NORAYR ŞAHİNYAN
Baron Sarkis Seropyan’la 2012’de tanıştım. Brezilya’nın São Paulo şehrinden İstanbul’a vardığımda elimde yapacağım işle ilgili referans olarak sadece onun ismi, ve kurucu bir üyesi olarak neredeyse içinde yaşadığı, onun “evi”, AGOS gazetesinin adresi vardı. Ben uzun süre önce buradan kaçan, Soykırım’a kanıt oluşturan ailemin ayak izlerini arıyordum. Başka hiçbir şeye ihtiyacım olmadı, Baron Seropyan her şeyimdi. Bilgeliği ve seçkin nezaketiyle bana cesaret ve bilgi verdi.
Sarkis bana taşlara, duvarlara ve insanlara ulaşan yolu gösterdi. Ve dört yıl boyunca, 13 bin kilometre katettiğim arayışlarım süresince bunların hepsiyle ilişkiler yaşadım. Tüm bunlar sayesinde idealimi gerçekleştirdim; onlarla konuşarak aradığım şeyi anlayabiliyor ve bulabiliyordum.
Ve çok daha fazlası: Davamıza hizmet etmeye her an hazır birisini takdir edebiliyor, onunla temasta kalabiliyordum.
Sarkis Seropyan benim taşların ve insanların en güçlü sırlarımızı saklayanlar olduğunu keşfetmemi sağladı.
İnsanların ve kültürün sırlarını, ki bu sırları ondan iyi bilen yoktu.
Huzur içinde yat Baron, ve için rahat olsun, burada, gökyüzünün, ve kadim Ani’mizde belirebilecek her bir gökkuşağının altındayız. Senin hayatını ve mevcudiyetini paylaşma fırsatı elde ettiği için sonsuza kadar minnettar kalacak bir dostun var.