Başbakan Ahmet Davutoğlu 20 Ocak'ta, Dink’in ölüm yıldönümü vesilesiyle bir metin yayımladı. Dink’den ‘Türklerin ve Ermenilerin ortak geleceklerini inşa edebilmelerinin yolunu arayan Anadolu aydını’ olarak bahseden Davutoğlu, Ermenilere seslenerek ’23 Nisan 2014’ tarihli Erdoğan imzalı mektubu hatırlattı ve ‘Tramvayı atlatmak tabuları kırmakla olur, Türkiye bu noktayı aşmıştır’ ifadesini kullandı.
Hrant Dink'in 8. ölüm yıldönümünde Başbakanlık'tan yayımlanan mesaj şöyle:
Türkiye Cumhuriyeti’nin Osmanlı İmparatorluğu’ndan devraldığı önemli meselelerden birine duygu ve düşünceleriyle ışık tutmaya çalışan Hrant Dink aramızdan ayrılalı sekiz yıl oldu. Dink’in kederli ailesine ve tüm sevenlerine sabır diliyoruz.
Hrant Dink, Ermeni kökeninden de, Türkiye’ye bağlılığından da ödün vermeden Türkler ile Ermenilerin ortak geleceklerini inşa edebilmelerinin yol ve yöntemini arayan değerli bir Anadolu aydınıydı. Türk-Ermeni dostluğunu özünde birleştiren, köklü acıların aşılması, tarihi birlikteliğin hatırlanması için yüreğini ve aklını ortaya koyan Dink’in dostluk yoluna tuttuğu meşalenin ışığında zihinlerde ve gönüllerde kapılar açmak istiyoruz.
Bu anlayışla, Türk-Ermeni dostluğuna inanan herkesi yeni bir başlangıca katkıda bulunmaya davet ediyor ve tüm Ermenilere seslenmek istiyoruz:
Savaş şartlarında başvurulan zorunlu yer değiştirme politikalarının, 1915 dâhil, gayri insani sonuçlar doğurduğunu daha önce de açıklayan Türkiye, Ermenilerin acılarını paylaşmakta, iki halk arasında yeniden duygudaşlık kurulması için sabır ve kararlılıkla gayret göstermektedir. İlişkilerimizi esir alan husumetin aşılması için başta diyalog olmak üzere nasıl hareket edilmesi gerektiğinin ipuçlarını veren 23 Nisan 2014 tarihli taziye mesajı bu yaklaşımın en somut ifadesidir. Zamanı 1915’te donduran büyük travmayı geride bırakmanın yolu tabuların yıkılmasıyla başlar. Türkiye, kendi adına bu noktayı aşmış, geçmişten miras basmakalıp söylemleri, genellemeleri geride bırakmıştır.
İki kadim halkın birbirini anlama ve birlikte geleceğe bakma olgunluğuna ulaşmaları mümkündür. Aynı coğrafyayı ve uzun bir tarihi paylaşan Türkler ve Ermeniler, tüm meselelerini yalnızca kendi aralarında konuşabilirler; çözüm yollarını da yine yalnızca birlikte arayabilirler. Karşılıklı güven ve işbirliği anlayışını geliştirmemiz; 800 yıllık ortak tarihimizin ışığında birbirimizi yeniden tanımamız; insani ilişkiler içinde olmamız elzemdir. Bu anlayışla Ermeni dostlarımızı Türkiye'yi daha fazla ziyaret ederek karşılıklı önyargıları kaldırmaya davet ediyoruz.
Ayrıca, Ermeni kültür varlıkları ile Osmanlı/Türk kültürüne değerli katkılarda bulunmuş Ermeni şahsiyetlere hak ettikleri biçimde ve önemle sahip çıkmaya devam edilecektir.
Acılara ortak olmak, yaraları sarmak ve tekrar dostluklar kurabilmek arzumuz samimidir.
Ufkumuz dostluk ve barıştır