Açılım iradesi yargılanıyor

Abdülkadir Selvi Yeni Şafak'taki köşesinde, MİT yetkililerinin yargılanmalarının talep edildiği dosyayı analiz ediyor. Dosyada geniş kapsamlı bir PKK değerlendirmesi, Oslo görüşmeleri ve Habur olaylarının yer aldığını belirten Selvi, sıra açılım sürecine gelince yargılananın MİT yetkilileri değil, 'hükümetin açılım iradesi' olduğunun anlaşıldığını söylüyor.

Abdülkadir Selvi

29.03.2012

MİT Dosyası

28 Aralık tarihinde PKK konusunda bir karar alınıyor.

29 Aralık günü ise Uludere olayı yaşanıyor.

Feyman Hüseyin'e ait telsiz kodu, sinyali tespit edilebilecek şekilde bölgede gezdiriliyor.

Yani tam anlamıyla 28 Aralık'a bir misilleme yapılıyor.

Ankara'daki kanaat, bu aklın sadece PKK'ya ait olmadığı, işin içinde başka bir 'Devlet aklı'nın bulunduğu yönünde.

Çünkü istihbaratın alındığı andan, bombalamanın gerçekleştiği sürece kadar, bazı kademeler ısrarla devre dışı bırakılıyor.

Ancak yetmiyor.

28 Aralık günü önemli bir misyon üstlenen MİT'in yöneticileri ifadeye çağrılıyor.

Uludere olayında olduğu gibi, ifadeye çağrılma olayında da ustaca bazı kademeler devre dışı bırakılıyor.

Özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Yardımcısı Fikret Seçen, böylesine kritik bir konuda Başsavcılığı bilgilendirmiyor. İstanbul Emniyet Müdürü üstlerine bilgi vermiyor.

Ondan sonra kanun değişikliğine kadar giden süreç kamuoyunun gözü önünde cereyan etmişti.

İlişkilerde ciddi tahribata yol açtı, MİT yöneticilerinin ifadeye çağrılması olayı. Tarafların çabası sonucunda kriz aşıldı ama henüz sorun aşılmış değil.

Özel yetkili savcılık, MİT yöneticilerinin yargılanması için Başbakanlık'tan izin istedi.

Peki dosyada ne var?

Merak edilen soru bu.

Dosya 161 sayfadan oluşuyor.

Birinci sırada MİT eski Müsteşarı Emre Taner yer alıyor.

İkinci sırada eski Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş geliyor.

İlk sırada yer alması bekleniyordu ama MİT Müsteşarı Hakan Fidan üçüncü sırada.

Ardından MİT Müsteşar Yardımcıları Yaşar Yıldırım ile Hüseyin Kuzuoğlu geliyor.

MİT yöneticileri neyle itham ediliyor? Dosyada hangi iddialara yer veriliyor.

Dosyada kuruluşundan, eylemlerine, felsefesinden, hedeflerine ve yöneticilerine kadar çok geniş kapsamlı bir PKK değerlendirmesi yer alıyor.

Kuruluşundan gelişimine kadar kapsamlı bir PKK tarihi anlatılıyor.

İkinci sırayı ise Oslo görüşmeleri alıyor.

PKK'nın internet sitesinde, 'One Minute' şifresiyle yayınladığı meşhur görüşme.

Bazı bölümlerini karartıp, MİT yöneticilerini zor durumda bırakacağını düşündükleri bölümlerin servis edildiği olay.

Oslo görüşmeleri bağlamında MİT'in PKK yöneticileriyle yaptığı görüşmelere yer veriliyor. Bunların arasında İmralı görüşmeleri de önemli bir yer tutuyor.

Ardından Habur olayı geliyor. Habur olayı kapsamlı bir şekilde anlatıldıktan sonra, mahkemenin oraya taşınmasının üzerinde duruluyor.

Dosyada PKK'ya bu denli geniş yer verilmesi, savcıların ne denli ciddi ve kapsamlı dosya hazırladığı izlenimi vermesi olarak görülebilir.

Ama açılım sürecine gelince öyle düşünemiyorsunuz.

PKK tarihi de, Oslo görüşmeleri de, Habur da sanki bir tezi güçlendirmek için dosyaya girmiş izlenimini veren ise, açılım sürecine ilişkin değerlendirmeler.

Aslında dosyanın şifresi de burada gizli.

Başbakan Erdoğan'ın yasa değişikliği için düğmeye basmasının altında da bu yatabilir.

Çünkü MİT yöneticileri hakkında hazırlanan dosya, siyasi iradenin açılım iradesini yargılamaya dönük.

Yani savcılar hükümete dönüp, sen ne hakla açılım sürecini başlatırsın diye hesap soruyor.

Hakan Fidan'ın şahsında MİT'in yaptığı görüşmeleri, Emre Taner'in temaslarını, Afet Güneş'in müzakerelerini değil, Başbakan Erdoğan'ın iradesini yargılamayı esas alıyor.

Ben dosyada Hakan Fidan'ın görüşmeleri ya da Emre Taner'in temasları, Afet Güneş'in diyalogları kapsamında , kendilerine çizilen sınırların ötesinde ve Türkiye Cumhuriyeti'ni bağlayıcı ifadelerinin ve imza altına aldıkları bir takım belgelerin olmasını bekliyordum.

Ama burada yargılanmak istenen bir hükümetin açılım iradesi.