Süryani Soykırımının 100. yılında, Midyat’ta başlatılan açlık grevine İstanbul’dan destek geldi.
Midyat’ta, 20 Nisan’da Süryani Dernekleri Federasyonu binasında başlatılan açlık grevine, İstanbul’dan destek geldi. İHD İstanbul Şube binasında düzenlenen basın toplantısına Süryani Soykırımını Anma Komitesi üyesi ve HDP İstanbul Milletvekili adayı avukat Erkan Metin, Mezopotamya Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Tuma Özdemir, İHD İstanbul Şubesi yöneticileri, Nor Zartonk aktivisiti ve HDP İstanbul Milletvekili Adayı Murat Mıhçı katıldı.
Toplantıda konuşan Metin, soykırım nedeniyle yaşanan travmanın, yüzyıllardır nesilden nesile geçtiğini ve acı hatıralarla dolu bir trajedi haline geldiğini belirterek, “Bu da halklar arasında güvensizlik, kin ve nefret duygularının oluşmasına ve süreklileşmesi tehlikesiyle birlikte olası bir barışın önünde hep engel oldu” diye konuştu.
Süryani Soykırımının kabul edilmesinin halklar arasındaki dostluk ilişkileri açısından yeni bir sayfanın başlangıcı olacağına dikkat çekin Metin, şunları söyledi:
“Ayrıca 1915 soykırımında rol alan Kürt ve etnik grupların temsilcilerinin güven verici, samimi ve işlenen suçları telafi edecek affettirici adımları atmaları barış ve birlikte yaşam için büyük bir önem taşımaktadır. Bunun yanında soykırım sürecinde Osmanlı İmparatorluğu ile hareket eden devlet ve güçlerin de özür dilemeleri, uluslar arası ve bölgesel düzeyde işlenebilecek yeni katliam ve insanlık suçlarının önüne geçecek ve demokrasiye hizmet edecektir. Dolayısıyla 100 yıldır devam eden inkara bir an önce son verilmesi gerekmektedir.”
Yüzyıllardır devam eden inkara son verilmesi çağrısında bulunan Metin, soykırımını yarattığı tahribatların giderilmesi için adım atılması gerektiğini söyledi.
24 Nisan'da oruç çağrısı
Metin, 24 Nisan’da soykırım kurbanlarını anmak için bir günlük oruç tutma çağrısı yaptı.
“Bu anlamda soykırımın sembolik günü sayılan 24 Nisan’da bu coğrafyada yaşayan tüm halkların bir günlük insani oruç tutmalarını öneriyorum. 24 Nisan’da bir günlük açlık, bir günlük oruç tutulması soykırım günlerinde bir şekilde sağ kalıp ama açlıktan canını yitiren insanları daha iyi anlamamıza belki de imkan tanıyacaktır. Sadece 1915 soykırımı değil bu coğrafyadan eksik edilmeyen tüm diğer soykırım mağdurlarını da bu şekilde anmış oluruz.”