Aşağıdaki şiir yazan Behçet Aysan, 21 sene önce bu memlekette yakılarak öldürüldü. “Yakılarak öldürüldü” demenin sıradanlaştığı bir memlekette yaşıyoruz, çünkü tanıdığımız; kitabını aldığımız, şiirlerini ezbere bildiğimiz, şarkılarını dinlediğimiz insanlar, “yakılarak öldürüldü”. Faillerinden bir kısmı zaman aşımından salıverildi. Zaten katilleri savunanları milletvekili yapmayı tercih eden Büyük Başkan namzedimiz Recep Tayyip Erdoğan “Milletimiz için, ülkemiz için hayırlı olsun. Yıllar yılı içerde olan vatandaş, içlerinde kaçak olanlar vardı” demişti... Ama unutmamak lazım, sadece onlar değil bu katliamda herkesin payı var, moda deyişle “hepiniz oradaydınız”... Basın, olayların suçlusunu buldu 'Dine kitaba küfür eden Aziz Nesin”. Basınımızın amiral gemisi Hürriyet olayı tüm çıplaklığı ile şöyle duyurmuştu zaten “Sivas’ta Aziz Nesin İsyanı”.
Sonra o otel yeniden açıldı, alt katında bir et lokantası/iskenderci ile beraber. Birileri gidip orada yemek yedi, Belki et kokusuna yanık insan kokusu da karışmıştı. Bu bile, bu memlekette birbirimizin yüzüne bakamayacak kadar utanmamız için bir sebep, bir daha yemek yiyememek için bir sebepti ama sonra her şey halloldu. Âlicenap devletimizin lütufkâr Kültür Bakanlığı olayın üzerinden geçen uzun seneler sonra binayı alıp düzenledi ve “yakılarak öldürülenleri” anmak için isimlerini bir duvara yazdılar. Ama onları öldürürken “kaza” sonucu kendileri de ölen iki kişinin adını da o anılma duvarına yazmayı unutmadılar…
Aklımda bunlar varken başka bir şey yazamadım… Oysa Ramazan yazısı yazacaktım. Ne diyeyim, hayırlı Ramazanlar.
EFLATUN BİR ÖLÜM
Kırgınım, saçılmış
bir nar gibiyim
sessiz akan bir ırmağım
geceden
git dersen giderim
kal dersen kalırım
git
dersen
kuşlar da dönmez,
güz kuşları
yanıma kiraz hevenkleri
alırım
ve seninle yaşadığım
o iyi günleri,
kötü
günleri bırakırım.
aynı gökyüzü aynı keder
değişen bir şey yok ki
gidip
yağmurlara durayım.
söylenmemiş sahipsiz
bir şarkıyım
belki
sararmış
eski resimlerde kalırım
belki esmer bir çocuğun
dilinde.
bütün derinlikler sığ
sözcüklerin hepsi iğreti
değişen bir şey yok hiç
ölüm hariç.
aynı gökyüzü aynı keder.
Behçet Aysan
not: 20 seneden fazla geçti değişen hiçbir şey yok. Sevan Nişanyan içeride suçu kaçak inşaat yapma gibi görünse de, memleketin her yanından “duyarlı vatandaşlar” dine hakaret davaları açıyor. Kendi güvenliği bahanesi ile tecrit ediliyor. Yarın onun da başına bir şey gelirse, suçlusu kendi olacaktır. Tıpkı Aziz Nesin gibi…