Belediye ipleri bırakacak mı?

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nda yaşanan yönetmelik krizi gittikçe büyüyor. 24 Nisan Salı günü Galatasaray Lisesi önünde toplanan tiyatrocular ve tiyatroseverler, ‘muhafazakâr sanat’ söylemini eleştirip sanatsal özgürlüğü savundular.

LORA BAYTAR

lora@agos.com.tr

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nda sular durulmuyor. Geçtiğimiz haftadan bu yana yönetmelik değişiminden kaynaklanan tartışmalarla gündeme oturan Şehir Tiyatroları, Belediye’nin müdahalesiyle tiyatrocuların idaresinden çıkmak üzere. Yönetmelik resmen yürürlüğe girmiş olmasına rağmen sanatçılar ve tiyatroseverler mücadeleye devam ediyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Sanatçıları Derneği’nin çağrısıyla 24 Nisan Salı günü Galatasaray Lisesi’nin önünde toplanan sanatçılar adına, Engin Alkan, bir basın açıklaması yaptı. “Her şeyin farkındayız” sözleriyle başlayan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “1914’ten beri ehil ellerde olan İstanbul Şehir Tiyatrosu göz göre göre ehlileştirilmeye çalışılıyor. Dünyada –herhalde– ilk kez bir tiyatro, tiyatro insanlarından arındırılıyor. Sanatın içinden sanatçı kovuluyor. Tüm bunlar sanatı ve sanatçıyı hizaya sokma ve halkın gözünde küçük düşürme gayretleridir.

Bilinsin; gerçekleri eğip bükerek hiç kimse sanat ve sanatçı ile halkın arasına nifak sokamaz. Hedefin ne olduğunu görüyoruz. Özgür düşünceden korkmayan herkes görüyor. Çoksesliliği tek bir notaya dönüştürecek olan ‘muhafazakâr sanat’ gibi söylemler, demokratikleşme diye sunuluyor. Sanatsal yaratı, siyasi iradeye teslim ediliyor. Oysa sanat ve demokrasi, hiçbir siyasi iradenin faydacı beklentilerine göre yeniden tarif edilemez. Seçilmişlerin asıl görevi, sanata, ihtiyacı olan özgür ortamı sağlayacak altyapıyı oluşturmaktır. Onlar, bunu sadece sanatçı için değil, öncelikle halk için yapmak zorundadır. Eğer yapmazlarsa, sanat sessiz kalmaz.”

İstifa eden Ayşenil Şamlıoğlu’nun yerine atanan yeni sanat yönetmeni Hilmi Zafer Şahin’in katılmadığı eylemde tiyatroculara çok sayıda tiyatrosever destek verdi. Beklenenden çok daha yoğun bir katılımla yapılan eylemde, tiyatro sanatçılarına “Neden buradasınız?” diye sorduk.

Salih Kalyon‘Sanatı sanatçılar yönetir’

Şehir Tiyatroları’nı tiyatrocular yönetmek istiyor, çünkü sanat, sanatçılar tarafından yönetilir. Sanat özgürdür, baskılara ve dogmatik kurallara uyamaz. Bugün ülkeyi yöneten irade, sanata ve kültüre el atmaya çalışmakta, tiyatroyu da yönlendirmek istiyor. Oysa olması gereken, sanatçılardan, demokratik kuruluşlardan, bu işin uzmanlarından oluşan bir kadronun çağdaş, uygar düzeyde bir sanat yönetmeliği hazırlamasına ve sanatçılar tarafından yönetilmesine olanak sağlamaktır.

