9 Temmuz tarihinde Avrupa Parlamentosu’nda tartışılacak yeni bir düzenleme ile Avrupa çapında manzara ve kültürel eserlerin fotoğraflarının paylaşımına yasak getirilebilir.
Avrupa
Parlamentosu’nda Korsan Parti öncülüğünde başlatılan
tartışmalar sonucu telif yasaları, dijital haklar ve hürriyetler
meseleleri diğer tüm partilerin de gündemine girmiş ve
tartışmalara yeni boyutlar kazandırmıştı. Her ne kadar telif
konusunda bir özgürleşme henüz tam manasıyla sağlanamamış
olsa da, telif savunucuları çıtayı yükseltmeye karar vermişe
benziyor. Daha önce, serbest dolaşıma girmesi gereken bilgi, edebi
eserler, müzik eserleri gibi birçok alanda telif temsilcilerine
karşı başarılı kampanya yürüten fikir hürriyeti
savunucularına karşı, şimdi de turizm alanında yeni bir
kısıtlama getirilebilir.
Korsan Parti Almanya’dan Avrupa Parlamentosu’na seçilen Julia Reda’nın verdiği yasa teklifiyle Avrupa’da manzara haklarına dair düzenlemelerin standartlaşması ve tüm üye ülkelerde özgürleştirilmesi öngörülüyordu. Bununla birlikte, gelinen son noktada tartışma çok daha başka bir yöne gidiyor gibi görünüyor.
9 Temmuz tarihinde Avrupa Parlamentosu, turistik bölgelerin ve ulusal sembol değeri taşıyan alanların görüntülerinin dijital paylaşımına kısıtlama getirecek yeni bir düzenlemeyi görüşecek. Düzenleme, görüntüsünün telif hakkı alınmış kent ya da doğa alanlarının fotoğraflarının paylaşımına engelliyor ve muhtemel cezalar getiriyor. Turist olarak yola çıkıp, Parthenon, Big Ben ya da Eiffel kulesi gibi dünyaca ünlü yapıların önünde bir fotoğraf çekilip bunu profil fotoğrafı yaptığınızda bu yeni düzenlemeye göre telif yasasını ihlal etmiş olacaksınız.
'Panorama özgürlüğü"
“Panorama özgürlüğü” ya da “manzara özgürlüğü” denen ağ sayesinde çevrenin tümden çekimi şu an için İngiltere, Almanya, İsveç, İspanya, İrlanda ve Polonya’da serbestken; Norveç ve Finlandiya’da panoramaya heykel gibi bir sanat eseri girmesi durumunda izne tabi. Benzer bir şekilde Avrupa’nın kalanında da sanat eserleri ve koruma altındaki bölgelerin fotoğrafları ticari olmayan hallerde çekimine kısmî olarak izin veriliyor. Fakat yeni görüşülecek olan düzenleme Avrupa çapında bir şemsiye yasanın önünü açarak tüm bu bölgesel farklılıkları birleştirip, kültürel alan ve eserlerin fotoğraflanmasını tümden yasak hale getirebilme riski taşıyor. Böyle bir yasanın geçmesi durumunda Belçika’daki yasalar gereği Atomium’un fotoğrafları her nasıl ki internet üzerinde karartılıyorsa, diğer eser ve manzaralar da karartmaya maruz kalabilir.
Manzara görüntülerinin engellenmesi, ticari amaçla çekilen fotoğraflara karşı alınmış bir önlem olarak öne çıkıyor. Fakat günümüz sosyal medyasında, fotoğraflarınızı yüklediğiniz mecralar sizin haberiniz olmadan fotoğraflarınızı reklam amaçlı olarak kullandığı göz önünde bulundurulursa, bu bir sorun teşkil edebilir. Avrupa’da geçirdiğiniz en keyifli anlarınızda, yıllar boyu hayalini kurduğunuz kentin en sembolik manzarasında çekeceğiniz bir fotoğraf başınıza bu yeni düzenleme sayesinde büyük dertler açabilir.
Mobil iletişim çağında akıllı telefonların, mini kameraların, gözlük kayıt cihazlarının ve diğer teçhizatın çekim yapmasını engellemek her ne kadar imkansız görünüyorsa da, dijital gözetim ve fişleme alanında bir girişime imza atma ihtimali olabilecek bu düzenleme büyük bir risk oluşturuyor. Sansür ve gözetim konusunda eline su dökülmeyecek ülkelerin yönetmeliklerine kıyasla çok daha üstü kapalı ve zararsız görünen bu tür yönetmelikler, bariz yasakları getirmekten imtina eden batı yönetimlerinin de benzer uygulamaları telif ile nasıl yürüttüğünü gösteriyor. Bireysel hak ve hürriyetlerin önündeki engellerin daha da kaldırılması beklenirken Avrupa Parlamentosu’ndan bu tür bir düzenleme geçmesi aynı zamanda “selfie” furyasına da belirli bir oranda ket vurabilir.