Geçtiğimiz günlerde Azerbaycan medyasında “şok” olarak lanse edilen haber Ermenistan gündeminde de oldukça büyük bir yer işgal etti. Azerbaycan’ın hemen hemen tüm yayın organlarının verdiği habere göre, Ermenistanlı muhalif bir aktivist Martirosyan, Azerbaycan'a sığınmıştı. Olayın iç yüzü araştırılınca, Martirosyan’un ilticasının ardından başka nedenler olduğu ortaya çıkıyor.
Vahan Martirosyan, Bakü’ye varır varmaz bir basın toplantısı düzenlendi. Azerbaycan ana haber bültenlerinin genişçe yer verdikleri basın toplantısında Mardirosyan, Ermenistan'da siyasi görüşleri nedeniyle baskıya uğradığını, hamile eşine uygulanan şiddet sonucunda doğmamış bebeğini kaybettiğini, bu yüzden Azerbaycan'a sığınma başvurusu yaptığını ve Bakü'de çok iyi karşılandığını anlatıyordu.
Ermenistan yönetiminin fiziksel ve siyasi baskılarına maruz kaldığını belirten Mardirosyan, Ermenistan’da bugüne kadar duyulmamış, adı “Ulusal Özgürlük Hareketi” olan bir sivil toplum örgütünün lideri olduğunu açıkladı. Vahan Martirosyan, ailesinin can güvenliği için ülkesini terk edip Azerbaycan'a kaçtığını ve Azerbaycan'dan sığınma hakkı talep ettiğini belirtti. Amacının "Dünya kamuoyu, uluslararası kurum ve kuruluşlar, özellikle de Ermeni diasporasının nezdinde Sarkisyan ve çevresinin işlediği suçları ifşaa etmek” olduğunu söyleyen Martirosyan, iktidar partisi milletvekillerinin kendisini susturmak istediğini, yaşlı annesinin ve iki çocuğunun önünde darp edildiğini belirtti.
Son 25 yıldır Türkiye vatandaşı Ermeniler dahil hiç bir Ermeninin girişine izin verilmeyen, hatta pasaportunda Ermenistan vizesi olan tüm Türkiye vatandaşlarının girerken sorguya alındıkları Azerbaycan, Mardirosyan’ın söylediği gibi kendisini çok iyi karşılamıştı. Herkesi şaşırtan bu basın toplantısında konu bir şekilde Karabağ’a geldi. Mardirosyan Ermeni yöneticilerin son 20 yıldır koltuklarını korumak için Avrupalı yetkililere milyonlarca dolar rüşvet verdiğini de iddia ederek, Karabağ sorununun, çözüm istemeyen Sarkisyan rejimi tarafından kasten sürdürüldüğünü söyledi. "Ermenistan'da aklı selim hiç kimse savaş istemiyor. Yeniden savaş başlaması halklarımız için bir trajedi olur. Sadece insanların ölümünden fayda sağlayacak şahısların işine yarar, Ermeni ordusu çok zayıf, Ermenistan hüsrana uğrar, bizim ordu Afrika ülkelerine bile savaş açamaz dolayısı ile Azerbaycan ile boy bile ölçüşemez" sözleri Azerbaycanlı yetkililer tarafından da onaylandı.
Martirosyan, savaştan kaçmak zorunda kalmış zor durumdaki Diaspora Ermenilerini de unutmadı ve “Ermenistan'a son yıllarda Suriye ve Irak'tan yaklaşık 20 bin sığınmacı geldi, terörizme ve suça bulaşmış bu kişiler Karabağ'a yerleştirildi" iddiasında bulundu.ü
Annesi yalanladı
Birleşmiş Milletler ve Uluslararası Kızılhaç Örgütü'ne de çağrıda bulunan Martirosyan, Ermenistan'da kalan yakınlarının can güvenliğinin temin edilmesini isterken Ermenistan haber ajansları Martiorasyan’ın annesi ile görüşmeyi başarabildiler. Martirosyan’ın darp edilme iddialarını saçma bulan anne Julyeta Virabyan, “Asıl kendisi ve karısı beni kaç kere dövdüler, komşular zor kurtardı” derken oğlunun 2005 yılından beri Yerevan Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde kaydının olduğunu ve düzenli ilaç kullandığını; bazen sinir krizleri geçirdiğini belirtti. Öte yandan darp edilerek bebeğini düşürdüğü iddia edilen Martirosyan’ın eşinin hamileliğine ya da düşüğe ait herhangi bir hastane kaydına rastlanamadı.
