Uluslararası Mülteci Hakları Derneği Genel Sekreteri Aybüke Ekici, bazı Özbek mültecilerin Suruç’tan IŞİD’in yönetimindeki bölgelere gönderilmiş olabileceğine dikkat çekiyor. Ekici, IŞİD’in bu mültecilerden kendisine katılmak istemeyenleri infaz ettiğine yönelik haberler duyduklarını da sözlerine ekliyor.
Ülkelerinde yaklaşık bir yıldır devam eden siyasi ve dini baskılardan kaçarak Türkiye’ye gelen Özbek mültecilere yönelik sınır dışı etme uygulamaları, Şubat ayının başından itibaren hızlandı. Son üç ayda, aralarında hamile kadınların da bulunduğu onlarca Özbek mülteci tutuklandı. Yaşadıkları evlere baskınlar düzenlenen Özbek mülteciler, yabancılar şubesine gönderiliyor ve geri gönderme merkezlerinde tutuluyorlar. Bu tutuklamaların gerekçesi olarak hiçbir somut delil sunulamazken; yetkililer, mültecilerin ‘ulusal güvenliği tehdit’ ettikleri yönünde istihbari duyum olduğunu açıklamakla yetiniyorlar. Uluslararası Mülteci Hakları Derneği Genel Sekreteri Aybüke Ekici’ye göre, Kumkapı Yabancılar Şubesi’nde tutulan bazı Özbek mültecilerin burada Özbekistan Konsolosluğu’ndan gelen yetkililer tarafından ülkelerine dönmeleri için tehdit edildiğini söylüyor.
Kerimov’dan özür
Bazıları Özbekistan’a gönderilen mültecilerin çoğu, ülkeye girdikleri anda tutuklanırken, bir kısmı da televizyona çıkarılarak zorla Cumhurbaşkanı İslam Kerimov’dan özür dilemeleri sağlanıyor. Daha sonra bu görüntüler, devlet televizyonunda ‘ibret’ olması için yayınlanıyor. Kerimov, bu iadeleri ‘Özbeklerin savaşmak için Suriye’ye gitmesiyle’ gerekçelendirdiği söyleniyor.
Ekici, sınır dışı edilen bazı Özbek mülteciler için yaptıkları başvurularda, kendilerine ülkeden çıkış evrakı sunulmamasının kafaları karıştırdığını söylüyor. Özbekistan’a iade edilen mültecilerde bu evrakların olduğunu, fakat bazı mültecilerin işleminde böyle belgeler olmadığını söyleyen Ekici, bu mültecilerin Suruç’tan IŞİD’in yönetimindeki bölgelere gönderilmiş olabileceğini belirtiyor. Ekici, IŞİD’in bu mültecilerden kendisine katılmak istemeyenleri infaz ettiğine yönelik haberler duyduklarını da sözlerine ekliyor. Ağustos 2014’te, Adana Geri Gönderme Merkezi’nden çıkarılan ve aralarından Çeçen, Türkistanlı ve Özbek mültecilerin bulunduğu 11 mülteci, bu güzergâhtan Suriye’ye gönderilirmiş ve bunlardan IŞİD’e katılmayı reddeden 3’ü öldürülmüş. Ocak 2015’te de Özbekistanlı iki aile, Gaziantep Yabacılar Şubesi tarafından Suriye’de IŞİD’in kontrolündeki bölgelere gönderilmiş. Ekici, Özbek mültecilerin çoğunlukla Suriye’ye gönderilmek istemediklerini, istekleri olsa dahi bu insanları IŞİD’in kollarına bırakmanın tartışılması gerektiğini vurguluyor.
Uluslararası Af Örgütü Mülteci Hakları Koordinatörü Volkan Görendağ, özellikle 6458 Sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun 2013 yılında yürürlüğe girmesinin ardından bu tip vakaların çok seyrek yaşandığını söylerken, Özbek mültecilere yönelik son aylardaki uygulamaların bu durumun istisnası olduğunu söyledi. Uluslararası Mülteci Hakları Derneği Genel Sekreteri Aybüke Ekici, Özbek mültecilerin sınır dışı edilmesinin söz konusu kanunun doğrudan ihlali olduğunu belirtiyor. Kanunun 55. maddesinden yer alan “Sınır dışı edileceği ülkede ölüm cezasına, işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya muameleye maruz kalacağı konusunda ciddi emare bulunanlar hakkında sınır dışı etme kararı alınmaz” cümlesi, Özbekler için bir hayli geçerli.
Zira Özbekistan, özellikle politik ve dini özgürlükler konusunda çok sorunlu bir ülke. İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün (HRW) 2014 yılı raporuna göre, şu an ülkede dini sebeplerden ötürü 12 bin tutuklu bulunurken, Kerimov’un muhalifleri ciddi anlamda baskı altında. Uluslararası Kızıl Haç Komitesi, Nisan 2014’te ülkedeki cezaevlerinde işkencenin sistematik bir rutin haline geldiğini bildirdi. Türkiye’deki Özbek mülteciler de, ülkede camilere gitmelerinin ve başörtüsü takmalarının dahi engellendiğini söylüyorlar.