Patrikhane’nin tüzel kişilik sorununu çözme iddiasıyla kurulması gündeme gelen Hovakim 1461 Vakfı, 14 Mayıs 2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ilanla faaliyete başladı.
İlanla birlikte yürürlük kazanan vakfın kuruluş amacı, Resmi Gazete’de şu cümlelere yer aldı: “Türkiye Ermeni Patrikliği’nin tüm ihtiyaçlarını, cari giderlerini, personel giderlerini, elektrik, su, haberleşme, yakıt masrafları gibi tüm giderleri ile yurt içi ve yurt dışından gelen konukların her türlü yol, konaklama ve yeme-içme masraflarını karşılamak, gerektiğinde Ermeni Patrikliği’ne bağlı din görevlilerinin sağlık, maluliyet ve emeklilik durumlarında ayni ve nakdi yardım sağlamak ve destek olmak.”
Vakıf kurucuları olarak Patrikhane Ruhani Meclisi üyesi olan din görevlileri, Aram Ateşyan, Şahin Maşalı, Toros Ohanoğulları, Aret Anuşyan, Tanyel Uçkun, Artin Kirkor Babikyan ve Kirkor Harutyun Uzunyan’ın isimleri listede yer alıyor.
Türk Medeni Kanunu’nun 104. maddesi uyarınca kurulan Hovakim 1461, ‘Cemaat Vakfı’ özelliği taşımıyor. Patrikhane’nin tüzel kişilik sorununu çözmek gibi çok haklı bir nedenle açıldığı iddia edilen vakıf, aslında bu özelliğiyle olumsuz sonuçlara da yol açabilir. Bu sayede, cemaat içinde birkaç kişinin bir araya gelerek, hiçbir gelenek ve vakfiyeye dayanmadan, Medeni Kanun’dan yararlanarak açacağı bir vakıfla, herhangi bir cemaat vakfına ait mülkler üzerinde, seçimle görev başına gelmek veya topluma hesap vermek gibi bir yükümlülük olmaksızın tasarrufta bulunmasının da önü açılıyor.
Soru işaretleri
Patrik Genel Vekili Aram Ateşyan’ın toplumu bilgilendirmeden, kendi dar çevresinde yürüttüğü sürecin ardından hayata geçirilen vakıf, birçok soru işaretini de beraberinde getiriyor. Topluma empoze ettirilmeye çalışılan Hovakim 1461 Vakfı’nın, Resmi Gazetede yayımlanan ilanla faaliyete geçmesinin üzerinden 6 gün geçmesine rağmen, Patrikhane tarafından henüz herhangi bir açıklama yapılmış değil. Başepiskopos, bu konudaki röportaj taleplerimizi de yanıtsız bıraktı. Patriklik seçimleri için başvuru yapacağını söyleyen ve çeşitli bahaneler üreterek toplumun bu talebini sürekli öteleyen Ateşyan’ın bu tavrı geçtiğimiz hafta verilen ilanlarla da eleştiri konusu yapılmıştı.
Daha önce üst kullanım hakkı Surp Pırgiç Ermeni Hastanesi’ne devredildiği halde, Ateşyan’ın Beykoz Kilisesi yöneticileriyle yaptığı görüşmelerin ardından, Beykoz Kilisesi Vakfı Başkanı Varujan Mağakyan, Beykoz Ermeni Mezarlığı arsasının üst kullanım hakkını, kurulacak Hovakim 1461 Vakfı’na devredeceğini açıklamıştı. 19 Mayıs Salı günü Patrikhane’de yapılan Ruhani Meclis toplantısında ‘büyük ihtimalle’ yönetim kurulunu oluşturan vakfın ilk icraatı, Beykoz Vakfı’yla protokoller imzalamak olacak.
Kendileri seçecek
Vakfın faaliyet alanlarını ve yönetim şeklini açıklayan maddelerde, Hovakim 1461’in nasıl yönetileceğine ilişkin ayrıntılar da yer alıyor. Vakıf Yönetim Kurulu, cemaat vakıfları gibi seçimle görev başına gelmeyecek; mütevelli heyeti tarafından iki yıl görev başında olmak kaydıyla seçilecek. Yönetim kuruluna ‘çoğunluk olmamak’ şartıyla, dışarıdan üyeler de seçilebilecek. Yönetim kurulu başkanı olarak Başepiskopos Ateşyan’ın seçilmesi durumunda, iki yıl boyunca başkanlık görevini devam ettirebilecek. Yani bu süre zarfında kendisi dışında bir patrik seçildiğinde, Ateşyan başkanlığa devam edecek.
Yönetim kurulunun karar alma mekanizması da hayli ilginç. Karar vermek için toplantı yeter sayısı, 4 olacak. Bu üyeler arasında karar alınırken oylarda eşitlik olması durumunda, başkanın oyu, 2 oy olarak geçerli sayılacak. Bu da Patrik Genel Vekili ile kendisi ile birlikte hareket edecek bir üyenin daha bulunmasıyla bütün kararların alınabileceği anlamına geliyor. Tüm bu maddeler arasında, olumlu olarak algılanabilecek tek madde ise vakfın sona ermesiyle ilgili olanı. Bu maddede “Vakfın herhangi bir nedenle sona ermesi hâlinde borçların tasfiyesinden arta kalan mal ve hakları, Kumkapı Meryemana Ermeni Kilisesi Vakfı’na devredilir” deniliyor. Ancak, bu maddeye de “Mütevelli heyeti üye tam sayısının en az üçte ikisinin onayı ve mahkeme tarafından verilecek karar ile mümkündür” ifadesiyle şerh düşülmüş. Öte yandan, denetim kurulu da mütevelli heyetinin belirleyeceği üç asil ve üç yedek üyeden oluşacak.