İstanbul Şehir Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümü’nden Prof. Dr. Mesut Yeğen, hükümet ile Erdoğan arasındaki çatlağı yorumladı.
Çözüm süreciyle ilgili olarak, hükümet ile Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan arasındaki çatlak, ilk kez net olarak ortaya çıktı. Dolmabahçe’de hükümet ile HDP İmralı Heyeti’nin 28 Şubat’ta yaptığı basın toplantısı ve arkasından başlayan “İzleme Heyeti” tartışmalarına, Cumhurbaşkanı Erdoğan, sert tepki gösterdi. Sonraki açıklamalarda görüş ayrılığı yok dense de, tartışma devam ediyor.
Görüş ayrılığının daha çok sürecin nasıl ilerleyeceği konusunda ortaya çıktığını söyleyen Yeğen, seçime gidilecek olmasının da etkili olduğunu belirterek şu değerlendirmelerde bulundu: “Seçimlerle ilgili kısmı açık. Çözüm sürecinin Öcalan’ı, PKK’yi ve HDP’yi öne çıkaran son birkaç haftalık seyrinin, AK Parti’nin Kürdistan’da HDP’ye, Orta Anadolu’da ise MHP’ye oy kaptırmasına yol açtığı tespiti yapılmış olsa gerek. Erdoğan, öncelikle bu durumu tersine çevirmek istiyordur. Ama diğer sebebin daha önemli olduğunu düşünüyorum. Çözüm süreci başladığında, silahsızlanmanın bu kadar uzayacağı ya da bu kadar zor ilerleyeceği, büyük bir ihtimalle öngörülmemişti. Erdoğan’ın kafasındaki çözüm modeli, süreçteki partnerinin de başrol sahibi olduğu bir modelden çok, devletin bahşettiği, Kürtlerin ve temsilcilerininse bahşedilen ve pasif konumda olduğu bir modeldi. Dolmabahçe Toplantısı, Öcalan’ın “Newroz Mesajı” ve İzleme Heyeti’nin kurulması ise, çözüm sürecini iki eşit partner arasında yürüyen bir sürece evriltiyor. Çözüm sürecinin bu hâlini, Erdoğan’ın kabullenmekte zorlandığı görülüyor. Ancak, bu olmadan da ilerlemenin imkânı yok ve hükümet de galiba bunun farkında. Dolayısıyla, Cumhurbaşkanı ve hükümet arasındaki ayrışmanın ardında, çözüm sürecinin nasıl ilerlemesi ya da ilerleyebileceği konusunda bir fikir ayrılığı olduğu söylenebilir.”
Öcalan’ın Diyarbakır Newroz’unda okunan mektubundaki ‘Eşme Ruhu’ vurgusuna, Genelkurmay’ın gösterdiği tepkinin ve hemen arkasından gelen operasyon açıklamasının, ordunun sürecin gidişatına dönük hamleleri olduğunu belirten Yeğen, “Son birkaç senedir çözüm sürecinin gidişatına dair menfi ya da müspet bir kanaat bildirmeyen ve fakat hükümetin çizdiği daire içerisinde hareket eden ordu, belli ki bu daire dışında hareket edebilmenin imkânlarını yokluyor. Ergenekon ve Balyoz davalarının yaşadığı meşruiyet kaybından da devşirdiği güçle, ordu, siyasete girebileceği en kolay yerden, çözüm süreci cephesinden girmeye hazırlanıyor belli ki” diye konuştu.