Gürcistan üzerinden Bakü'ye ulaşan Martiroasyan’ın Ermenistan’da yaşadığı ya da yaşadığını iddia ettiği sorunlardan sonra insan hakları konusunda uluslararası normları koruyan bir ülkeye değil de Azerbaycan’a gitmesi büyük şüphe uyandırmakta. Ermenistan’daki genel algı bunun Azerbaycan finansmanı ile gerşekleştirilen bir “Ermenistan’ı karalama propagandası” olduğu iken bazı Azeriler Martiroasyan’ın Ermenistan istihbaratı tarafından özel görev ile Azerbaycan’a yollandığını düşünüyor.
Şahinoğlu: Niyə Almaniya, Fransa yox, məhz Azərbaycan?...
Azerbaycan `Atlas` Araştırmalar Merkezi uzmanı Elxan Şahinoğlu “ Bu olayı duyunca ilk tepkim : Neden Almanya, Fransa değil de Azerbaycan oldu?” diyor ve bu kadar işkence gören bir aktivistin Avrupa devletlerinden çok kolay sığınma talebinde bulunabileceğini belirtiyor. Şahinoğlu aynı zamanda Ermenistan’dan başka sığınma talepleri olduğu takdirde ne yapılacağının tartışılmasını öneriyor.
Azerbaycanlı gazeteci Zeynal İbrahimov da bu olayın kendisi ve Azerbaycan halkı tarafından gerçekçi bulunmadığını söylüyor. “Vahan Mardirosyan ve ona yardım edenlerin yapmaya çalıştıkları boş. Biz Azerbaycan’da yaşayanlar bu ülkedeki zorlukları ve insan hakları ihlallerini çok iyi biliyoruz” diyen İbrahimov, Mardirosyan’nın Bakü’ye sığındığı günlerde Avrupa Parlamentosu’nda Azerbaycan’daki insan hakları ihlalleri konusundaki tartışmaları hatırlatarak Mardirosyan’ın çok kötü şekilde kullanıldığını ve bu propagandanın Ermenistan ya da uluslararası kamuoyu değil Azerbaycan halkı için yapıldığını söylüyor. Azerbaycanlı gazeteci, kendi vatandaşlarının haklarını koruyamayan bir ülkenin bir Ermenistanlının haklarını nasıl koruyabileceği sorusunuysa yorumsuz bırakıyor.
Ermenistan’daki muhalifler de Mardirosyan'ın sığınma talebinin şaibeli olduğu görüşündeler.
Voch Talanin “Talana Hayır” hareketi üyesi Maxim Sargsian “Bu kadar yıldır Ermenistan’da bir şeyler değiştirmeye çalışıyoruz ne gösterilerde ne de toplantılarda böyle bir kişi ile karşılaşmadık” diyor.
Ana Muhalefet Partisi Müreffeh Ermenistan milletvekili ve hükümet karşıtı kampanyaların önde gelen isimlerinden Naira Zohrabian ise Mardirosyan’ın başkanı olduğu hareketi tanımadığını belirtiyor. “Ermenistan’da hakkında tutuklama kararı olan biri, Ermenistan-Gürcistan sınırını nasıl geçer? Geçti diyelim neden orada kalmaz da Bakü’yle bağlantıya geçer, anlamış değilim” şeklinde konuştu.
Ermenistan’daki Helsinki Yurttaşlar Derneği Vanadzor Ofisi Başkanı Artur Sakunts konu ile ilgili olarak “Biz Ermenistan’daki sorunları, baskıları iyi biliyoruz ama Ermenistan’dan kaçıp insan hakları konusunda Ermenistan’dan daha geride olan bir ülkeye Azerbaycan’a sığınmak pek mantıklı değil” dedi.