Birleşmeye engel Moskova

Papa’nın, ziyaretinin son dakikalarını, Surp Pırgiç Hastanesi’nde Türkiye Ermenileri Patriği II. Mesrob’un yanında geçirmiş olması oldukça anlamlıydı. Ziyareti, Episkopos Sahag Maşalyan, modern dini düşünce ve dini akımlar uzmanı Prof. Bilal Sambur, Anglikan Rahip ve İlahiyatçı Engin Yıldırım, Agos okurları için yorumladı.

Papa Francis’in 3 günlük (28-30 Kasım) Türkiye ziyareti, dünya ve Türkiye kamuoyunda büyük yankı buldu. Ziyaretin siyasi boyutlarının yanı sıra, Katolik ve Ortodoks dünyası arasındaki diyalog ve birleşme çabaları açısından da tarihi bir önemi vardı. Ekümenik Patrik Bartholomeos ile Patrikhane’de yapılan görüşme sonrasında imzalanan ortak deklarasyon, sadece Hristiyan dünyasında değil, başta Ortadoğu olmak üzere İslam dünyasında da geniş yankı buldu. 

Papa Francis, ziyaretinin ardından İtalya’ya dönüş yolunda uçakta gazetecilere verdiği demeçle, dikkatleri bir kez daha üzerinde topladı. Papa’nın, “Benim asıl kalbimde olan, Türkiye-Ermenistan sınırı. Keşke o sınır açılsa, o kadar güzel bir şey olur ki. Ben o bölgede, sınırların açılmasını kolaylaştırmayan jeopolitik problemler olduğunu biliyorum, ama bu halklar arasında uzlaşma olması için dua edelim” şeklindeki sözleri, ziyarete ayrı bir anlam kazandırdı. Papa’nın bu çıkışı, 2015’te Vatikan’da ‘1915 kurbanları anısına’ bir ayin düzenleneceği yolundaki söylentilerin de yoğunlaşmasına neden oldu. Ancak Vatikan yetkilileri şimdilik 2015 konusunda suskunluklarını koruyorlar.

Papa’nın Ekümenik Patrikhane’de katıldığı Andreas Yortusu ayininin ardından gerçekleşen heyetler arası toplantı sonucunda ortak bir deklarasyon yayımlandı. “Bizler, Papa Franciscus ve Ekümenik Patrik Bartholomeos …” diye başlayan deklarasyonda, “… Tüm Hristiyanların ve her şeyden önce de Katolikler ve Ortodoksların birliğini öne çıkarmak ve ilerletmek konusunda samimi ve istikrarlı kararlılığımızı ifade etmek isteriz” ifadesi ziyaretin asıl amacının ne olduğunu ortaya koyuyordu.

Papa’nın, ziyaretinin son dakikalarını, Surp Pırgiç Hastanesi’nde Türkiye Ermenileri Patriği II. Mesrob’un yanında geçirmiş olması ise, basında çok fazla yer bulamasa da oldukça anlamlıydı. Bu, ortak deklarasyonda belirtilen “Tüm Hristiyanların birliği”ne yönelik güçlü bir sembolik adım anlamına geliyordu.

Papa Francis’in ziyaretini, Episkopos Sahag Maşalyan, modern dini düşünce ve dini akımlar uzmanı Prof. Bilal Sambur, Anglikan Rahip ve İlahiyatçı Engin Yıldırım, Agos okurları için yorumladı.   

Episkopos Sahag Maşalyan: Birleşmeye direnç Ortodoks dünyasından geliyor

Papa, İstanbul’da verdiği vaazında Patrik II. Mesrob’la ilgili dua ettiğini belirtti. Ayıca Surp Pırgiç Hastanesi’nde Patrik’i ziyaret etti. Papa’nın bu tutumu Ermenilere özel bir önem veriyormuş gibi algılandı. Buna katılıyor musunuz? Bu ziyaretle ilgili ne düşünüyorsunuz?

