Genel seçimlerin ardından, 13 yıldır devam eden tek parti hükümetinin yerini yeni bir koalisyon hükümetinin alması bekleniyor. Yeni hükümeti bekleyen sorunlar dağ gibi. Gayrimüslim toplumların yıllardır kangren halini almış sorunları da yeni hükümetin gündeminde olacak.
UYGAR GÜLTEKİN
uygargultekin@agos.com.tr
BARUYR KUYUMCUYAN
baruyr@agos.com.tr
Patrikhanelerin ve Hahambaşılığın tüzel kişilik sorunları, gayri Müslüm vakıfların yaklaşık 3 yıldır seçim yapamaması, Ruhban Okulu, mülkiyet sorunları gibi pek çok sorun halen çözüm bekliyor.
Surp Pırgiç Ermeni Hastanesi Vakfı Başkanı Bedros Şirinoğlu, Vakıflar Genel Meclisi Azınlık Vakıfları Temsilcisi Toros Alcan ve Yeniköy Panayia Rum Ortodoks Vakfı Başkanı Laki Vingas, yeni hükümeti bekleyen bu sorunlara dikkat çekti.
‘Sorunlar bir yıl içinde çözülmeli’
Altmış yıldan sonra parlamentoya üç Ermeni milletvekili seçtirdikleri için siyasi parti liderlerine teşekkür eden Surp Pırgiç Ermeni Hastanesi Vakfı Başkanı Bedros Şirinoğlu, seçilen milletvekillerine da başarılar diledi. Ermeni milletvekillerinin üzerindeki sorumluluğun büyük olduğunu söyleyen Şirinoğlu, “Toplumun menfaatlerine çalışacaklarına eminim” dedi.
Şirinoğlu, Ermeni toplumunun acil sorunlarına ilişkin olarak şunları söyledi: “ Patrikhanemizin tüzel kişiliği ve vakıflarımızın seçim yapamıyor olması en acil sorunlardan. Bir yıl içinde bu sorunlarımızın çözülmesini bekliyoruz. Toplumumuzun rahatlaması için bu sorunların artık acilen çözülmesi gerekiyor.”
Vakıfların iade edilen mülkleriyle ilgili olarak sorunların devam ettiğine de dikkat çeken Şirinoğlu, “İade edilen mülklerimiz var ancak pek çoğu için sorunlar devem ediyor. İmar planlarındaki sıkıntılar da giderilmelidir” diye konuştu.
‘Seçim yapamamak, sürdürülebilir bir şey değil’
Vakıflar Genel Meclisi Azınlık Vakıfları Temsilcisi Toros Alcan da hükümetin önündeki en acil sorunun vakıfların seçim yapamaması meselesi olduğunu söyledi.
Bu durumun artık sürdürülebilir olmadığına dikkat çeken Alcan, “Yönetmelik çıkmaz ve seçim yapılamazsa, cemaatlerimizin ortak kararı alınarak, konu mahkemeye taşınabilir. Hukuk ne diyorsa, onun uygulanmasını istiyoruz. Zaten söz konusu olan bir yönetmelik, kanun değil. Dolayısıyla Meclis’ten geçmesi gereken bir şey değil ve çözüm bulamamanın bahanesi yok” dedi.
‘Azınlıklar için kanun gerekli’
Sorunların en geniş çözüm yönteminin ise Azınlıklar kanununun çıkartılması olduğunu söyleyen Alcan şöyle konuştu: “Azınlıkların bir kanunu yok. Cemaatlerin kendi kendilerini örgütlemeleri, seçim yapabilmeleri gerekli. Vakıflar Kanunu var ve onun içinde debelenip duruyoruz. Patrikhane ayağı yok, sivil ayağı yok. Lozan’dan bu yana hiçbir adım atılmamış. Patrikhanelerin tüzel kişiliğini de içine alan bir yasa gerekli. Cismani Meclis’in ve Patrikhanenin tüzel kişiliğinin iadesi gerekli. Artık mecliste üç vekilimiz var ve bunu bir kanun tasarısı haline getirmeleri gerekiyor.”
