24 Nisan’da Ermeni Soykırımı anması düzenleyen ve "Hrant'la, Sevag'la, soykırımla yüzleş!" pankartı asan İTÜ’lü öğrenciler hakkında üniversite yönetimi disiplin soruşturması başlattı. Öğrencilerin bir kısmına, Ağrı’da 11 Nisan’da yaşanan çatışmayı protesto ettikleri için ayrıca soruşturma açıldı.
İTÜ'de Ermeni Soykırımı'nda yaşamını yitirenleri anan ve Ağrı'da yaşanan provokasyonu protesto eden öğrencilerin, açtığı "Hrant'la, Sevag'la, soykırımla yüzleş!" ve "Barışa karşı sıkılan kurşunlarını hesabını soracağız" pankartlarıyla ilgili olarak üniversite yönetimi 40 öğrenci hakkında soruşturma başlattı.
DEMYÖM'lü öğrenciler önce 15 Nisan’da Ağrı Diyadin’de gerçekleşen provokasyonu protesto etmek için pankart asmaya çalışmış, pankart güvenlik görevlileri tarafından indirilerek öğrenciler darp edilmişti.
24 Nisan’da da HDP İTÜ Gençlik Koordinasyonu tarafından düzenlenen Ermeni Soykırımı anmasında, 'Hrant'la, Sevag'la, soykırımla yüzleş!' pankartı ve öldürülem Ermeni aydınların fotoğrafları asılmıştı. Anma sırasında polis ve özel güvenlik görevlileri öğrencilere saldırmış, güvenlik ve öğrenciler arasında arbede çıkmıştı.
Saldırı sonrası 8 öğrenci gözaltına alınırken bir kadın öğrenci de tacize uğramıştı.
Gerekçe: Sözde Ermeni soykırımını anma, güvenliğe muhalefet
Rektör Yardımcısı Ali Fuat Aydın imzasıyla öğrencilere gönderilen tebligatta “40 kişilik bir öğrenci grubunun sözde Ermeni soykırımını anmak için izinsiz afiş asma girişiminde bulunduğu, izinsiz afiş asmanın YÖK Disiplin Yönetmeliği’ne aykırı olduğu, uyarıya rağmen afişin indirilmediği, bunun üzerine güvenlik müdürünün talimatıyla 30 kişilik özel güvenlik ekibinin gruba müdahale ederek afişi indirdikleri” ifade ediliyor. Tebligatta, bazı öğrencilerin 6 güvenlik görevlisini yaraladığı da iddia ediliyor.
İTÜ’de baskı
İTÜ öğrencileri, disiplin soruşturması üzerine yaptıkları yazılı açıklamada, İTÜ rektörü Mehmet Karaca’nın göreve başladığı dönemden itibaren muhalif öğrencilerin baskı altına alındığını belirtti. Öğrenciler, okulda yaşadıklarını şöyle anlattı:
“İTÜ öğrencisi olmamıza rağmen zaman zaman kampüs kapısından bile keyfi bir şekilde sokulmayabiliyor, kütüphaneye alınmayabiliyoruz. 10 arkadaş çimlerde oturup sohbet ederken bile güvenlik görevlilerinin göz hapsine alınıyoruz.
Rektörlük Binası’na girmemize çoğu zaman izin verilmiyor. Dilekçe vermek istediğimizde keyiflerine göre bizi binadan içeri alıyorlar. Dilekçe vermemize izin verirlerse de gittiğimizde “özel güvenliklerin” eşliğinde Yazı İşleri Odası’na götürülüyoruz.”
Okul yönetiminin kendilerini diğer öğrencilerin gözünde terörize etmeye çalıştığını savunan öğrenciler, akademik personelin ve öğrencilerin soruşturma tehdidiyle yaşadığının altını çiziyor; rektör Karaca döneminde 300’ün üzerinde soruşturma, 12 uzaklaştırma, en az 122 adet uyarı ve kınama cezası verildiğini belirtiyor.