Papa, Türkiye-Ermenistan sınırının açılmasından da söz etti. Belli ki Papa, Ermenileri yakından tanıyor; bu sevindirici bir şey. Patrik II. Mesrob’a karşı gösterdiği tutum da önemliydi. Bu, Papa’nın insanlığını, insanlara dokunan yönünü, insan acısına önem verdiğini gösteriyor. Bugüne kadar Türkiye’yi ziyaret eden her Papa, Ermeni Cemaati’nin kurumlarını ziyaret etti. Bu, elbette Ermeniler için bir ayrıcalıktır. Ama bunun ötesinde hem Hristiyanlar arasındaki birlik, hem de dinler arası diyalog açısından çok önemli mesajlar verdi.

Peki, Surp Pırgiç’teki ziyaret nasıl geçti? Patrik için dua etti mi?

Patriğin odasına girdiğinde sadece ailesinin orada olmasını istedi doğal olarak. Biz kapıda bekledik. Kendi bireysel duasını yaptı. Patriğin başını okşayıp elini öpmüş. Odada 10 dakika kaldı.

Papa ve Ekümenik Patrik Bartholomeos’un ortak deklarasyonu hakkında ne düşünüyorsunuz? Kiliselerin birliği için çok önemli bir işaret mi bu?

Elbette çok önemli ama bu tür işaretler daha önce de olmuştu. Ancak kiliseler arası birleşmeye direnç daha çok Ortodoks dünyasından geliyor. Ortodoks Kilisesi’nden bazı çevreler Patrik Bartholomeos’a da karşı çıkıyorlar. Mesela Moskova Patrikhanesi ve Rus kilisesinin çekinceleri var, çünkü birlik çabası ezber bozan bir yaklaşım. Bin yıllık ayrılığı kısa sürede tamir etmek o kadar kolay değil. Öte yandan Papa ve Patriğin birlikte sergiledikleri bu yaklaşım, örnek bir Hıristiyan tavrıdır. Bu tutumun mutlaka somut bir karşılığı olacaktır ama bunun ne olacağını şimdilik bilemiyoruz. Planları arasında 2025’te İznik Konsili’ni yeniden toplamak da var. Bu süreçte, ortak bir iman ikrarına ulaşılabilirse amaca ulaşılmış olur.

Bu çerçevede Ermeni kilisesiyle de görüşmeler var mı?

Evet. Vatikan’ın Doğu Ortodoks kiliseleriyle ilgili komisyonları çalışıyorlar. Teolojik anlamda bu görüşmeler çok olumlu gidiyor ama tarihten gelen bölünmeler de var. Mesela bir kilisenin aziz ilan ettiği bir kişiyi, diğer kilise aforoz etmiş. Hıristiyanlık birleşecekse bunun çerçevesi geniş bir birlik olacak. Papa da bunu anlamış görünüyor. Şu anda yaşanan süreç kiliselerin birbirini tanıma süreci. Bu diyalog sürecinde pratik adımlar atılabilir. Mesela Surp Zadig (Paskalya) ve Surp Dzınunt’u (Noel) aynı tarihte kutlayabilsek ne kadar güzel olur.

Bu görüşmelerin ardındaki temel motivasyon ne sizce? Protestanların ve/veya İslam'ın yükselmesi mi?

Elbette ikisi de kaygı uyandırıyor. Ayrıca materyalizmin yükselişiyle birlikte Batı’da Hıristiyanlık güç kaybediyor. Ancak birleşmenin asıl motivasyonu, Katolik Kilisesi’nin sekülerleşmenin etkisinden kurtaracak adım olması. Mesela kadınların rahip olması, eşcinsel evliliklerin meşru görülmesi gibi konularda Katolik Kilisesi üstünde büyük bir baskı var. Ortodokslarla birleşme olursa, bu seküler baskıya direnmek daha kolay olacak. Çünkü Ortodoks kiliseler bu konuları gündemlerine bile almıyorlar. 