Azınlık okullarının sorunlarına da vurgu yapan Alcan, yeni yasal düzenlemelerle okulların statüsünün de netleşmesi gerektiğini söyledi. Azınlık okullarının birer hayır kurumu olduğunu ve özel okullar gibi kâr amacı gütmediğini vurgulayan Alcan, “Bu sene okullarımıza özel okullara yapılan yardım kapsamında yardım yapıldı. Azınlık okulları kamu yararına eğitim veren okullardır ve devletten ödenek almalıdır. Yardımlar Lozan’dan gelen bir haktır. Devlet maaşları versin demiyoruz, öğrenci başına katkı sağlasın. Bunların hepsi kapsamlı bir Azınlıklar yasasıyla çözülebilir” diye konuştu.
‘En büyük sıkıntımız demografik’
Yeniköy Panayia Rum Ortodoks Vakfı Başkanı Laki Vingas ise pozitif ayrımcılık yapılması gerektiğine dikkat çekti. “Son yıllarda zaten toplum olarak hem yenilenmek hem de geçmişteki bütün sorunları aşmak üzere büyük bir uğraş içindeyiz. En büyük sıkıntımız demografik yapımız. Bir realite var ki, bu dünyada varız fakat bitiyoruz. Rum toplumu Türkiye realitesinde sözde var, özde bitiyor. Bu güne kadar sabretme geleneğini yaşattık şimdi var olmak istiyoruz. Bunun için de pozitif ayrımcılık gerekli.”
Nüfusu giderek azalan Rum toplumunun vakıf ve okul sayısı oldukça fazla. Vingas, artık örgütlenme şeklinin değişmesi gerektiğini ifade ederek şöyle konuştu: “Örgütlenme şemamızı, ihtiyacımıza göre yenileyebilmemiz gerekiyor. Daha zinde bir toplum olabilmek için geleceğe dönük yapmamız gereken şeyler var. Bu da küçülmekle başlar. Bırakın örgütlenme şeklini ihtiyacımıza göre küçültmeyi, biz daha seçim yapamıyoruz. Bütün cemaat vakıflarının en büyük sıkıntısı bu. Son 2-3 yıldır yaşadığımız bir engel var ve bunu bir an önce aşmamız gerekiyor. Vakıflarımızın da Medeni Kanunun diğer vakıfları gibi özgürleşmesi şart.”
Kendi kendini yönetme özgürlüğü için toplumların da vermesi gereken ciddi kararlar olduğunu söyleyen Vingas, “ Nostaljik bir yapı değil, reel politikalarla geleceğe bakılmalı. Mesela İmroz’da mülkiyet sorunları var. Ufak ufak aşılıyor ama bu ufak adımlar yaşlı nüfusun nefesine yetmeyecek” dedi.
Vekiller sıkıntılarımızı yansıtacak
Parlamentoda bulunan dört Hıristiyan milletvekillinin, sıkıntıları iyi bildiklerini ve bunu parlamentoya en iyi şekilde yansıtacaklarını ifade eden Vingas, “Bundan sonra tek formül özgür bırakmaktır. Kontrol mekanizmaları, özellikle küçük toplumların nefeslerini kesiyor. Özgür bıraktıkça o kadar büyür ve değer yaratırız. Bizim geçmişimizdeki en büyük güç değer yaratmaktı, bu elimizden alındı. Bıraksınlar, yine değer yaratalım” dedi.
Kilisesiz cemaat: Süryaniler
İstanbul’daki önemli inanç topluluklarından biri de Süryaniler. Süryaniler ibadet edebilmek için farklı cemaatlerin kiliselerini kullanmak zorunda kalıyorlar. Süryanilerin, öncelikli gündemi kilise problemi.
Süryani Kadim Meryemana Vakfı Başkan Yardımcısı Kenan Gürdal, yeni kurulacak olan hükümetin, kilisenin yapılabilmesi için adım atmasını bekliyor. Gürdal, şunları söylüyor: “Hükümetin girişimleri sonrasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi bize arazi tahsisinde bulundu. Ancak halen kilisemiz vücuda gelmiş değil. Anıtlar Kurulu’ndaki işlemler bitmedi. Yeni hükümetin bu konuda bize yardımcı olması gerekiyor. Bir her hükümete eşit mesafede yaklaştık. Bize yeni hükümete hayırlı olsun demek düşer. Türkiye’nin sorunlarını zaten en iyi bilenler siyasilerdir. Bizim sorunlarımızı da biliyorlar. Bir araya geldiklerinde de sorunları çözebileceklerdir.”