Kumkapı’da yaşayan kayıtdışı göçmen 21 yaşındaki Ermenistanlı Narine Mıkırtçiyan, siyanür içerek intihar etti. Ekmek parası peşinde İstanbul’a gelen 21 yaşındaki Narine Mıkırtiçyan’ın hazin hikâyesi ve intiharı, hem göçmenlerin maruz kaldığı yalnızlık ve sıkışmışlığın, hem de kadınların her gün onlarca kez maruz kaldığı erkek şiddetinin sarsıcı bir örneği.
Ermenistanlı Narine Mıkırtçiyan henüz 21 yaşında, Kumkapı’da yaşayan kayıtdışı bir göçmendi. Dört yıldır Türkiye’deydi ve bir gümüş imalathanesinde çalışıyordu. Üvey babası ve ağabeyiyle bir dairede kiracıydılar. Narine, ağabeyi Zhora’nın da arkadaşı olan komşularının oğlu Orhan’a âşıktı. Ancak bu aşk, talihsiz genç kadının hayatına mâl oldu.
Ağabeyi Zhora’nın anlattığına göre, Narine evlenmeyi düşündüğü Orhan ile birlikte oldu. O çok sevdiği Orhan ise, gizlice çektiği Narine’nin çıplak görüntülerini bilgisayarına kaydetti. Devreye Orhan’ın kardeşi Barış girdi. Genç kızı kendisiyle yatmazsa görüntüleri ağabeyi Zhora’ya seyrettirmekle tehdit etti. Narine teklifi kabul etmeyince de dediğini yaptı.
Kız kardeşinin uygunsuz görüntülerini gören Zhora, o öfkeyle Narine’ye bir tokat attı. Öte yandan Orhan ve Barış ise genç kadından şantajla para koparmaya çalışıyorlardı. İstedikleri parayı getirmezse, Narine’nin görüntülerini internete koyacaklarını söylüyorlardı. Genç kız önce işyerindeki arkadaşlarından iki kardeşin istediği parayı
toplamaya çalıştı ama başarılı olamadı.
Narine ve ailesi yasadışı koşullarda yaşadıkları için haklarını arayamadılar. Umutsuzluk içinde ruhsal çöküntüye sürüklenen talihsiz genç kadın çareyi canına kıymakta buldu. Çalıştığı işyerinden eve getirdiği siyanürü içerek hayatına son verdi. Narine’den geriye, İstanbul Adliyesi’nde bekleyen ve kimse sahip çıkmazsa kapatılıp gidecek bir dosyadan başka hiçbir şey kalmadı.
Narine’nin hayatını böyle söndürdüler
LİLİT GASPARYAN
Kumkapı’da yaşayan kayıtdışı göçmen 21 yaşındaki Ermenistanlı Narine Mıkırtçiyan, siyanür içerek intihar etti. Narine dört yıldır Türkiye’de yaşıyor ve bir gümüş imalathanesinde çalışıyordu. Üvey babası ve ağabeyiyle bir dairede kiracıydılar. Hem kendisi hem de ağabeyi Zhora, komşularının oğulları Orhan ve Barış’la arkadaştı. Narine’nin intiharına ilişkin farklı iddialar var, ancak Zhora Mıkırtçiyan, kız kardeşi Narine’nin son üç gününde yaşanan gelişmeleri Agos’a anlattı. Narine Orhan’ı seviyor, hatta evlenmeyi bile düşünüyordu. Ancak gizlice çekilmiş çıplak görüntüleri her şeyi alt üst etmekle kalmadı, talihsiz kadını ölüme götürdü. Genç kadın ve ailesi, illegal şartlarda yaşamaları nedeniyle, polise gidemediler ve şikâyetçi olamadılar. Narine’nin kayıt dışı hayatı, isteği dışında çekilen video kayıtları yüzünden sona erdi.