 Engin Yıldırım: Anglikanlar da birleşmeden yana  

Hıristiyanlık tarihi maalesef Kilise’nin hiç de gurur duymayacağı bölünmeler ve çatışmalarla dolu. Buna rağmen geçen yüzyılın başında ortaya çıkmış olan ekümenik hareketin geldiği nokta teşvik edici. En büyük değişim kiliselerin ruhani önderlerinin atacakları samimi ve radikal adımlarla gerçekleşmekte. Bunun en iyi örneklerinden biri de geçen haftasonu Papa Francis’in Ekümenik Patrik’e yaptığı ziyaret oldu. Bu ziyaret, birlik ruhunun en iyi mesajlarından birini verdi.

Papa’nın İstanbul’da St. Esprit Katedrali’ndeki mesajında söylediği gibi birliğin ‘teklik’ olmadığı, çeşitliliğin Kutsal Ruh’un armağanı olduğu gerçeği ile aramızdaki farklara rağmen birliğin peşinden gidebileceğimiz, bir kere daha en üst düzeyde ifade edildi. Bir Anglikan rahip ve ilahiyatçı olarak bu gelişmeyi büyük bir sevinçle kucaklıyorum.

Anglikan Kilisesi, hem Roma Katolik hem de Ortodoks Kilisesi ile birlik için diyalog halinde. Arzumuz Kilise’nin birliğidir. Zira İsa Mesih, Kilisesi’ne baktığı zaman onu Katolik, Ortodoks ya da Anglikan olarak ayrı ayrı görmüyor.

Prof. Dr. Bilal Sambur: İstanbul’da diyalog ve ekümenizm devrimi

Katolik ve Ortodoks Kiliseleri arasında bin yıldır büyük bir ayrılık söz konusu. Hıristiyan dünyanın bu iki büyük dini kurumu, birbirlerini aforoz ettiler. Ortodoks-Katolik ayrılığı, Hıristiyan dünyası için her zaman büyük bir problem oldu. İkinci Vatikan Konsili’nde (1965) kabul edilen Ekümenik deklarasyonla beraber Hıristiyan kiliseleri arasında işbirliğinin yolları aranmaya başlandı. İlk olarak Katolik ve Ortodoks Kiliseleri, aforoz kararlarını iptal edip, kendi aralarında teolojik diyalog başlattılar. Papa’nın Ekümenik Patrikhane’yi ziyaret etmesi, dini ayine Ekümenik Patrik’le beraber katılması ve ortak deklarasyon yayımlaması, Katolik ve Ortodoks Kiliseleri arasındaki ilişkilerin yeni bir aşamaya evrildiğinin işaretlerini veriyor. Önümüzdeki dönemde Vatikan ve Patrikhane arasında kurumsal düzeyde yoğun ilişkilerin ve işbirliklerinin gerçekleşeceğini söyleyebiliriz.

Papa’nın ziyaretiyle Vatikan, hegemonya anlayışından vazgeçtiğini, tahakküm yerine farklı kiliselerin ve dinlerin varlığını tanıdığını, onları kendisine eşit kabul ettiğini, insanlığın sorunlarının çözülmesi için çoğulculuk ruhu içinde eşitler arasında işbirliği ve diyalogla yol alınabileceğini ortaya koymuş bulunuyor. Papa, Türkiye’ye sadece sembolik bir ziyarette bulunmadı. Ziyaret sırasında yaşanılanlar, İstanbul’da bir diyalog ve ekümenizm devriminin gerçekleştiğini çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor.

Kategoriler

Kilise Güncel Gündem



Yazar Hakkında

1967 İstanbul doğumlu. Agos yazı işleri müdürü ve kitap eki Kirk'in editörü; güncel politika, dini akımlar, tarihle ilgili güncel tartışmalar ve yeni çıkan kitaplar hakkında haberler yapıyor.