Sosyal medyanın azınlık hâli

Sivil Toplum Diyaloğu Programı kapsamında, hibe desteği almaya hak kazanan ‘Sosyal Medya ve Azınlıklar’ projesini Cemre Baytok ve Rita Ender anlatıyor.

AB Bakanlığı tarafından yürütülen Sivil Toplum Diyaloğu Programı kapsamında, hibe desteği almaya hak kazanan ‘Sosyal Medya ve Azınlıklar’ projesinde, Türkiye’deki gayrimüslim azınlıkların sosyal ve toplumsal katılımıyla sosyal medya arasındaki ilişki araştırılıyor. Projenin genel amaçları arasında, sosyal medyada ifade özgürlüğünü teşvik etmek, gayrimüslim azınlıkların sosyal ve toplumsal katılımında sosyal medyanın rolünü vurgulamak ve bu bağlamda azınlıkların eşit vatandaş konumlarını artırmak yer alıyor.‘Sosyal Medya ve 

Azınlıklar’ projesinin çalışmalarını Cemre Baytok, hukuki işlevini ise Rita Ender’le konuştuk.

Cemre Baytok, projenin, Yeniköy Panayia Rum Ortodoks Kilisesi Vakfı yöneticilerinin, “Türkiye’de yaşayan farklı inançlardan azınlıkların topluma katılımında, sosyal medyanın rolü nedir?” sorusuna cevap aramak için AB’ye yaptıkları başvuruyla gerçekleştiğini söylüyor.

Baytok, Türkiye’nin en önemli araştırma şirketlerinden KONDA ile birlikte bir anket düzenlediklerini de belirtiyor: “Bu anket ile azınlıkların nicel ve nitel olarak sosyal medya kullanımını ve karşılaşılan nefret söylemi örneklerini tespit etmeyi hedefliyoruz. Bütün azınlıkların araştırma sonucunda yer alabilmesi için, ankete katılımın artması gerekiyor.”

Avukat Rita Ender ise, projenin hukuki anlamda taşıdığı öneme dikkat çekiyor. Ender, sosyal medyada ayrımcılığa uğrayan bir kişinin hukuki mücadeleyi nasıl vermesi gerektiğini şu sözlerle anlatıyor: “Kişi, sosyal medya üzerinde, örneğin bir Facebook sayfasında ayrımcı bir içerik gördüğünde, Facebook’a başvurup içerik hakkında bildirimde bulunarak, ilgili içeriğin kaldırılmasını isteyebilir. Facebook’un da, benzer sitelerin de, bu bildirimleri değerlendiren hukukçu kadroları var. Onlar içeriği değerlendiriyorlar ve bu yolla içeriğe erişimi engelleme kararı alınabiliyor. Bu karar, kimilerinin adalet beklentisi için yeterli oluyor; kimileri ise bir mahkeme kararına, bir cezanın varlığını hissetmeye ihtiyaç duyuyor. Bunun için de tabii ki dava açmak ve şikâyette bulunmak mümkün.”

Ender, ayrıca, azınlıkların gündelik hayatta yaşadıkları ayrımcılığa sosyal medyada da rastlandığının mümkün olduğunu söylüyor: “Hakaret, tehdit, dinî değerleri aşağılama, suçu ve suçluyu övme gibi şeyler görülüyor. 140 harf kullanılarak yapılan Hitler güzellemeleri, ‘Hepiniz Ermeni olsanız ne yazar, birimiz Ogün Samast olduktan sonra’ yazılı kilise duvarının fotoğrafı ve ‘favorilere eklenen’ tüyler ürpertici yorumlar elbette var.”

İlk toplantı 2 Nisan’da

Projenin ilk atölye çalışması, 2 Nisan Perşembe günü Alarko Holding’de yapılacak. Alarko Holding Yönetim Kurulu Üyesi Leyla Alaton’un konuşmacı olarak katılacağı atölyede, Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden Yrd. Doç. Dr. Erkan Saka, sosyal medya okuryazarlığı, internet güvenirliği ve enformasyon doğrulaması üzerine bir sunum yapacak. Atölye hakkında detaylı bilgi için: info@socialmediandminorities.com



Yazar Hakkında

1990 İstanbul doğumlu. Kültür sanat, müzik, insan hakları ve güncel politika haberleri yapıyor.