Engin Alkan: ‘Bu tiyatronun sahibi oy verenler değil vergi verenlerdir’

Sanatçı onurunu, özgür düşünceyi, çoksesliliği korumak istediğim için buradayım. Muhafazakâr bir sanat söylemiyle insanların yaşayışlarına ve düşüncelerine müdahale edilmesini doğru bulmadığım için buradayım. Bu sadece Şehir Tiyatrosu meselesi değildir. Şu anda bize dayatılan baskıcı tavır ve sansür girişimi, yakında tüm ödenekli kurumlara, Opera ve Bale’ye, Devlet Tiyatrosu’na, sansür yoluyla basınımıza, özel tiyatrolara ve tüm yaşamımıza engel olmaya çalışacak. Bu bir proje ve biz bu projenin ilk ayağını oluşturuyoruz. Sağduyulu olan, bu topraklarda ahenkle yaşamak isteyen herkesi bu girişime karşı durmaya ve bizimle birlik olmaya davet ediyorum. Şehir Tiyatrosu oy verenlerin oyuyla devam etmiyor, bu halkın vergileriyle ayakta kalıyor. Dolayısıyla bu tiyatronun sahibi oy verenler değil, vergi verenlerdir.

Erkan Sever: ‘Gerekirse Ankara’ya gideriz’

Sanata vurulan darbeye karşı durmak için buradayız. Sanatı kuşatmak, bürokratlara devretmek istiyorlar. Biz buna engel olacağız. Özgürlüğümüz için sonuna kadar savaşacağız. Bu sadece tiyatrocuların, sanatçıların değil, tüm seyircilerin, halkımızın özgürlüğü içindir. Belediye’nin bürokratları Şehir Tiyatrosu’nun idaresine atanmış durumda. Bunu önlemek için sonuna kadar devam edeceğiz, yılmayacağız. Gerekirse Ankara’ya kadar gideceğiz.

Zühtü Erkan: ‘Bu kadim bir direniştir’

Yaşasın bütün dünya halklarının dayanışması, yaşasın bütün dünya tiyatrocularının dayanışması, yaşasın tiyatro! Özgür sanat için, özgür insanlık için, özgür bir hayat için her zaman buradayız ve her zaman sahnedeyiz. Biz bunlara direnmeyi 50 yıldır bildik, her zaman da bileceğiz. Bu kadim bir direniştir, kimse unutmasın!

Mehmet Ali Alabora: ‘Bu kadar insan boşuna sokağa dökülmüyor’

Bu kadar insan boşuna sokağa dökülmüyor. Kendi yaşadıkları, var oldukları, yarattıkları yere sahip çıkmaya çalışıyorlar. Yapılacak şey çok karmaşık değil; Şehir Tiyatrosu sanatçılarının muhatap alınması gerekiyor.

Sevinç Erbulak: ‘Şehrin tiyatrosu yok edilemez’

Tiyatromuzu kendimiz yönetmek istiyoruz. Tiyatroyu tiyatrocular yönetir. Şehrin tiyatrosu yok edilemez. Yeni yasa istiyoruz.

Yavuz Bingöl: ‘Tiyatronun daha özgür yapılabilmesi için’

Kalabalık, ‘Korku yerine özgür tiyatro’ diyor... Tiyatronun özgürce yapılabilmesi için Şehir Tiyatroları’nın önemi çok büyük. Desteklemek için geldik. Sanatın özgürlüğü için buradayız.

Çağlar Çorumlu: ‘Yeni genel sanat yönetmeninin görevi bu yönetmelikle kabul etmemesi gerekirdi’

Korkumuz şu ki, bu müdahale Şehir Tiyatroları’yla sınırlı kalmayacak, devlet tiyatrolarına ve özel tiyatrolara da sıçrayacak, oralarda da böyle bir müdahale olacak. Müstehcen oyunların sahnelendiği ve repertuvarda daha çok yerli tiyatro yazarının oyununun olması gerektiği gibi şeyler konuşuldu ama kararı verenlerin, içeriği çok fazla bildiğini sanmıyorum. Yeni genel sanat yönetmeninin görevi bu yönetmelikle kabul etmemesi gerekirdi. Hatta onun da burada bizle beraber olmasını isterdik.