvina Der-Meguerditchian’ın birlikte hazırladıkları ‘Mj’asın’ (Birlikte) performansını izleme fırsatım oldu. Gösteri için mekânda yaratılan oturma düzeni nedeniyle sahne bir haç gibi görünüyordu. Temsil, sahneye çıkan iki kadının yere saçılmış pullu kostümleri üzerlerine giymeleriyle başladı. İlk bölümde müzik dönüşümlü olarak oyuncular tarafından kurgulandı. Bilgisayarın başına geçen istediği parçayı çalıyor, kostümlerle farklı imgeler yaratıyordu.
Gösteri, üç kadının (Jasmin İhraç, Tümay Kılınçel, Raisa Kröger) önlüğü andıran siyah ve tek tip elbiseler giyerek ortaya çıkmalarıyla farklı bir boyut kazandı. Arka fondan Ermeni halk müziği yükselirken, dansçılar birden ceplerinden mor, yeşil, sarı simli mendiller çıkardılar. Folklorik unsurlardan ilham alan modern dans hareketleri, seyirciyi tefekküre sürüklemişti bile.
Bir süre sonra ortaya Ermeni toplumuna ait eski fotoğraflar çıktı. Seyirci fotoğraflara bakarken dansçılar, fotoğraflardaki insanların duruşlarını taklit ediyor, bir pozdan diğerine geçerek dans ediyorlardı. Tekrarlanan bu hareketlerle son bulan gösteri, ağzımızda buruk fakat lezzetli bir tat bıraktı. Dramaturjisini Lidy Mouw’un yaptığı bu performans, ilk olarak 2013’de Berlin’deki Ballhaus Naunynstraße Tiyatrosu’nda sahnelenmişti. Prodüksiyonunu ise Berlin Eyaleti Kültürlerarası Proje Fonu ile desteklenmişti.
‘Torunlar, Aidiyetin Yeni Coğrafyaları’ sergisi 1 Kasım’a kadar Depo’da devam ediyor. Silvina Der-Meguerditchian’ın Çağla İlk’le birlikte hazırladığı belgesel ‘Nereye’, 27 Ekim’de sergi kapsamında Pera Müzesi’nde gösterilecek.