Her şey 26 Şubat Pazar sabahı başladı. Orhan’ın kardeşi Barış, Narine’nin ağabeyi Zhora’nın yanına gelip, Orhan’ın, Narine’nin çıplak görüntülerini çektiğini söyledi. Bu sözlere inanmayan Zhora, video kaydını görmek istedi. Barış, Narine’nin Orhan ile Yenibosna’da bir evde bulunduğunu söyleyerek Zhora’yı o eve gitmeye ikna etti. Ancak Yenibosna’ya vardıklarında evde kimse yoktur. Barış evde bulunan bilgisayardan Narine’nin çıplak görüntülerini Zhora’ya izletti. Bilgisayardaki görüntüleri cep telefonunun hafıza kartına yükleyen Zhora eve döndü ve Narine ile tartışmaya başladı. Tartışma sırasında da Narine’ye bir tokat attı. Narine ise abisine Orhan ile evlenmek istediğini, ancak Orhan’ın kendisine alçakça bir tuzak kurarak görüntülerini videoya çektiğini, daha sonra da Barış’ın bu görüntülerle şantaj yaparak kendisiyle yatmak istediğini anlattı.
Kız kardeşinin ne kadar üzgün olduğunu gören Zhora bu konuşmadan sonra evden ayrıldı. Daha sonra eve döndüğünde ise Narine ona hafıza kartını yuttuğunu söyledi. Ertesi gün Narine işe gitmeden önce Barış’ın ve Orhan’ın üvey annesi olan Ermenistanlı Heriknaz’dan Orhan’ın numarası aldı. Zhora bir gün önce yaptıkları tartışmada Narine’nin sim kartını kırıp attığı için Orhan’a ulaşmak istiyordu. İntihardan sonra iş arkadaşlarının anlattığına göre, Narine o gün işe gidince herkesten para istemeye başladı ve akşama kadar acilen yüklü miktarda para bulması gerektiğini söyledi. Fakat bulamadı. Abisi Zhora’nın tahminine göre, Orhan telefonda Narine’den şantajla para istemişti.
Akşama doğru, iş arkadaşı Sibel, Narine’nin çantasına siyanür koyduğunu görüp, ona belli etmeden siyanürü çöpe attı. Akşam saatlerinde ise çok tedirgin olduğu için Aysun adlı arkadaşından Narine’yi yoklamasını rica etti. Narine kendisini ziyaret eden Aysun’a intihar etmeyi düşünmediğini konusunda güvence verdi. Bir sonraki günün sabahında ise Narine, abisi ve üvey babasını uyandırıp işe yolcu etti.
Öğlen yemeği için eve gelen babası koridorda Narine’nin cansız bedenini buldu. Narine’nin öldüğünü gören babası, Zhora’ya telefon açtı. Zhora kaçak oldukları ve daha önce birkaç kez sınır dışı edildikleri için polise gitmekten çekinerek Ermenistan’daki annesini aradı. O sırada da cenaze işlemleriyle Narine’nin arkadaşı Aysun ilgilendi.
Narine’nin annesi Nune Mıkırtçiyan İstanbul’a varınca ilk olarak karakolda ifade verdi. Ancak Zhora’nın anlatımına göre karakolda annesinin ifadesini çarpıtarak yazıldı. Nune, Savcılık’ta ilk ifadesine itiraz edip yeniden ifade verdi.
Narine Mıkırtiçyan’ın intiharının üzerine gitme amacıyla Çağlayan Adliye Sarayı’na gittik. Savcı İbrahim Kayapınar, dosyanın üstünde gizlilik kararı olmamasına ve avukatların dosyayı inceleme hakkı olmasına rağmen, avukatımızın dosyayı incelemesine izin vermedi. Sözlü talebin ardından yaptığımız yazılı başvuru da savcı tarafından yine reddedildi. Soruşturmanın sürdüğünü belirten Savcı Kayapınar, kararın otopsi raporunun ardından, çok kısa bir süre içinde çıkacağını söylemekle yetindi.
Ermenistan’ın başkenti Yerevan’a bağlı Alaverdi ilçesinden ekmek parası peşinde İstanbul’a gelen 21 yaşındaki Narine Mıkırtiçyan’ın hazin hikâyesi ve intiharı, hem göçmenlerin maruz kaldığı yalnızlık ve sıkışmışlığın, hem de kadınların her gün onlarca kez maruz kaldığı erkek şiddetinin sarsıcı bir örneği. Narine’nin dosyasının sahipsiz kalmaması ve gerçeklerin üzerinin örtülmemesi için, soruşturmayı yakından takip edeceğiz.