Denizle Yaşam Koruma ve Çalışma Grubu, derede çalışan gemileri takip ederek balçığın denize dökülme ânını görüntüledi. Takibe katılan grup sözcülerinden Serço Ekşiyan, bu işlemi Ulaştırma Bakanlığı’na bağlı dört geminin yürüttüğünü söylüyor. Adalar Platformu Sözcüsü Nurhan Çetinkaya ise, denize dökülen pisliğin Adalar’a ulaştığını ve halkta bazı hastalıkların görülmeye başladığını söyledi.
İstanbul’un kanayan yarası Kurbağalıdere, çıkardığı kokuyla civarda oturanlar için son birkaç aydır çekilmez bir hal aldı. Dereyi ıslah etmek için Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Daire Başkanlığı, Deniz Hizmetleri Müdürlüğü’yle Ulaştırma Bakanlığı’nın başlattığı ortak çalışmaysa, tepkilere neden oldu. Derenin dibinden çıkarılan balçık, gemilerle Yassıada ve Sivriada açıklarına bırakılıyor.
Denizle Yaşam Koruma ve Çalışma Grubu, derede çalışan gemileri takip ederek balçığın denize dökülme ânını görüntüledi. Takibe katılan grup sözcülerinden Serço Ekşiyan, bu işlemi Ulaştırma Bakanlığı’na bağlı dört geminin yürüttüğünü söylüyor. Adalar Platformu Sözcüsü ve Bakırköy Belediye Meclisi Üyesi Nurhan Çetinkaya’ysa, denize dökülen pisliğin Adalar’a ulaştığını ve halkta bazı hastalıkların görülmeye başladığını söyledi. Daha önce Haliç ve Kurbağalıdere ıslah çalışmalarında bulunmuş olan İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri Enstitüsü’nden Ahsen Yüksek de, yapılanın yanlış olup, balçığın karada özel bir depoda toplanması gerektiği görüşünde.
Pislik, Adalar’a akıyor
Kurbağalıdere’deki çalışma, yaklaşık iki haftadır devam ediyor. Balçık bir kepçeyle yük gemilerine doldurulup Yassıada yakınlarına boca ediliyor. Denizle Yaşam Koruma ve Çalışma Grubu’ndan Serço Ekşiyan, Ulaştıma Bakanlığı’na ait, Dökü-4, Dökü-8, Dökü-9, Dökü-10 gemilerinin kullanıldığını söylüyor. Kıyıdan da bir noktaya kadar rahatça görülebilen gemilerin kullandığı rota da ‘MarineTraffic.com’ sitesinden takip edilebiliyor. Ekşiyan, “Döktükleri noktada akıntı olduğu için bunu yaptıklarını söylüyorlar. Pislik oradan Adalar’a ulaşabiliyor. Zaten yavaş yavaş bu konuda şikâyetler de başladı. Adalar Belediyesi de bizimle bağlantıya geçerek, olaya ilişkin bilgi aldı” diyor. Türkiye’nin de imzaladığı Uluslararası Marpol Sözleşmesi, bu tür atık maddelerin denize dökülmesini yasaklamasına rağmen, devlet kurumlarının buna göz yumuyor olması dikkat çekici. Sözleşmeye göre, denize zarar verecek katı atıkların karadaki bir arıtma tesisine gönderilmesi gerekiyor.
Proje İBB’nin
Adalar Platformu’ndan Nurhan Çetinkaya da Adalar’da yaşayanların şikâyetlerini teyit ediyor: “Kaşıntı, ishal gibi şikâyetleri olanların sayısı arttı. Denizdeki pislikten kaynaklanan bazı hastalıkların arttığına dair halktan bilgiler geliyor.”
Kurbağalıdere ıslah çalışması projesi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ait. Belediye’den atıkların denize atılmasıyla ilgili herhangi bir bilgi gelmedi. Belediye, ıslah projesi dahilinde bölgede bir yol ve kanalizasyon çalışması da yapıyor. Yoğurtçu Parkı’nın yanındaki çalışmada yol trafiğe kapatılmış durumda ve bu konuda da gözle görülür bir gelişme yok. Projeyi yürüten firma Özka İnşaat ve AKM Yapı’dan gelen açıklamaysa, çıkarılan balçığın Valilik’ten alınan özel izinle denize döküldüğü yönünde.
Denize dökmek yerine ne yapılmalı?
Daha önce Haliç ve Kurbağalıdere ıslah çalışmalarında bulunmuş, İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri Enstitüsü’nden Ahsen Yüksek’e, balçığın denize dökülmesi yerine ne yapılmalıydı diye sorduk.
“Zamanında Haliç’le beraber Kurbağalıdere’de de ıslah çalışması yürütülmüştü. Daha sonra bu sadece Haliç’te devam etti. Hâlbuki Kurbağalıdere’de canlıların yaşayabileceği bir ortamın verileri gelmeye başlamıştı. Çıkan atıkların karada, özel bir depoda toplanması gerekiyordu, denize dökülmesi değil. Bu yolla pislik, tüm Marmara Denizi’ne akmış oldu. Derenin rehabilitasyonu içinse öncelikle oraya yönelen şehir baskısı, yani oraya akan kanallar hemen kapatılmalı. Ardından ıslah çalışması başlamalı. Bu belirli bir süre için değil, sürekli devam eden bir rehabilitasyon çalışması olmalı. Yağmurda farklı, güneşli havada farklı tekniklerin uygulanması gerekir. Haliç’te başarıya ulaşmış yöntem budur. Buna ek olarak, Kurbağalıdere’ye katı atıklar için bir de ızgara sistemi yapılmalı ki, bu atıklar denize karışmasın.”